Pazar 25.11.2018
Son Güncelleme: Pazar 25.11.2018

Adım döndü kaderim de döndü

Şef Döndü Ayoğlu geçen hafta pişirdiği balıkla ABD eski Başkanı Bill Clinton’ın gönlünü kazandı. Döndü Florida’da Naples Ritz Carlton’ın mutfağının şeflerinden biri. Güzel, pırıl pırıl bir hayatı var. Ama bu hayata kavuşmak hiç de kolay olmamış

Döndü Ayoğlu Mundy, 32 yaşında. Şu anda Florida Naples Ritz Carlton Hotel'in mutfağında çalışan şeflerden biri. Mutlu bir evliliği, başarılı olduğu bir işi ve güzel bir hayatı var. Fakat hiç kolay olmamış Döndü'nün tüm bunlara sahip olması. Ordu Akkuş'ta kalabalık bir ailede gözlerini açmış Döndü. İki ablası bir de erkek kardeşi var. Hayatı hep zor olmuş, iyi bir öğrenciymiş ama annesi okumasını istememiş. Evde işlere yardım etmesini uygun bulmuş. Fakat bir süre sonra kendisine biçilen hayata isyan edip tek başına İstanbul'a gelmiş Döndü. Fabrikada çalışmış, çocuk bakmış. Zor günler geçirmiş. Neyse ki karşısına çıkan iki kadının desteğiyle bambaşka bir hayata yelken açmış. İşvereni Burcu Yolcu, Döndü'nün yemeğe olan yeteneğini görünce yüreklendirmiş onu, İSMEK'te başlayan yemek yolculuğu bugün dünyanın en önemli otellerinden birinin mutfağında devam ediyor. Döndü'nünki insanın içini açan bir başarı hikayesi, darısı hayalleri olan diğerlerinin başına...
- Ordu'da başlayıp Miami'ye uzanan bir hikayeniz var...
- Ailemiz kalabalıktı ama ben babaannem ve dedemin ellerinde büyüdüm. Tüm eksiklerimi onlar karşıladı. Küçük bir kasabadaydık ve maddi olarak imkanlarımız çok kısıtlıydı. Zorluklarla geçen ilkokul ve ortaokul yıllarından sonra annem okula devam etmemi istemedi. Çünkü ev işlerinde ona yardımcı olmam gerekiyordu. Oysa çok başarılı bir öğrenciydim. Öyle ki tüm öğretmenlerim tarafından takdir ediliyordum. Trabzon'da bir liseyi de kazanmıştım ama annemin kararı evde olmamdı. Hayatımla ilgili kararı veren kişi hep oydu. Benim de yaşım küçüktü, itiraz edecek güçte değildim. Sonra bu duruma başkaldırdım ve İstanbul'a taşınmaya karar verdim.
- Tek başınıza mı taşındınız?
- Evet. Ailem şiddetle karşı çıktı ama dinlemedim. İstanbul'da yakın bir akrabamızın yanına geldim ve bir fabrikada işçi olarak çalışmaya başladım. Ailem burnumu sürtüp geri döneceğimden emindi çünkü o kadar küçüktüm ki... Çok zorluk yaşamama rağmen, fabrikada bir süre çalıştım. Bu sürede çalışmanın ne kadar zor olduğunu ve bana acı verdiğini hissettim. Bir yandan da kendi paramı kazanıyor olmak hayata karşı beni güçlü kıldı. Sonrasında akrabamda daha fazla kalamayacağımı anladım. Bir sığıntıydım, benim orada olmam onları da mutsuz etmeye başlamıştı. Bu yüzen yatılı bir işe başlamaya karar verdim. İki çocuklu bir ailenin yanına girdim, beş yıl orada çalıştım.
- Ne kadar sürdü?
- Bu süreç 17 yıl devam etti. İstanbul'da bir ailenin evinde çalıştığım bir dönemde, evin hanımı çok güzel yemek yaptığımı, bu konuda kendimi geliştirmem gerektiğini, dünyayı kadınların değiştireceği fikrini aşıladı bana. Anladım ki, seneler boyu çalışmakla olmayacaktı, bir şey yapmam gerekiyordu. Aşçılık okuluna gitme hayalleri kurmaya başladım. Maddi olarak nasıl altından kalkacağımı bilmiyordum. Evin hanımı yol göstericim oldu ve liseyi dışarıdan bitirdim. Bir süre sonra o evden ayrıldım, başka bir ailenin yanında işe başladım. Burcu ve Yücel Yolcu çifti... Çok sıcaklardı. Onların yanında yedi yıla yakın kaldım. Burcu'nun desteğiyle kendimi geliştirmek adına adeta kendimi paraladım. Hafta içi çalışıyor, hafta sonu İSMEK'te yemek kurslarına gidiyordum. Bir yandan da İngilizce öğrenmeye çalışıyordum. Aradan geçen süre boyunca aşçılık okulu hayalim hiç bitmedi. MSA'ya kayıt yaptırdım. Oradan güzel bir dereceyle mezun oldum.
- Önünüzde yeni bir yol açılmış olmalı...
- Yepyeni bir yoldu hem de... Stajımı Mövenpick Otel'de tamamladım. Çok başarılı bir stajdı. Göktürk'te Big Chef's restoranda bir yıl çalıştım. Restorancılıkta kendimi geliştiremeyeceğimi anlayınca, Şişli'de Marriot Otel'de çalışmaya başladım. Bir yıl içinde kendimi gösterdim. Ve otelin yemek yarışmasına katıldım. Ödüller arka arkaya geldi. Otelin Avrupa yarışmasında birincilikler aldım.
İLK KEZ BİRİ BENİMLE GURUR DUYDU
- Şansınıza sizi destekleyen iki kadın çıkmış karşınıza... Kadınlar birbirine destek olduğunda nasıl güzel sonuçlar çıkıyor ortaya...

- Gençken çok uçuk hayaller kuran biri değildim zaten ama şu anki yaşantımı aklımın ucundan bile geçiremezdim. Mümkün değil! Çocukluğum, genç kızlığım döneminde kimse hiçbir zaman beni başarımdan dolayı tebrik etmedi. Bu yüzden bana inanan, güvenen birini görünce ona ve inandığı şeye sıkı sıkı sarılmak istedim. Evinde çalıştığım Burcu bu anlamda müthiş bir motivasyon kaynağıydı. Hep inandı bana. İlk kez hayatımda biri benimle gurur duymuştu.
BİLL CLİNTON'A BALIK YAPTIM
- Ünlü müşterileriniz de var ama geçen hafta çok özel bir isme yemek yaptınız. Biraz anlatır mısın?

- Fine dining bir restoran benim çalıştığım. Yoğun akşamlardan birinde, ABD Eski Başkanı Bill Clinton'ın geleceği haberini aldık ve restoranı onun için kapattık. Bill Clinton benim yaptığım yemekleri yedi. Yemekte branzino tercih etti. Bu derili bir balık türü. Onun çok sevdiği bir yemekmiş. Çok beğendi. Önceden öğrenmiştim nasıl sevdiğini ve ona göre hazırladım.
- Nasıl severmiş?
- Tereyağsız, az tuzlu, taze sebzeli. Ve derisi çıtır çıtır... Aynen böyle yaptım ve onun çok hoşuna gitti. Yemek bitiminde beni davet etti masaya. Yanına gittim, çok teşekkür etti, keyifli bir akşam geçirdiğini, bu balığı tekrar yemek için geri geleceğini söyledi. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi çünkü önce etrafındaki güvenlikten korktum, çok heyecanlandım. Bu heyecanımı görüp bana sarıldı, "Fotoğraf çektirmek ister misin?" diye sordu. Tabii ki fotoğraf çektirdik ve Clinton'la bu otelde fotoğraf çektiren tek kişi oldum. Takdir edilmek şahane bir şey. Böylesine biri tarafından beğenilmek çok önemli bir mesajdı, "İşte Döndü sen işini iyi yapıyorsun, Bill Clinton bile yaptığın yemeği beğeniyor, bu senin başarındır" dedim. Bu kendime inancımı tazeledi.
- İlerisi için hayallerin neler?
- Kendimle gurur duyuyorum. Anne olup, kendi restoranımı açma planım var. Cesaretli olmak şart. Başaracağına inanman lazım, ben çok inandım. Benim yaptığımı herkes yapabilir, herkes hayatında U dönüşü yapabilir ve yeni bir hayat şekillendirebilir.
- Sence adının döndü olması tesadüf mü?
- Galiba adım kaderim.
İLK GÜN HAVAALANINDA UYUDUM
- Amerika'ya yolunuz nasıl düştü?

- Avrupa'da düzenlenen yarışmadan birincilikle dönünce, Mr. Marriot'tan davet mektubu geldi. Ekip olarak Washington'a onunla tanışmaya gittik. Bu sırada onun özel şefiyle de tanışmış oldum. Ona Amerika'da çalışmak istediğimi söyledim. Beklemem gerektiğini, pozisyon açılınca haber vereceklerini söyledi. Bir yılı geçti bekleme süreci. Hep mailleştik ama bir türlü pozisyon açılmadı. Sonunda gözümü karartıp kendim gittim, bir yıllık stajer vizesi aldım. Kendi imkanlarımla geldiğim için her şey zordu. Mesela dört aktarmalı uçakla gelebildim. Neredeyse hiç İngilizce konuşamıyordum. Kalacak yerim yoktu, ilk gecemi havaalanında uyuyarak geçirdim. İlk zamanlar gerçekten çok zordu. Birkaç ay içinde ortama alıştım ve arkadaş çevresi edindim. Bu sırada Marriot'un üst markası olarak bilinen Ritz Carlton Napples Beach Resort'ta staja başlamıştım. Üç ay sonunda şu an evli olduğum eşim Mathew ile tanıştım. Çalıştığım yerde şefti.
- İlk görüşte aşk mıydı?
- Aslında değil. Arkadaş olarak başladık. Mathew hergün işe başlamadan önce yanıma gelip, sıkı sıkı sarılırdı bana. Bu beni çok duygulandırıyordu. Bir gün onu bir Türk ailenin yanına götürdüm yemeğe. Kültürümüzü gördü. Orada yemek yedik ve sıcaklığımız onu çok etkiledi. Sanırım bana orada âşık oldu. Ama benim vizem bitiyordu. Geri dönmem gerekiyordu. Mathew beni kaybetmekten de evlenmekten de korkuyordu... Sonradan anlattı bana, annesini ağlayarak aramış, evlenmekten korktuğunu ama beni kaybetmek istemediğini söylemiş. Annesi ona evlen demiş. Bu cesaretle bana evlenme teklif etti. Vizem dolmadan evlendik ve çok mutluyuz.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.