Giriş Tarihi: 3.03.2019

‘Ev babaları’ dalga dalga yayılıyor Yedek ebeveyn değil babayım

Babaların işe gidip annelerin çocuğa baktığı bir kalıp var kafamızda. Peki, ya anneler işe gidip babalar evde çocuk bakarsa... “Olur mu öyle şey?” demeyin, artık devir değişti. Ev babalarının sayısı giderek artıyor. Üstelik onlar çocuklarının her anına tanıklık etmekten çok memnunlar

Çocuğunuza kim bakıyor? diye sorsam muhtemelen annesi, anneannesi, babaannesi ya da bakıcı diye cevap vereceksiniz. Ancak artık bir seçenek daha var: Babası. "Olur mu öyle şey babalar tüm gün çocuk mu bakar?" diye karşılık verenleri duyar gibiyim. Neden olmasın? Onun da çocuğu sonuçta. İşte bugün size, bize tüm öğretilenlerin, beynimize işlenen kalıpların dışına çıkan yeni bir aile modelinden bahsedeceğim. Annelerin çalıştığı babaların evde çocuk baktığı aileler... Hayat şartları, çocuklarına bakıcının bakmasını istememek, aile büyüklerinin olmaması ya da çocuklarının büyüdüğünü kaçırmak istememek 'ev babası' olmanın nedenleri. Özgehan Omağ, Murat Demirtaş ve Özdemir Hiçdurmaz tüm gün çocuklarına bakan babalar. Onlar hayatından memnun. Çocuklarıyla vakit geçirmekten keyif alıyorlar. Aile huzuru öncelikleri. Eşleriyle aralarındaki saygı hiç kaybolmamış. Bebeğinin altını da değiştirmişler, yerleri de silmişler, kek de yapmışlar, bulaşık da yıkamışlar... Tüm bunların sadece kadının görevi olduğunu düşünmüyorlar, ne de olsa hayat müşterek. Hatta çocuk bakmaya başladığından beri kadınları daha iyi anladığını, bu yüzden erkek bir feminist olduğunu söyleyen de var. Sosyal medyada da binlerce takipçisi olan bu üç babaya en çok sorulan soru "Benim kocam sizin gibi nasıl olur?" sorusuymuş. Cevapları ise aynı: "Bu yaştan sonra kocanızı değiştiremezsiniz, siz çocuklarınızı iyi yetiştirmeye çalışın." Gelin, bu üç babanın evine konuk olalım ve onların hikayesini kendilerinden dinleyelim.

Özgehan Omağ (@enbabavekizlari)
Erkek bir feminist oldum
- Ev kadınlarını daha iyi anlıyorsunuz artık değil mi?

- Çocuk bakmak işten sayılmıyor. Beni geçtim evde çocuğuna bakan kadının da derdi büyük. Çünkü yaptıkları görünmüyor. Ağır işçilik hatta. 'Evde çocuk bakıyorsun ne ki yanii' dediklerinde sinir oluyorum. Ev kadınlarının üzerindeki baskıyı çok iyi anladım. Şu an erkek bir feminist oldum. Eşitliği savunuyorum. Kadın emeğinin takdir edilmesini istiyorum.
- Eşinizle birlikte vakit geçirebiliyor musunuz?
- İkinci çocuktan sonra mümkün değil. Mesela birlikte televizyon izlemek için fırsat bulsak uyuya kalıyoruz. Ancak çiftler iyi iletişim kurarak dengeyi sağlayabilirler.

- Çocuğunuza bakmaya nasıl karar verdiniz?
- Benim annem babam çalışıyordu. Beni anneannem büyüttü. Çocuğumuz olacağını öğrendiğimizde herhâlde büyükler bakar, bakmazsa yardımcı buluruz diye düşündük. Eşim Kanadalı. Ailesi burada değildi. Babaannenin de yaşı büyüktü. Ona bu sorumluluğu veremedik. İçimden yardımcı bulup bu işi çözeriz diye düşündüm. Ben elektrik mühendisiyim. Genelde Rusya'da çalıştım. Eşim de "İstanbul'da iş bul bir arada olalım" dedi. Sonra eşim bir gün "Sen bakar mısın?" diye sordu. "Ben çocuk bakmayı bilmiyorum ki" diye cevap verdim. "Olsun, ben de bilmiyorum" dedi. Doğru, o da ilk defa anne olacak. Kafadaki modelde kadınlar bakabilir erkekler bakamaz diye bir kod var. "Denemek ister misin?" diye sorduğunda eşim, içimden "Denerim ama yapamam, bakıcıyla devam ederiz" diye düşündüm.
- Eşinize "İşini bırak sen bak" dediniz mi?
- Hayır, o cümle benden hiç çıkmadı.
- Panik olmadınız mı?
- Nasıl olacak diye internette "evde çocuk bakan baba" diye arattım ama örnek de bulamadım doğru düzgün. Eşim doğum iznindeyken öğrenirim diye düşündüm. Kızım Emel doğunca tüm aşamaları birlikte öğrendik. Yanımızda kimse yoktu. İnternetten araştırarak, anne gruplarına sorarak ilerledik. beş aylıkken doğum izni bitti. Eşim bana önce altını değiştireceksin, sonra biberonu vereceksin, gazını çıkaracaksın diye bir liste verdi. Yazanları uygulamaya çalıştım. Tektim ve çok stresliydim ilk gün. Ama üstesinden geldim ve kendimle gurur duydum.
- Eşinizle hiç kavga ediyor muydunuz?
- Bebek bakımı yüzünden saçma kavgalarımız olurdu. Uykusuzluk, annenin hormanları... Didişiyorduk ama iletişimimiz iyi olduğu için büyük kavgalarımız olmadı.

- Çevrenizdekiler ev babası olmanıza şaşırdı mı?
- Benim gibi onlar da inanamadı. Çünkü kimse böyle bir model görmemiş. Babam bana hiç bakmamış. Erkeğin çocuk bakma ihtimali kafalarda yok. Yapamayacağımı düşünüyorlar. Bu yüzden aile arasında hiç konuşamıyorduk.
- Sonra?
- Günler geçtikçe kendime güvenim arttı. Ama evde sıkılmaya başladım. Kızımla vakit geçiriyoruz ama hep rutin şeyler. Kimseyle konuşamadığım için derdimi anlatamadım. Parka çıkmaya başladım kızımla. Sonra çocukla zaman geçirebileceğimiz oyun gruplarını keşfettim. Ama bu gruplarda da hiç baba yoktu. Annelere garip geliyordu çocuğuna tüm gün bakan bir baba. Biz de yabancı ailelerin olduğu gruplara katılmaya başladık. Yabancı kültürden gelen anneler "Baba bakabilir olabilir tabii" dediler, çok rahat ettim.
- Dalga konusu oldunuz mu?
- Erkekler arasında dalga konusu bu. Eğitimlisin, erkeksin, örnek yok. Direkt söyleyemedim bu yüzden. Sıkılınca 'enbabavekızları' diye Instagram hesabı açtım ve paylaşımlara başladım. Sonra arkadaşlarıma benim hesabım öneri olarak çıkmış. Böyle fark ettiler durumu.
- Anne eve geldikten sonra rahatlıyor musunuz?
- Anne gelince bir "Oh be" diyorum tabii. Evde çocuk bakan annelere göre daha rahatım. Çünkü çalışan babalar eve geldiğinde pek dâhil olmuyorlar çocuk bakımına. Oysa çalışan anne geldiğinde durmuyor ve çocuk bakımına devam ediyor.

Büyüdüklerini kaçırmayın
"Erkeklere sen çocuk bak eşin çalışsın" demiyorum. Boş zamanlarını çocuğunla geçir. Onun büyüdüğünü kaçırma. Çünkü zaman anlamadan çabucak geçiyor. Kadın ve erkeğin eşit olduğunu çocuklarımızı yetiştirirken öğretmeliyiz. Kız çocuğu da her şeyi yapabilsin. Ampul de değiştirebilsin. Erkek çocukları da yemeğini hazırlayabilsin, temizlik yapabilsin. Güçlü bireyler olup kendilerine yetebilsinler.
Önce kadın bariyeri var
- Peki, eşiniz Türk olsaydı, size "Çocuğa sen bak" deseydi, yine böyle anlayışla karşılar mıydınız?

- Çok güzel bir soru. Birincisi bence eşim Türk olsaydı böyle bir teklifte bulunmazdı. İkincisi etseydi, daha önyargılı davranırdım. Muhtemelen anneanne olurdu, otomatik olarak devreye girerlerdi. Kadın bariyeri var zaten.
- Sizi her gün çocuğunuzla parkta görenler ne diyordu?
-Bakkal sordu önce. "Abi hanım nerede, sen niye bakıyorsun?" diye. Taksici "Eşiniz hasta mı?" diye sordu. "Yok, ben bakıyorum" dedim. "Abi olur mu hiç öyle" diye tepki veriyorlar. Zaman geçtikçe sertleşmeye başladım "Neden bakmayayım, benim çocuğum" diyordum.
- Sizi model alıp çocuğuna bakan erkekler oldu mu?
- Söyleyenler oldu. Instagram'da özellikle kadınlar eşlerine "Bak çocuğuna bakanlar var" deyip beni gösteriyormuş. Az da olsa değişime katkı sağlamak beni mutlu eder.

Ev işi de yapıyor musunuz?
- Mutfakta keyif alarak zaman geçirmiyorum ama kızlarımı aç bırakmıyorum. Bir gün boyunca temizlik yapabilirim. Elle bulaşık yıkamak beni rahatlatır.
- Mesaj atıp kocasını şikâyet edenler oluyor mu?
- "Kocam nasıl sizin gibi olabilir?" diye soruyorlar. "Parmağınızı şıklatın kocanız böyle olsun" diyemiyorum. Annemin, anneannemin, eşimin etkisi var. Hayatımdaki kadınların eseriyim aslında. Bu yüzden kocanızı değiştirmeye çalışmayın.
Murat Demirtaş (@firinimdanekmekler)
Çocuklarıma ekşi mayalı ekmekler yapıyorum
- Nasıl başladınız çocuk bakmaya?

- Ben heykeltıraşım ama reklam sektöründe çalışıyordum. Ancak o sektörden kaçmak için 2010'da bir kafe açtık. Üç sene sonra kentsel dönüşümden binamız yıkıldı. Eşim devlet memuru. Birlikte çocuğumuza benim bakmamın daha uygun olacağına karar verdik. Zaten ben evi, mutfağı ve ailesiyle bir arada olmayı seven biriyim.
- Ev işlerini yemekleri de siz mi yapıyorsunuz?
- Yapıyorum ama eşim de yardım ediyor. Özel bir durum yoksa evde her şeyi ortak yapıyoruz. Ama çamaşır yıkamayı da ütü yapmayı da bilirim.
- Peki, etraftan tepkiler geldi mi?
- Biz böyle bir tepkiye izin vermedik. Bu bizim hayatımız ve nasıl yaşayacağımıza biz karar veririz. "Kılıbık adam, karısının her dediğini yapıyor" gibi yorumlar olabilir ama biz öyle bakmadık hiçbir zaman.

- Çocukla ilk yalnız kaldığınızda panik yaşadınız mı?
- O paniği hâlâ ara ara yaşıyorum. Ama alıştım. Eşim nöbete kalıyor 48 saat evde olmayabiliyor. Gayet güzel şekilde hayatımız sürüyor.
- "Eşinize ben hep evdeyim, sen işe gidip biraz da olsa rahatlıyorsun" gibi cümlelerle sitem ediyor musunuz?
- Hayır, biz hiç yaşamıyoruz bu tür diyaloglar. Eşimle 14 yıldır evliyiz ama 26 yıldır tanıyoruz birbirimizi. Çok saygılıyız.
- Peki, eşiniz hadi "Sen çok yoruldun git biraz hava al" diyor mu?
- Hep söyler. Hatta yıllardır İngilizcemi ilerletemedim. Bana "Malta'ya falan gidip dilini ilerlet" der.
- İkinci çocuğa karar vermek zor olmadı mı?
- Sevgimi nasıl paylaştıracağım diye düşündüm sadece. İşin mali tarafını pek düşünmedik. Tek çocuk daha kontrol edilebilirdi ama iki çocuklu hayat daha zor.

Özdemir Hiçdurmaz (@babalar_kizlari)
Anneler babalara güvensin
Evde çocuk bakma hikâyeniz nasıl başladı?

- Çocuktan önce ikimiz de çalışıyorduk. Eşim İngilizce öğretmeni ben ise özel sektörde yöneticiydim. Eşim ilk kızımıza hamileliğinde çocuğa kendisi bakmak istediğini dile getirdi. İşini bırakıp evde çocuklarla ilgilenmeye başladı. İlk kızımızı ikincisi takip ederken, 5 sene kadar eşim evde çocuklarla ilgilendi. Daha sonra büyük olanımız ilkokul, küçük olan kreş yaşına geldiği zaman rolleri değiştik. Yardım alabileceğimiz bir aile desteğimiz yoktu. Bakıcıya emanet etmek istemedik. Bu nedenle ben çalışma modelimi değiştirdim. Böylece eşim iş hayatına başladı.
- Kızlarınıza bakarken en çok hangi konularda zorlandınız?
- Kızların bakım ve gelişiminde doğumdan beri aktif katılımcı olduğum için çok zorluk çekmedim. En büyük zorluğu, evde iş, çocuk ihtiyaçları ve bunların kesişmemesi için zaman planlamalarını yaparken çektim. Daha sonra deneyimledikçe, pratik yaptıkça düzenli bir hale geldi.
- Bir gününüz nasıl geçiyor?
- Hafta içi bilgisayarı açıp bir kaç ufak işi hallettikten sonra çocukları kaldırıyorum. Çoğu kez eşim kahvaltı sofrasını hazırlamış oluyor. Ben çocukları uyandırıp giydirdikten sonra okula bırakıyorum. İlk zamanlar dönüp kahvaltı sofrasını ve mutfağı topluyor çalışmaya devam ediyordum. Zamanla benim evden çalışmamın kızlar üstünde de olumlu etkileri oldu. Kahvaltılarını ettikten sonra kendileri sofrayı topluyor bana sadece bir iki ufak ayar kalıyor. Küçük kızımız 14.30 - 14.45 gibi geliyor o geldiği zaman ona meyvesini hazırlıyorum veya hafif bir yemek, onu yedikten sonra, ablası gelene kadar onun serbest zamanı var. Dilediği gibi değerlendiriyor. 16.30 gibi ablası geliyor. Bir ikindi kahvaltısı yapıyor. Daha sonra abla ödevine kardeş ise resim, hamur gibi bir faaliyet ile zaman geçiriyor. 18.00 gibi ben ablanın ödevlerini kontrol ediyorum, daha sonra hep beraber eğleniyoruz.
- Çocuklarınızı büyütürken en duygusal olduğunuz anları hatırlıyor musunuz?
- Hastalandıkları anlar, sağlıkla ilgili problemlerde gerçekten kötü oluyorum. Kafamda sorunları büyütüyorum. Dışarı belli etmesem dahi kendi içimde fırtınalar yaşıyorum.
- Ev işlerini de yapıyor musunuz?
- Açıkçası ev işlerine çok sıra gelmiyor. Gerçi yemek yaparım, severim de yapmayı fakat temizlik konusunda çok yardımcı olamıyorum. Temizlik konusundaki düşüncem "Bulmak istediğin gibi bırak."
- Çevreden baskı gördünüz mü hiç?
- Çevreden baskı görmedim, çok destek de gördüğüm söylenemez. Halen çocukların annesi olmadığını düşünen bir kitle var. Özellikle dışarıda çocuklarla baş başa çıktığım zamanlarda nasıl ilgilendiğimi görenler, bana takdir, çocuklara acıyarak bakıyordu. Anne baba ayrı ya da anne vefat etmiş sanıyorlardı.
Eşimden bakıcı ücreti alabilsem karlı bir iş olurdu
- Bakıcı tutmaktansa çocuklarınıza bakmanız maddi açıdan daha mantıklı bir çözüm mü oldu?

- Çocuk olmadan önce sahip olduğumuz hayata göre şüphesiz bir değişim yaşadık. Fakat biz bakıcı tutup tutmama üstüne aldığımız kararı öncelikli maddi nedenlerle vermedik. Nasıl ki bir ebeveyn-bebek bağlanması yeni doğan hayatında önem teşkil ediyorsa aynı destek ve bağın eğitim süreci başladığı zaman da olumlu olacağını düşünüyorum. Diğer yandan tutacağınız bir bakıcı ile ister istemez çocuğun sosyal ve eğitimsel gelişmesine bir değer katamazken buna karşın maddi bir bedel ödüyorsunuz. Bu açıdan bakınca çok mantıklı bir çözüm oldu, eşimi ikna edip bakıcı ücretinin yarısını alabilsem mantıklı olduğu kadar karlı dahi olabilirdi.
- Çocuk bakan bir baba olmanın önündeki en büyük engel nedir?
- Annelerin babalara yer açması ve güvenmesi çok önemli. Bugün cinsiyet eşitsizliğini konuşuyoruz. İşte bu da farklı bir türü bu eşitsizliğin. Babalara fırsat verip, bu konuda onlara güvenmek.
Instagram'ın fenomen babaları
Evde çocuklarına bakan babalar bu üç babayla sınırlı değil. Sosyal medyada giderek yayılan bir aile model bu. Avrupa ve ABD'de de oldukça yaygın. Çocuklarını kendi yetiştiren ve bundan keyif alan Instagram'da da bunu paylaşan babalar şöyle: gazetecibaba, oynayanbaba, birincitekilbaba, entelbabaa, bir dolapkitap, ucanbaba...
PARA HIRSIMIZ YOK
- Mali zorluk çektiniz mi?

- Çektik tabii ama biz hayata farklı bakıyoruz. Elimizdekileri temkinli kullanıyoruz. Borçlanmayı sevmiyoruz. Arabamız yok. Her şeyi kendi etrafımıza topluyoruz. Kadıköy, Üsküdar, Kuzguncuk alanında yaşıyoruz. Daha çok para kazanmak gibi bir arzumuz yok. Huzur önemli.
- Çocuklarınıza ekmeği de kendiniz yapıyorsunuz...
- İlk oğlum Eren doğduğunda ona ne yedireceğiz diye düşündüm. Çünkü yediklerimizde sayısız kimyasal var. Bu yüzden ekmeğimizi ben yapmaya başladım. Direkt üreticisinden organik un alıyorum ve ekşi mayalı ekmekler yapıyorum.
- Çocuğunuzu kucağınıza alıp ekmek dağıtmaya bile başlamışsınız...
- Oğlum Eren'i yüzme, piyano gibi kurslara göndermek isteyince mali olarak eksiye düşmeye başladık. Arkadaşlarım da "Ekşi mayalı ekmek bize de yapsana" dediler. Her hafta düzenli olarak ekmek yapıp dağıtmaya başladım. Çocuklarıma baktığım için onlarla birlikte ekmekleri evlere bırakmaya başladık. Ancak çok uzaklara gitmiyoruz. Zaten ekmekleri evde yaptığım için haftada 30- 40 adet ekmek siparişi alıyorum.
- Arkadaşlarınız sizin aile modelinize ne tepki veriyor?
- "Bir arkadaşım, benim çocuğum liseye gidiyor. Büyüdüğünü bile göremedim" dedi. Bu çok üzücü ve ben bunu söylemek istemiyorum.
- Babalara tavsiyeniz var mı?
- Çocuğa sadece anne ya da sadece babanın bakması diye bir şey yok. Birlikte yaşıyorsanız her şey birliktedir. İşten dönünce yorgunum hemen yatayım diye bir şey olmamalı.
- Size mesaj atan anneler oluyor mu?
- "Benim beyim işsiz söyleyin de çocuk baksın" diyenler oldu. Mevzu böyle değil. Bazı dönemlerde babalar bazı dönemlerde de anneler çalışabilir. Hayatta başımıza ne geleceğini bilmiyoruz. Her şeyi yapabilmeliyiz. Etraftakiler ne der diye düşünmeyin.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.