Ölümsüzler adası

Asya'nın ekonomi ve teknoloji devi Japonya uzun yaşam sırları ile sık sık dünya basınının gündeminde yer buluyor. Ülkenin en güneyindeki Okinawa Adası 'ölümsüzlerin toprağı' olarak anılıyor. Takip edenler hatırlayacak bir ara teyzeler grubu çok popüler olmuştu. Kendilerine KBG84 ismini takan ve hepsi 80 yaşın üzerinde olan sanatçılar da burada yaşıyor.
Ogimi yani nam-ı diğer Uzun Ömürlüler Köyü. 3 bin kişi yaşıyor. Dünyada ortalama yaşam süresinin en yüksek olduğu yer burası. Okyanus kıyıları ve meyve bahçeleri gibi doğal güzelliklerinin yanı sıra bir arada yaşayan toplumu ve sürekli gülmeleri ile de ünlü Ogimi köyü.
Köy sakinlerine göre uzun ve mutlu yaşamalarının arkasındaki sır ikigai felsefesinde saklı. Basitçe tanımını yapmak gerekirse "dilediğin gibi yaşa" diyebiliriz. Dolayısıyla aslında inanışa göre herkes kendi ikigai felsefesini oluşturabilir. Üstelik belirlediğiniz ikigai'nin sonsuza kadar devam etmesi gerekmiyor. İsterseniz umutlar bularak başka bir ikigai felsefesinin içine dalabilirsiniz.
HAYAT EVDE DEĞİL SOKAKTA

İkigai felsefesini destekleyen diğer faktörler; sağlıklı ve yeterli oranda beslenmek, ne az ne de çok uyumak, düzenli olarak hareket etmek ve sokakta arkadaşlarla bolca vakit geçirmek olarak ön plana çıkıyor. Ikigai çalışmalarıyla bilinen Japon nörolog Ken Mogi, "Belki 100 yaşına kadar yaşayamayabilirsiniz. Ama kendi ikigai felsefenizi oluşturursanız hayatınızı öylesine doya doya yaşarsınız ki, size yeterince uzun gelir zaten. Ikigai ilk önce küçük şeylerden başlamalı. Ben kelebekleri incelerdim örneğin. Şimdi eğlence için sabahları koşuyorum. Bu küçük ikigaim. Büyük ikigaim ise dil, din, ırk ayrımı yapmadan insanlarla ortak değerleri paylaşmak" diyor.

SOSYAL AĞ KURUYORLAR

Ogimi köyünde neredeyse herkes güne çok erken başlıyor. Sabah 05.00 sularında uyanmış oluyorlar. Nisan ayından ekim ayına kadar güneşin eksik olmamasından dolayı yeterince D vitamini alıyorlar. Kadınların ortalama yaşam sürelerinin 90 olduğu, ki bu dünyada en yüksek rakam, Okinawa Adası'nda kadınları güçlü ve mutlu kılan en önemli faktörlerden biri de moai grupları. Kısaca 'sosyal ağ' diyebiliriz moai gruplarına. Ama internet üzerinden olmuyor bu gruplar. En az beş kadın, çocukluklarından ölümlerine kadar maddi ve manevi her konuda birbirlerinin yanında oluyor. Bu sayede hayat boyunca hem güzel hem de zor günlerinde hiç yalnız kalmıyor böylece daha güçlü ve daha mutlu oluyorlar.
MEDENİYETLE TANIŞINCA SAĞLIKLARINDAN OLDULAR

Araştırmalara göre dünya genelinde dış dünya ile hiçbir bağlantıları olmayan 200'den fazla kabilenin olduğu tahmin ediliyor. Ortalama 100'er kişilik gruplar halinde Yağmur Ormanları'nın derinliklerinde yaşıyorlar. Bu yerli kabilelerin neredeyse tamamı Amazon'da bulunuyor. Avcılık yaparak ve diğer kabilelerle değiştokuş sayesinde hayatlarını sürdürüyorlar.
Ancak son zamanlarda yerliler de modern insan ile tanışmaya başladı. Kaçak ağaç kesen çeteler ve uyuşturucu kartellerinden dolayı birçok yerlinin hayatı tehdit altında. Son zamanlarda Peru, Kolombiya, Bolivya, Venezuela, Brezilya gibi ülkelerdeki yerlilerin 'medeni insanlar' tarafından öldürüldüklerine dair haberler geliyor. Huzurları kaçan yerlilerden bir grup da Çimaneler (Tsinames). Bolivya'daki ormanlarda yaşamını sürdüren Çimaneler, geçtiğimiz yıllarda 'dünyanın en sağlıklı kalplerine sahip insanları" ilan edilmişti.
Kaliforniya Üniversitesi'nin araştırmaları sonucunda Amazon'da yaşayan Çimanelerin kalp damarlarının ileriki yaşlarında bile tıkanmadığı tespit edilmişti. Sayıları 16 bini bulan ve Maniqui nehrinin kıyılarında avcılık, balıkçılık ve tarım ile uğraşan Çimanelerin beslenme alışkanlıklarının örnek alınabileceği duyurulmuştu. Sağlıklı beslenme alışkanlıklarının yanı sıra Çimanelerin sürekli hareket halinde olması da kalplerini koruyan bir faktör.
Çimaneler hakkında çıkan haberlerin ardından çok geçmeden dünya basınında 'Tsiname diyetleri' şeklinde haberler dolaşmaya başladı. Ancak yapılan son araştırmalara göre maalesef bu yerli kabile üyelerinin de kalplerinde sorunlar çıkmaya başladı. Geçmiş yıllarda yolların olmamasından dolayı dış dünyadan daha kopuk halde yaşayan Çimaneler yeni yolların yapılmasıyla 'medeniyet'le tanıştı. Araştırmalara göre Çimaneler, beş yıl öncesine göre yüzde 300 oranında daha fazla şeker ve yağ tüketmeye başladı.
Sonuç olarak kalp sağlıkları geçmişe göre bozulmaya başladı.