Bir başka Emre Altuğ geliyor

Emre Altuğ, uzun yıllardır müzik dünyasının içinde yer alan, hepimizin de ilgiyle takip ettiği bir isim. 1990'larda Sezen Aksu, Nilüfer, Sertab Erener gibi sanatçılara vokalistlik yaparak müzik hayatına başlayan Altuğ, 30 yılı aşan sanat yaşamı boyunca altı albüm çıkardı, birçok konserde yer aldı ve sayısız unutulmaz şarkıyı müzikseverlere armağan etti. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Sahne Sanatları Tiyatro Bölümü'nde eğitim alan sanatçı, çok kez tiyatro sahnelerinde, televizyon dizilerinde, sinema perdesinde boy gösterdi. Müzik ve tiyatro ile iç içe geçen bunca yılın ardından Emre Altuğ şimdi de Klasik Türk Müziği'nin unutulmaz şarkılarını senfonik müzik eşliğinde sahneye taşıyacağı Unutulmayanlar projesi ile İş Sanat Konser Salonu'na konuk oluyor. Altuğ'un "Yeni nesle miras, eski nesile hatıra" olarak tanımladığı projede ünlü sanatçıya şef Zdravko Lazarov yönetimindeki Sinema Senfoni Orkestrası eşlik edecek. Konserin geniş repertuvarında Yıldırım Gürses imzalı klasikler de yorumlanacak. Altuğ'un 2017 yılında çıkardığı Yıldırım Gürses Şarkıları isimli sanat müziği albümünün bir nevi yansıması olacak konser, 7 Aralık Cuma günü saat 20.30'da gerçekleşecek. Bu vesileyle Emre Altuğ ile bir söyleşi gerçekleşirdik. Kendisiyle hem Unutulmayanlar projesinin öyküsünü hem de müzik yaşamını konuştuk.
- Pop müziğin sevilen isimlerinden biri olarak bir Klasik Türk Müziği albümü çıkardınız. Yıldırım Gürses Şarkıları albümünün çıkış hikâyesini sizden dinleyebilir miyiz?
- O dönem hazırlamakta olduğumuz albümümüze Yıldırım Gürses'i koymak istiyorduk. Sonrasında ekip arkadaşlarımızla konuşurken, bütün bir albümü Yıldırım Gürses'i anma albümü olarak şekillendirdik. Daha sonra Yıldırım Gürses'in şarkı haklarına sahip olan oğlu Beyazıt Gürses'in de bu projeye onay vermesiyle birlikte Selim Çaldıran ile çalışmaya başladık. Ardından projeye altyapılar konusunda Ceyhun Çelikten, Erkin Aslan ve Sarp Özdemiroğlu da dahil oldu. Tabii tahmin edebilirsiniz bu büyük bir sorumluluk getiren bir karardı. Şarkıların yapılarını bozmadan ilerlememiz gerekiyordu. Çünkü bazıları TRT'ye kayıtlı klasik eserler. Tarihte iz bırakmış şarkıların lezzetini bozmayı hiçbirimiz istemezdik sonuçta.
- Peki, Yıldırım Gürses şarkıları dışında söylemekten mutlu olduğunuz Klasik Türk Müziği şarkıları var mı?
- Çok iyi bir Türk müziği dinleyicisiyim. Elbette var. Ancak benim eğitimim şan olduğu için bunları söylemeye çok cesaret edemedim uzun yıllar. Ufak ufak denemeler yapıyordum ama yine de tereddütlüydüm. Sağolsunlar, bu konuda beraber çalıştığım Türk müziği sanatçısı arkadaşlarımın cesaretlendirmesini inkar edemem. Onların desteği olmasaydı ne Klasik Türk Müziği şarkıları eklerdim repertuvara ne de Yıldırım Gürses albümü doğardı diyebilirim.
- Şimdi de İş Sanat'ta 7 Aralık Cuma akşamı Sinema Senfoni Orkestrası ile 'Unutulmayanlar' projeniz için sahnede olacaksınız. Merak ediyorum, Sinema Senfoni Orkestrası ile bir araya gelme fikri nasıl ortaya çıktı?
- Fikir Sinema Senfoni'deki çok değerli müzisyen arkadaşlarımla birlikte konuşurken ortaya çıktı. Daha sonra İş Sanat ile konuştuk, gelişmeler olunca, biz repertuvarı belirledik ve çalışmaya başladık. Size şöyle söyleyebilirim ki gerçekten keyifli bir gece olacak.
- Biraz da tiyatro eğitiminizden konuşalım, örneğin müzik yaşamınızda bu eğitimin faydası olmuştur epey, değil mi?
- Olmaz mı? Sahne duruşu, seyirciyle iletişim, çok fazla etkisi var tabii. Aslında ben daha önce de solist olarak amatör anlamda çeşitli yerlerde çalışıyordum. Tabii eğitimle birleşince çok daha keyifli bir hal aldı. Zaten hayalim hep bir müzikal oyuncusu olmaktı. İkisi için de ayrı ayrı eğitim aldım sonuçta.
- Son olarak, ilerleyen zamanlarda başka müzisyenlerle sizi yine bu tip özel projelerde görecek miyiz acaba?
- Neden olmasın? Müzikal ortaklıklara her zaman çok sıcak bakıyorum. Sonuçta iki farklı müzikal kafanın bir araya gelmesiyle hep değişik, yaratıcı ve heyecan verici işler çıkıyor.
SOSYAL MEDYA CİDDİ BİR AÇIĞI KAPATIYOR
- Yeni nesil genç pop sanatçıları ve müzikleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Şu andaki pop müzik çatısı altında, ya da pop rock, rock müzik, popüler müzik anlamında çok iyi gelişmeler olduğunu duyuyorum. Tabii bunun için hem dinleyicinin hem de ulusal anlamda yayın yapan kuruluşların biraz da fedakarca davranması gerektiğini düşünüyorum. Tabii ki sosyal medya burada çok ciddi bir açık kapatıyor. Bu sayede çok ciddi alternatif yeni sound'lar, yeni üretimler yeni sesler, besteler, sözler duyabiliyoruz.