Pazar 27.10.2019

Köy çocukları için enstrümanları ile yollarda

Dağ bayır, yağmur, çamur demeden köydeki çocuklara enstrümanları tanıtan Mehmet Öğretmen “Meslek hayatım boyunca köylerde çalışmak istiyorum” diyor

Mehmet Günay Eser, Ağrı'nın Tutak ilçesindeki Mehmet Şükrü Balcı Anadolu Lisesi'nde müzik öğretmeni. Ama onu farklı kılan altı yıl önce başladığı Köy Çocukları Çalgılarla Tanışıyor Projesi. Öğretmenliğe başlamadan önce de geleneksel müzik hakkında Anadolu'nun farklı bölgelerinde derleme ve araştırma çalışmaları yürüten Mehmet Öğretmen, köy çocukları için neler yapabilirim diye düşünüp duruyor. Aklına enstrümanlarını alıp köy köy gezerek çocuklara tanıtmak geliyor. Ve düşüyor yollara. Toplamda 96 köye gidip oradaki çocukları müzikle buluşturuyor. Bu projeye başlamasında yolda karşılaştığı çoban çocuklar etkili oluyor. Mehmet Öğretmenle bu hikâyenin detaylarını ve çocukların yaşadığı tarifsiz mutluluğu konuştuk.

KENDİ KÜLTÜRLERİNİ ÖĞRETİYOR
Geleneksel müzik hakkında araştırma çalışmaları ve besteler yaparak müziğe gönül vermiş Eser. "Araştırmalarım için Mersin'de yaşayan ve ağıt yakan bir teyzeden kayıt almak için yola çıkmıştım. Yol sormak için üç çoban çocuğun yanında durdum. Onlar da ateş yakmış taşın üstünde et pişiriyorlardı. 'Önce birlikte etimizi yiyelim, sonra devam edersiniz yolunuza' dediler. Ama taşın üstünde sadece bir et parçası vardı. Kaç saattir pişsin diye uğraştıkları eti benimle paylaşmak isteyince çok etkilendim. O an 'Köy çocukları için neler yapabilirim?' diye düşündüm ve elimden sadece enstrümanlarımı çocuklarla tanıştırmak geldi. O çocuklar benimle etini değil kültürünü paylaştı aslında. Ben de birikimimi onlarla paylaşma sorumluluğu hissettim" diyerek hikayesinin nasıl başladığını anlatıyor. Ve ilk olarak da yola çıktığı Mersin'in Tarsus ilçesindeki Sağlık Köyü'ne gitmiş. Daha sonra Tarsus ilçesinin diğer köyleri, Bitlis ve Van'ın köyleri ile devam etmiş. Ülkenin en doğusunda çalışmak için ilk tercihine Ağrı'yı yazmış. Eser, "Geleneksel müzik köylerden geliyor. Bu yüzden burada çalışmak istedim. Ozanlarımız hep bu topraklardan çıktı. Aslında bu kültürü üreten burada yaşayan çocukların dedeleri, ataları. Ama zamanla ürettikleri kültüre yabancılaşıyorlar. Onlara kendi kültürlerini anlatıp geleneksel müziğimizle tanıştırmak istiyorum" diyor.

BİRLİKTE TÜRKÜ SÖYLÜYORLAR
Götürdüğü enstrümanlar arasında keman, ut, saz, bağlama, ney, davul, gitar, sipsi bulunuyor. Çocuklara sadece bu çalgı aletlerini tanıtmakla kalmayıp müzik eğitimi de veriyormuş. "Sabahın erken saatlerinde köy okuluna gidiyorum. İlk önce çocuklara iki saat temel müzik eğitimi verdikten sonra enstrümanları tanıtıp tarihçesini anlatıyorum. Sonra tek tek çalıyorum. Çaldığım her ezginin hikayesini ve Aşık Veysel, Neşet Ertaş gibi halk ozanlarımızı anlatıyorum. Daha sonra çocuklara, enstrümanları denemelerini söylüyorum. En sonunda ise birlikte çalıp türküler söylüyoruz. Hem eğitici hem de eğlenceli zaman geçiriyoruz." Müzik kulağı testi yapıp müziğe yeteneği olanların ayrı bir listesini oluşturuyormuş. İleride onlarla bir ekip oluşturma düşüncesi varmış. Ve elbette en güzel an çocukların yaşadığı mutluluk... Eser, "Çocuklar enstrümanları hayatlarında ilk kez görüyorlar. İlk kez dokunup, ilk kez çıkan sesi duyuyorlar. Gözlerinin içinden yaşadıkları sevinci görebiliyorum. Çok heyecanlanıyorlar. Hatta öyle güzel tepkiler veriyorlar ki videoya çekiyorum. Bir çocuk kemanı görüp 'Aa ne güzel davul!' demişti. Geleceğimden haberi olan küçük bir kız çocuğu ise heyecandan o gece uyuyamamış. En son gittiğim okulda çocuklardan biri 'Aferin öğretmenim, çok güzel çalıyorsunuz' dedi. Hem gülümsüyorum hem de yüreğim sızlıyor. Gittiğim her köye bir tohum bırakıyorum aslında. Onlar yetişip ağaç olacaklar" diyor. Köydeki çocuklar Mehmet Öğretmen'in resmini çizip, 'Öğretmenim sizi çok sevdik. Bir daha ne zaman geleceksiniz?' diye mektup göndermişler.

AKADEMİSYENLİĞİ REDDETTİ
Yörüklere ait bir çalgı aleti olan üç telliyi çalan Mehmet Öğretmen, "Köyleri gezip türkü söyleyen, çalgı aleti çalan kişiler, çobanlar var mı diye araştırıyorum. Ve bulduklarımı kayıt altına alıyorum. Bu çalışmalarımı üniversitelerde ve yurt dışında sempozyumlarda paylaşıyorum. Anadolu'nun çeşitli yerlerinde araştırarak bulduğum müzik ustalarını da yurt dışındaki konserlerime götürüyorum. Sempozyumlara davet ediyorum. Akademi ile yerel kültür arasında bir köprü oluşturuyorum. Araştırmalarım ile iki üniversiteden akademisyenlik teklifi aldım ama köy çocukları ile birlikte olmak için reddettim" diyor. Bir diğer projesi ise beş yıldır Muğla'nın Fethiye ilçesinde düzenledikleri dünyanın 18 ülkesinden katılımcıların, akademisyenlerin, profesyonel ve amatör müzisyenlerin buluştuğu, konserlerin ve atölyelerin yapıldığı Müzik Köyü Projesi. Projenin genel sanat yönetmenliğini üstlenen Mehmet Öğretmen'in üç telli icracıları ile birlikte çıkardığı Anadolu'dan Üç Telli Ezgiler adlı albümü bulunuyor. Macar Besteci Bela Bartok'un 'Topraktan kopan her müzik ölmeye mahkumdur 'sözünü kendine felsefe edinmiş Mehmet Öğretmen, "Çeşitli yörelerde, dağlarda, köylerde geleneksel müziğin izini sürmeye ve meslek hayatım boyunca köy okullarında çalışmaya devam edeceğim" diyor.

HİLAL TAŞ

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.