Pazar 19.05.2019
Son Güncelleme: Pazar 19.05.2019

Voleybola adanan hayatlar

Lösemiyle mücadele eden eski voleyboycu Yücel Aslan’a moral vermek amacıyla Facebook’ta bir araya geldiler. Anılar, fotoğraflar derken iş büyüdü... Dört buçuk yıllık bir çalışma sonucu bugün Türk voleyboluna hizmet etmiş tam 721 ismin yer aldığı almanak niteliğinde bir ansiklopedi ortaya çıktı

Eski voleybolcu ve eğitimci Gülnur Özfer Görgün 2015 Ocak ayında Facebook'ta kapalı bir grup kurdu. Önce vefat eden voleybolcuların yaşam hikayesi, anıları ve fotoğraflarının paylaşımı ile başlayan, daha sonrasında ise belirlenen kriterlere uyan yaşayan voleybolcuların tanıtımıyla devam eden bu oluşum, dört buçuk yılını tamamladığında bir dönüm noktasına gelindi. Tüm o sporcular, anılar, fotoğraflar beş cilt, 2218 sayfa, 16,7 kg'lık eşsiz bir esere dönüştü. Facebook'ta kapalı bir grup içinde tam bir ekip çalışması olarak yürütülen ve yaratıcısı Gülnur Özfer Görgün tarafından "Biz Takımı" olarak adlandırılan ve ansiklopedileşen bu çalışma ile; Türk spor tarihinde bir ilk gerçekleşti. Eserde 10 bine yakın görsel kullanıldı. 1905-1965 yılları arasında doğan ve yaşamlarının uzun bir bölümünü voleybolla iç içe geçiren 712 kişinin geçmişteki anıları, hikayeleri tekrar canlandı, bu ansiklopediyle ölümsüzleşti. Türkiye Voleybol Federasyonu desteği, Türkiye Ziraat Bankası ve sponsorların katkıları ile basılacak Voleybolun Unutulmazları ansiklopedisi... Ansiklopedi satışından elde edilecek gelir dijital bir voleybol müzesi oluşumunda kullanma şartı ile Voleybolcular Derneği'ne bağışlanacak. Proje bununla da sınırlı değil, Voleybolun Unutulmazları projesi ile hatırlanan isimler, 25 Mayıs 2019 tarihinde İstanbul, Burhan Felek Spor Salonu'nda düzenlenecek büyük buluşma töreniyle bir araya gelecek. Gülnur Özfer Görgün yaşananları anlattı:


- Bu işe nasıl kalkıştınız?
- 1962 doğumluyum, eğitimci ve aynı zamanda eski bir voleybolcuyum. 1978-2004 yılları arasında çeşitli takımlarda voleybol oynadım. 2013 yılında Yücel Aslan isimli eski milli voleybolcu bir arkadaşımız lösemi oldu, onu yaşatmak için kan ve trombosit gerekiyordu. Voleybol camiası olarak bir araya gelerek onu yaşatma mücadelesine giriştik. Facebook'ta adeta bütün camianın postacısı gibi oldum, Yücel'le ilgili günlük sağlık haberlerinin yanı sıra onu motive etmek, moral vermek için eski anıları, hikayeleri de aktarmaya başladım. Yücel bundan çok moral buldu. Gün geçtikçe grup kalabalıklaştı.

Bu arada kimimiz ona kan vererek, kimimiz moral vererek, kimimiz de farklı ihtiyaçları için onun yanındaydı. Yücel de voleybol anılarını anlatıyordu, ben onları da yazıyordum. 11 ay böyle mücadele ettik Yücel'le birlikte. Sanki bir insana can vermek için bütünleşmiştik. Üç kez ilik nakli oldu, 2 bin kişi kan ve trombosit vermeye gönüllü oldu, uygun olan 300 tanesi alındı. Fakat Yücel'i kaybettik. Hayalimiz onun kurtulup, ona destek olan herkesi bir araya toplamaktı, olmadı... Yücel tüm bu anıları, bu destek mücadelesini kitaplaştırmamı çok arzu ediyordu, ona bir söz vermiştim ve bu sözü tuttum. Kitap 2015 yılında basıldı, bağış olarak satıldı ve ailesine destek olarak verildi tüm geliri.

- Sonrasında grup dağılmadı..
- Dağılmadı. Ve aslında bu olay camia olarak bizi daha bütünleştirdi. Kimlerdi bu voleybol topunun birleştirdiği yaşamlar? Birbirini tanıyan ama aslında tanımayanlar topluluğu. Bir dönem ışıltılı, parlak yıllarında pohpohlanan ama sonra bir bir buruşturulup bir kenara bırakılan, unutulan bu insanlar nasıl hayatlar yaşamışlardı? Aslında voleybolcu kimliklerinin dışında nasıl insanlar geçmişti bu camiadan.... Önce vefat edenlerle başladım. Voleybolun Unutulmazları diye bir platform kurdum. Voleybolcu, hakem, yönetici, emektar herkesin yer aldığı bir platform oluştu bir anda. Bu işte ben başı çekiyor gibi görünsem de hepimiz, topyekün çalıştık. Herkes, bilgilerini, arşivlerini, yüreğini açtı. Böylelikle vefat edenlerin ailelerine, torunlarına ulaştık. Tam bir ekip çalışması içinde birbirlerini, eski arkadaşlarını da bu platformda buldu insanlar, eski anılar, eski yıllar canlandı. Tıpkı bir zamanlar voleybol oynarken ki gibi takım olmuştuk. Vefat edenlerden sonra, yaşayanlar için de aynı şeyi yapma fikri ortaya çıktı. Bir kriter koymak gerekiyordu. Her voleybol topuna değenin hikayesi uçsuz bucaksız bir kuyu olurdu yoksa.... 50 yaş üstü, en az beş yıl Türkiye liglerinde yer alan oyuncu, antrenör, taraftar, emektar, hatta yıllardır içimizden biri gibi olan kantinci abilerimiz bile voleybola gönlünü kaptırmıştı. 1905-1965 yıllarında doğan kişileri dört bölüm halinde yayınladım, 4,5 yıl sürdü ve bugün ortaya işte bu ansiklopedi seti çıktı.

- Çok zorlayıcı bir çalışma olmalı... Bu kadar bilgiyi elemek...
- Üzerine ısrarla basarak söylemek isterim ki tamamiyle gönüllü bir çalışma bu. Voleybola vefa ve saygı duruşu. Ansiklopedi diye yola çıkmadım ama öyle bir arşiv birikti ki, insanlar evindeki en değerli albümlerini paylaştı, değecek bir şeye dönüşmesi gerekiyordu. Dört buçuk yıl üzerinde çalıştık. Sponsor aracılığıyla basılacak ve dijital bir voleybol arşivi için ilk tuğla olacak.
- Burada bitmedi hikaye. Büyük bir buluşma da planladınız değil mi?
- Evet. 25 Mayıs'ta, bu ciltlerin içinde yer alanlarla buluşacağız. Onlara karşı atladığımız vefa kavramını şimdi hatırlama zamanı, gençlere, gelecek kuşaklara anlatma zamanı. Zira tribünler bu spora gönül veren nice genç sporcu ile dolu olacak. 712 kişinin hikayesi var ciltlerde, vefat edenlerin haricinde 600'e yakın kişiyiz. Çok az fire vereceğimizi düşünüyorum. Orada herkesin adına birer koltuk olacak. Bu insanlar, bu voleybol misyonerleri, bu amatör ruhlar olmasaydı, voleybol bugün bu seviyelere gelemezdi. Onlara şükran, minnet, saygı duruşunun olduğu formel bir tören olacak bu. Etkinlik herkese açık, ücretsiz. Bu nedenle tribünlere herkesi davet ediyoruz.

İşinden istifa eden de var ömrünü voleybola adayan da
Bahattin ŞENÇAĞDA
Git maçını yap gel
"Bizim için hayattaki en önemli şey voleybol. Bugün belki biraz daha farklı noktalara geldi hayat ama kişisel olarak hayatımda voleyboldan daha önemli bir şey olmadı. Şöyle şeyler oldu: Milli maç vardı, katılmam lazım ama ilaç fabrikasında çalışıyordum, çok da zor girmiştim o işe ama istifa ettim. Mümkün değildi çünkü izin almam. Patron beni çağırdı yanına, Fako İlaçları... Duruma bir anlam veremedi. Anlatınca, "Git maçını yap, gel" dedi. Bakın ben 75 yaşımdayım, birine telefon açtığımda ya da bir ortamda hatırlanmadığımda, "Voleybolcu Bahattin" diye kendimi hatırlatıyorum. Bu çok özel. Kimliğimize işlenmiş bir durum bu."

İsmet KIR
İşim voleyboldu
"Spora küçük yaşlarda başladım, farklı spor dallarında mücadele ettim. En son voleybola geçtim ve halen voleybolun içindeyim. Hep profesyonel olarak baktım bu işe. Başka işim yoktu. Hayatımı voleybolla kazandım ve bu benim vazgeçilmez tutkum."

TANJU ÖZENÇ
50 kez milli oldum
"50 kez milli oldum, sonrasında profesyonel iş hayatına girdim. Voleybolda paylaşmayı öğreniyorsunuz, dostluklar yoğun oluyor. Bu nedenle bizim için unutulmaz bir şey. Benim iki kızım da voleybolcu. Torunlarım da sporun içinde. 1970'li yıllarda Etibank Genel Müdürlüğü'nde çalıştığım dönemde voleybol oynuyordum ve milli takıma çağrıldım ama izin vermiyorlar. Federasyon başkanımız Resmi Gazete'den bana "Milli takıma seçilen devlet memurları otomatik olarak izinli sayılırlar" diye bir yazı verdi. Öyle oynayabildim."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.