Pazartesi 30.06.2019

Bizim evde sosyal medya yasak

Hollywood’un en başarılı ve en istikrarlı kadın oyuncularından biri Kate Winslet. Başarısının sırrı ise aile birlikteliğine verdiği değer. Kendisiyle Fransa’da buluştuk, keyifli bir söyleşi yaptık. Evde çocukları için yemek yaptığını anlatan Winslet şöyle diyor: “Bizim evde sosyal medya yasak. Aile hayatımızı korumak için sosyal medyayı çıkardık hayatımızdan”

Sinema dünyasında tüm zamanların en iyi gişe hasılatını elde eden Titanic (1997) filminin başrol oyuncusu olarak tarihe geçti. The Reader (2009) ile de En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar Ödülü alarak sinema dünyasındaki başarısını taçlandırdı. 1975 doğumlu İngiliz oyuncu Kate Winslet, sinema dünyasında bambaşka duruşu olan bir kadın... 2012 yılında evlendiği iş adamı Ned Rocknroll ve üç çocuğu ile İngiltere'de sade ve gözlerden uzak bir yaşam sürmeyi tercih etmesi de bunun bir ispatı olsa gerek. Amacı hep daha fazla insanın yaşamında ve düşünce dünyasında pozitif bir gelişim yaratabilmek... Yüksek bütçeli filmler yerine bağımsız, küçük bütçeli filmlerde yer almasının da, yakın arkadaşlarından biriyle otizm konusunda çalışmalar yapan Golden Hat Foundation'ı kurmasının nedeni de bu... Sanırım Kate Winslet dendiği zaman hissettiğim ilk duygu saygı... Belki de bu yüzden başrolünde yer aldığı her filmle hayranlığımın arttığı bu büyüleyici kadınla bir gazeteci olarak bir araya gelebilme şansı yakaladığımda yaşadığım heyecanı tarif edebilmem imkansız. 2010 yılından bu yana İsviçreli saat üreticisi Longines'in Zarafet Elçisi olan Winslet ile geçtiğimiz hafta Fransa'nın Chantilly bölgesinde yer alan Auberge de Jeu de Paume'da bir araya geldik. Üzerimde Gül Ağış'ın tasarımlarını yaptığı Lug Von Siga markasından uçuş uçuş bir elbise... 17'nci yüzyıl mimarisinin ağırlıklı olarak hissedildiği otelin merdivenlerini çıkıp Winslet'in koruma görevlileri ve bir halkla ilişkiler ordusu tarafından korunan ikinci kattaki odasına girdik. Kapının tam karşısında yer alan ikili tarif koltuğun üzerinde oturan ünlü oyuncun üzerinde tam da ona yakışan türden göğüs altından hafifçe bollaşan siyah tül ve dantel detaylı bir elbise vardı. Zarif ve sıkı topuzu, mavi gözlerini daha da ortaya çıkaran hafif makyajı ve zarif mücevherleri içinde karşınızda Hollywood'un önünde düğmelerini iliklediği nadir kadın oyunculardan biri oturuyordu. Yavaşça kendimi, nereden geldiğimi ve neler yazdığımı anlattım... İçimi ısıtan bir gülümsemeyle "Çok memnun oldum" dedi. Ve büyük bir dikkatle soruları dinleyip, özenle yanıtlamaya başladı. Her hareketi zarif, dikkatli, özenli ve güçlü bir kadın var aşağıda okuyacağınız röportajın satır aralarında...

- Bu röportajın dikkatli ve detaylı hazırlık süreci bile her anınızın ne kadar da planlı olduğunu bir kez daha bizlere gösterdi. Tüm günü bu kadar programlı biri için günün en değerli anları ne zamandır, anlatır mısınız bize?

- Bir değil birçok kıymetli an var benim için gün boyu. Sanırım en sevdiğim an sabahları hiç kimse uyanmadan evvel uyandığım o anlar. Bir toplantı ya da buluşma telaşı olmadan, istesem yeniden yatağıma ve uykuma geri dönebileceğim o anları çok seviyorum. Çünkü sabahın o erken saatlerinde beni bekleyen özel bir program yoksa yavaşça yataktan çıkıp, merdivenleri inip kendime bir kahve yapmaktan ve sonra da hiçbir şey yapmadan sadece o anların tadını çıkarmaktan büyük keyif alıyorum. O anların benim için ne kadar değerli olduğunu anlatamam. Çünkü genel olarak o dakikaların hemen ardından büyük bir koşuşturma içinde işimle ya da ailemle ilgilenmeye başlıyor oluyorum. - Peki başka hangi anlar? - Bir de aileden herkesin evin dışındaki işlerini hallettikten sonra yeniden eve döndüğü o anları seviyorum. Çocuklar okuldan dönüyor, bizler işlerimizden... Ve evde beraber olduğumuz o anların çok kıymetli olduğunu biliyorum.

- Neler yapıyorsunuz böyle zamanlarda?

- Yemek yapmaktan büyük keyif alıyorum. Herkes evdeyken, evin lezzetli yemekler kokması, mutfakta annenin yemek yapması kadar güzel anlar olduğunu sanmıyorum. Ne kadar yorgun olursam olayım, programım ne kadar yoğun olursa olsun çocuklarımla olduğum zamanlarda mutfağa girip yemek yapmaya özen gösteriyorum. Onların bir gün hayatlarında geriye dönüp o anları hatırlayacaklarını biliyorum. Benim yaptığım yemeklerin nasıl koktuğunu hatırlamalarını, yemek yaparken beraber geçirdiğimiz o anları hatırlamalarını istiyorum. Ailece birlikte softaya geçtiğimiz, keyifle yemek yiyip birbirimize gün içinde neler yaptığımızı anlattığımız o kıymetli anların her zaman hafızalarında kalacağından eminim.

- Siz anlatırken tüm o anlar insanın gözünün önünde canlanıyor. Buna bu kadar önem vermenizin kişisel nedenleri var mı?

- Hepimiz sosyal medyanın ailelere ve aile hayatına ne kadar büyük zarar verdiğini eminim okumuşuzdur bir yerlerde. Çocukların ellerinde sürekli cep telefonlarıyla ilgilendiği, Instagram'da bir sayfadan diğerine geçtiği ve sürekli dikkat dağınıklığı yaşadıkları bir dönemden geçiyoruz. Belki de bu nedenle kendi ailemin belli bir düzenle yaşamını sürdürüyor olmasına ayrı bir önem veriyorum. Günümüzde gençlerin ve çocukların karşılıklı bir iletişimi sürdüremediğini görüyorum. Artık birbirleriyle nasıl iletişim kuracaklarını bilemiyorlar. Ailelerin bu durumda çok dikkatli olması gerektiğini düşünüyorum. Benim de ailemin de sosyal medyası yok. Evde cep telefonlarımızla vakit geçirmiyoruz. Onun yerine birbirimizle sohbet ediyoruz ve eğlenceli oyunlar oynuyoruz. O anların ne kadar kıymetli olduğunu kelimelerle tarif ede- mem...
Programım ne kadar yoğun olursa olsun çocuklarım için evde yemek yapmaya özen gösteriyorum. Çünkü onlar bir gün hayatlarında geriye dönüp o anları düşünecekler. Benim yaptığım yemeklerin nasıl koktuğunu hatırlamaları ve yemek yaparken beraber geçirdiğimiz anlar çok kıymetli
Kate Winslet ile yaptığımız söyleşinin daha detaylı halini dün raflarda yerini alan Harper's Bazaar dergisinin Temmuz sayısından okuyabilirsiniz


KADINLAR BİR ARADA OLMALI
- Sizce günümüz kadını güçlü mü? - Hem de çok. Bir kadının adım attığı odadaki herkesin psikolojisini daha iyi bir hale getirme, odadaki herkesi bir araya getirme gücü vardır. Bunun bilincinde olmamız gereken bir dönemdeyiz. Şu an tarihin farklı bir dönemindeyiz. Bir kadın diğer tüm kadınların hayranı ve destekçisi olmalı. Biz kadınların bir arada ve birbirimize bağlı olmamız gerekiyor. Kadınlar birbirlerine ne kadar bağlı olurlarsa o kadar güçlü olurlar. Bunun farkına varmamız gereken bir dönemden geçiyoruz.


BAŞKALARI İÇİN BİR ŞEYLER YAPMALISIN
- Çeşitli dernekler ve sayısız yardım kuruluşu için çalışmalar yaptınız. Kurucuları arasında yer aldığınız Golden Hat Foundation sizin için daha da farklı bir öneme sahip... Bize biraz yardımseverlikten ve bu yardım çalışmalarından bahsedebilir misiniz? - Ne kadar büyük ve ne kadar da önemli bir kelime yardımseverlik... Özellikle de Golden Hat Foundation'ın benim için gerçekten de bambaşka bir yeri var. - Nasıl karar verdiniz böyle bir dernek kurmaya? - Bir yakın arkadaşım ile birlikte kurduk derneği. İlk önce otizm üzerine bir belgeselde rol aldım. Sanırım o belgesel benim otizmi, otizmli bireyleri ve onların yakınlarının neler yaşadığını ve hissettiğini anlamamı sağladı. Bu belgesel sırasında çocukları otizmli olan ebeveyinlerin yaşadıkları korkuyu öğrendim. Bu da benim bu vakfı kurmamı sağladı. Düşünsenize siz öldükten sonra çocuğunuzun başına ne gelecek ve onunla kim ilgilenecek korkusuyla geçiyor bütün bir hayatınız. Bu kalp kırıcı durum benim vakıf için adım atmamı sağladı. Büyük bir kasırga, deprem için bazen tüm dünya çok hızlı bir şekilde harekete geçebiliyor. Ama tek tek diğer insanları ve yaşadıkları felaketleri düşünün. İşte o insanlar için de hareket edecek, dikkat çekecek, fonlar yaratacak insanlar olması lazım. - Kişisel olarak çok çalışıyorsunuz bu tarz yardım çalışmaları için... - Yapabildiğim sürece elimden geleni yapacağım. Çok zor durumdaki bu tarz bireylerden bize gelen ricaraları eşim de ben de kırmıyoruz. Özel eğitime ihtiyacı olan birçok çocukla ilgileniyoruz mesela. Annesi ya da babası hayatta olmayan ve maddi sıkıntı içinde olan ve özel eğitime ihtiyacı olan çocuklarla karşı karşıya kalıyorsak muhakkak elimizden geleni yapıyoruz. Çünkü hayat bana şanslı bir durumdaysan başkaları için çalışman gerektiğini öğretti. Belki sadece tek bir kişinin hayatını değiştirebileceksiniz ama o tek bir kişinin hayatını değiştirebiliyorsanız bunu yapmanız gerekir.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.