Pazar 07.07.2019
Son Güncelleme: Pazar 07.07.2019

Yunana ilk tokadı o attı hey gidinin efesi Yörük Ali Efe

Malgaç Baskını ile işgalci Yunan Ordusu’na karşı Kuvay-ı Milliye’nin ilk silahlı direnişini başlattı. Adnan Menderes ve Celal Bayar silah arkadaşlarıydı. Yörük Ali Efe, Milli Mücadele’nin gizli kahramanlarından biri. Adına türküler yakılan bu kahramanın hikayesi kitaplaştırıldı

Tarih 16 Haziran 1919... 15 Mayıs'ta İzmir'i, 27 Mayıs'ta da Aydın'ı işgal eden Yunan ordusu, o gece Kuvay- i Milliye kuvvetleri ile ilk defa karşı karşıya gelir. Yörük Ali Efe komutasındaki Kuvacılar, İzmir-Aydın demiryolu üzerindeki Malgaç Demiryolu köprüsü yanındaki Yunan karakoluna baskın düzenler ve işgalcilere karşı silahlı mücadelenin fitilini ateşlerler. Tarihe Malgaç Baskını olarak geçen bu olay Kuvay-i Milliye'nin ilk silahlı eylemidir. "Şu Dalmadan geçtin mi?/Soğuk sular içtin mi?/Efelerin içinde/ Yörük de Ali'yi seçtin mi?/Hey gidinin efesi/Efelerin efesi..." dizeleriyle dillere pelesenk olan, Yörük Ali Efe'ye yakılan bu türküyü hepimiz biliriz. Ama onun gerçek hikayesini pek de bilmeyiz. Adına türküler yakılan Yörük Ali Efe, Milli Mücadele'nin gizli kahramanlarından biri aslında. Silah arkadaşları arasında Celal Bayar ile Adnan Menderes gibi isimler var. Albay Fatih Özkurt'a göre Yunanlar İzmir'e çıktığında ilk kurşunu atan nasıl gazeteci Hasan Tahsin olduysa ilk tokadı da Yörük Ali ve müfrezesi attı. Dr. Albay Fatih Özkurt, Kronik Kitap'tan çıkan Yörük Ali Efe kitabında, bu kahramanın hayatını ve Milli Mücadele sırasındaki kahramanlıklarını, cumhuriyet döneminde yaşadıklarını anlatarak Yörük Ali Efe'nin adı üzerinde biriken tarih tozunu silkeliyor.

Aslında zeybekler ve efelerin Milli Mücadele döneminde önemli görevler üstlendiği bilinir. Mondros Ateşkesi sonrasında Yunanların İzmir'i işgaliyle başlayan süreçte, Anadolu illerinin yavaş yavaş işgaline Osmanlı subayları açıktan mukavemet gösteremeyince, bulundukları bölgelerde yerel unsurları harekete geçirerek Kuvay-i Milliye hareketine ivme kazandırmaya çalışır. Efeler ve zeybekler de bu harekete destek verirler. Ama onların Milli Mücadele'ye katkısı destek vermenin ötesindedir. Yunanlara karşı direnişin simgesi olurlar. Yunan General Rodas "Ege'nin zeybekleri olmasaydı, Türk nizami ordusu karşımıza çıkıncaya kadar Ankara yolunu açar, şimendifer hattının sonuna erişir, Kemalistleri kağnıya mahkum eder, ciddi bir mücadele ordusu kurulmasına mani olurduk" diyerek onların Milli Mücadele'deki önemini anlatır.
Yörük Ali Efe de Aydın'da bulunan 57. Tümen Komutanı Albay Mehmet Şefik Aker'in, Aydın'ın Yunanlar tarafından işgali sonrasında Milli Mücadele'ye davet ettiği bir efedir. Onun liderliğinde kurulan müfreze, 16 Haziran 1919'da Malgaç Baskını ile Yunanlara ilk tokadı atar. Malgaç Baskını Milli Mücadele tarihimize Müfreze Harbi'nin (Gerilla Harbi) ilk uygulanışı olarak geçer. Bu baskından sonra diğer Kuvay-i Milliye müfrezeleri Yunan kuvvetleriyle baş edilebileceğini görür, cesaretlenir. 21 Haziran'ı 22 Haziran'a bağlayan gece Amasya'da yazılan Amasya Genelgesi'ndeki "Vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikededir. Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır" kararına Malgaç Baskını'yla birkaç gün öncesinden selam verir efe.

CELAL BAYAR ZİYARET EDERDİ

Yörük Ali Efe ve müfrezesi düzenli ordu kurulana kadar Yunanlara kök söktürür. Düzenli orduya geçiş ise efeler adına bir yol ayrımıdır. Kimi efeler alınan bu karara tabi olmaz. Yörük Ali Efe ise, Çerkes Ethem gibi isimlerin tekliflerine rağmen Ankara Hükümeti'nin yanında yer alır. Bu süreçte sadece ulusal çapta değil uluslararası alanda da ismi duyulan bir kahramandır o. Özellikle İtalyan basını onun öykülerini yazar. Öyle ki bir İtalyan gazeteci onunla söyleşi yapmak için Anadolu'ya bile gelir. Nutuk'ta Mustafa Kemal'in selam çaktığı Yörük Ali Efe, Milli Mücadele sonrasında Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası ile ödüllendirilir. Yeni kurulan cumhuriyet dönemindeyse çocuklarının okumasına adar kendini. Onların okuyup Türkiye Cumhuriyeti'ne faydalı birer birey olmasını ister. Fakat İzmir'de yaşadığı travmay kazası hayatının dönüm noktalarından biri olur. Dönem dönem, eski bir Kuvacı olan Celal Bayar onun yaşadığı Yenipazar'a gelir kendisini ziyaret eder. İstiklal Madalyası'nı milis beratını, mavzerini gözünün önünden hiç ayırmayan Yörük Ali Efe'yi tanıyanlar onun sadece İstiklal Marşı çalınırken ve bayrak geçerken heyecanlandığını ve ağladığını anlatır. 1951 yılında vefat ettiğinde silah arkadaşı Adnan Menderes başbakandır. Ailesine taziye telgrafı gönderir. Sonrasındaysa müzesi açılır.

YÖRÜK ALİ: GÖNLÜMÜZDE VATAN MUHABBETİ VARDI

Yörük Ali Efe ile yapılan bir mülakatta kendisine, yaptığı kahramanlıklarla ilgili soru sorulunca o "Bazıları o zamanlarda yapılan işlerin birçoklarını bana ve başkasına mal ederler. Bu yanlıştır. Bir kişinin, beş kişinin elli kişinin böyle büyük davalarda ne ehemmiyeti olur ki? Gönülde vatan muhabbeti taşıyan her vatansever o günlerde bizim gibi düşünmüş, bizim gibi duymuş, ondan sonra da bizimle beraber olmuştur. Milli mukavemette aslan payını kendine ayırmakta hata vardır. Bir elin şamatası olur mu ki?" der. Bu cümleler Milli Mücadele'ye katılanların haleti ruhiyesini en iyi anlatan sözlerdendir.

MENDERES: GÜNDÜZ KÜLAHLI, GECE SİLAHLIYDIK

Adnan Menderes Milli Mücadele'ye nasıl katıldığını ve Yörük Ali Efe ile Yunanlara karşı yaptığı baskınları şöyle anlatıyor: "Sonunda karar verdik. Ethem, ben ve aile yakınlarımızdan Üsteğmen Selami Bey bir müfreze kurduk. Adı: AY-Yıldız Müfrezesi... Bizler silahlanıp pusatlanınca yiğit köylüler ve gençler de aramıza katıldı. Böylece yurdu savunmak için başlamış ilk milli hareketlere biz de katılmış olduk. Nehrin üst tarafında Demirci Mehmet Efe vardı. Bizim yanda ise Yörük Ali Efe silahlanmıştı. İşte bu efelerle birlikte sık sık baskınlara katıldık. Yunan'ı tedirgin etmeye başladık. Gündüz külahlı, gece silahlıydık."

ÜÇ YILDIR BOĞAZLAŞIYORUZ BU SİZİN ESERİNİZ

Kasım 1922'de Anadolu'ya gelen İtalyan gazeteci G. Filippucci Giuskiniani 'dağ adamı' olarak gördüğü Yörük Ali Efe ile uzun bir mülakat yapar. Fakat mülakat sırasında onun sözleri karşısında şaşkınlığını gizleyemez: "Dünya asla savaşsız olmayacak. Fakat Türkiye'de barışı yeniden kurmak için bütün Avrupa'nın haklarımıza saygı göstermesi gerekiyor. Biz üç senedir boğazlaşıyoruz, bu sizin eseriniz. Bizi rahat bırakmadınız, hatta birini, diğerini boğazlaması için cesaretlendirdiniz. Dünya barışa muhtaç, siz ne yapıyorsunuz. Yeni bir konferans. Çok iyi bravo!"

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.