Vücudumuzun Plütonvari organları

İnsan vücudunun bazı kısımları, bir zamanlar atalarımız için belirli işlevlere sahipken artık bir amaca hizmet etmiyor.
Evet, anlayacağınız birtakım 'işe yaramayan organlar' bünyemizde varlığını sürdürmekte.
Bu ifade ilk anda biraz anlamsız hatta komik bile görünebilir size, ama pek öyle değil.
Business Insider'da geçen hafta yayımlanan bir makaleye göre insanlığın milyonlarca yıl süren yolculuğu süresince apandis, azı dişleri, üçüncü göz kapağı, palmaris longus kası gibi kimi organ ve kısımlar eski işlevselliğini yitiriyor. Biraz Plüton'un yaşadıkları geliyor gözümüze. "Abi, ufaksın falan ama gezegensin nihayetinde sen de, sigortan falan hep gezegen olarak yatıyor, iyisin yani" deyip de bir gün gelip "Ya abi biz karıştırmışız aslında sen gezegen değilmişsin, çıkışını veriyoruz mecburen" demek gibi... Milyonlarca yıldır öyle veya böyle vücudumuzda bir işe yaramış organlara gidip "Arkadaşlar siz galiba bir işe yaramıyorsunuz, gereksiz kalabalıksınız bünyede" denir mi?
Gelin bakalım, bunu diyenler nasıl gerekçelendiriyorlar...
APANDİS: BİLİNEN EN YAYGIN KULLANIŞSIZ ORGAN
Apandis yıllar önce insanların selüloz bakımından zengin olan bitkileri sindirmesine yardımcı olan bir organımızdı.
Bitki yiyen omurgalı hayvanlar hâlâ bitkilerin işlenmesinde apandislerine bel bağlıyor olsa da, bu organ artık insan sindirim sisteminin bir parçası değil.
Birtakım antropologlar, "Beslenme biçimimizi daha fazla çeşitlilik içeren ve eti hedefleyen bir şekilde değiştirmeye başlamamızla, artık aşırı uzun ve karmaşık bağırsak yollarına ihtiyacımız kalmadı" diyor.
AZI DİŞLERİ O KADAR GEREKLİ Mİ?
İnsanlar artık çok güçlü çenelere ihtiyaç duymuyorlar. En azından birkaç milyon yıl önceki atalarına kıyasla... Çünkü artık öğünler daha çok pişmiş tahıllar ve yumuşak yiyeceklerle dolu.
Bu durum da genellikle öğütme amacıyla kullanılan azı dişleri için "Artık o kadar gerekli mi?" sorusunu akıllara getiriyor.
AVCILIK BİTTİ KULAK KASLARI GİTTİ
Kulak kasları memelilerin işitme duyularını özel seslere odaklamak için kullandığı bir kas. En azından ansiklopedilere göre öyle... Bu refleks özellikle avcılıkta önemli bir avantaj sağlamaktaymış. Yıllar içinde insan davranışlarının değişimi, avcılığın öneminin azalması ile kulağın görünen kısmını kontrol eden bu kasları kullanma yeteneğimiz azalıyor. Bu da bu bölgeyi 'işlevsiz hale gelenler' listesine sokuyor.
BİR GÖZ KAPAĞI DAHA VAR
Üçüncü göz kapağı, gözün iç köşesinde bulunan bir doku kıvrımı.
Bazı hayvanların gözlerini korumak için kullandığı zarlara benziyor. Memelilerde oldukça nadir görülüyor. Bu yapı genel olarak kuşlar, sürüngenler ve balıklarda bulunuyor. Bilim insanlarına göre, insanlarda da kullanım dışı olan bir üçüncü gözkapağı kalıntısı mevcut. Oldukça küçülmüş bu organ, an itibariyle kullanım dışı.
GEÇMİŞTE KALAN HATIRA: ÜRPERMIŞ TÜYLER
Üşüdüğümüzde, korktuğumuzda tüylerimiz ürperir. Hepimizin alışkın olduğu bir refleks değil mi? Üşüme durumunda, dikilen tüyler havayı deri ve tüyler arasında sıkıştırıyor. Böylece yalıtım ve sıcaklık sağlıyor.
Bu refleks hayvanların ise daha iri görünmelerine ve düşmanın korkup kaçmasına yarıyor. İnsanların giysilerinin olmadığı dönemlerde doğal düşmanlarını korkutmaya yarayan bu fonksiyona artık ihtiyacımız yok. Yani bu özellik geçmişimizden bir hatıra olarak kaldı.