Pazar 01.12.2019

En iyi tribi Türk kadını atar

Biri endüstri mühendisi diğeri iletişim tasarımı okumuş... İkisi de çok güzel kadınlar. Bir kafeleri var, birlikte işletiyorlar. Ve çok komikler. Ayşenur ve Nursena Yılmaz kardeşler çektikleri videolarla ortalığı yıkıp geçiyorlar...

30'lu yaşlarının başında iki kardeş Ayşenur ve Nursena Yılmaz... Çok iyi eğitim almış iki genç kadın. Ama üniversiteyi bitirdikten sonra mezun oldukları işleri yapmayı değil, farklı bir yolu tercih etmişler. Şimdi kendileri eğlenirken başkalarını da eğlendiren bir iş yapıyorlar. Onlar Instagram'ın fenomenleri... Bu yolculuk bilinçli başlamamış, bir kafe işleten iki kardeş, arkadaş arasında çektikleri videolar beğenilince bunları sosyal medyaya yüklemiş ve ardından olanlar olmuş... 300 bin kadar takipçileri var. İnsan hallerini, özellikle kadın hallerini anlatan videoları binlerce insan tarafından takip ediliyor ve beğeniliyor. İki kız kardeşle bir araya geldik ve fenomen olma serüvenlerini konuştuk...


- Hep komik miydiniz?
- Nursena Yılmaz: Mizah anlayışımız ailemizden geliyor. Küçük yaştan itibaren birlikte gezen ve anlaşan bir aileydik. Ergenlikteki aileden uzaklaşma durumlarını yaşamadık. Bizim yaptığımız esprilerle ilgili babamın ciddi bir tavrı vardır, annemin hallerinden besleniyoruz. Video çekmeye başlamadan önce de aile içinde anne ve babamızla uğraşırdık. Bizden çok çektiler.
- Ayşenur Yılmaz: Mesela tatile gidiyoruz, babam bir şeylere kızmış... Onu daha da kızdırana kadar onu zorlardık.
- N. Y: Arkadaşlarımızın doğumgünlerinde onlara video ile sürpriz hazırlama fikri çıktı ortaya. Onlarla ilgili güldüğümüz şeyleri videoya çekiyorduk. Bunlar izlendikçe ve paylaşıldıkça, "Bunları niye bir yere koymuyorsunuz?" demeye başladılar.
- A. Y: Kendi kendimize çektiğimiz viedoları, arkadaşlarımıza gösteriyorduk. Başkaları da izlemek istemeye başlayınca "Galiba komiğiz" noktasına geldik.
- N. Y: Kendimizden yola çıkarak çektiğimiz videoları Instagram'a yüklemeye başladık. O zamanlar bunu yapan sadece bir kişi vardı. Bu durumdan hiçbir beklentimiz yoktu. Bu noktalara geleceğini hiç tahmin etmedik. Çünkü bizim aslında bir işimiz vardı.
- Ne işi o?
- N. Y: Kafemiz var, orayı işletiyoruz. Ben aslında Sabancı Üniversitesi Endüstri Mühendisliği mezunuyum. Ama mühendislikten ziyade okulda da görsel sanatlara dair şeyler yaptım.
- A. Y: Ben de Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Tasarımı Bölümü'nde okudum. Okul bittikten sonra sudan çıkmış balık gibi olduk, boş kaldık. O sırada babama bu kafeye dair teklif geldi. Biz de yapalım dedik. Pişman değiliz ama biraz yaşlandırdı bizi. Hizmet sektörü çok zormuş.
- Hangi videodan sonra izlenme oranınız arttı?
- N. Y: Yabancı dadı videomuz vardı. O inanılmaz izlendi. Ondan önce, 5 bin civarındaydı izlenmemiz, o kitle de çok tatlıydı aslında. Ama o videodan sonra inanılmaz yükseldi. Annemin WhatsApp gruplarında falan paylaşılır oldu. Neredeyse 1 milyon izlendi...
- A. Y: Instagram öyle bir şeymiş, ne kadar etkileşim içine girersen o kadar izleniyormuş. O videodan sonra takipçi sayımız arttı.
- Çektiğiniz videolar için etrafınızdaki insanlardan mı besleniyorsunuz?
- A. Y: Dokunabildiğimiz, görebildiğimiz insanlar onlar. Hayali karakterler değil. Ailecek tatillerde gördüğümüz, arkadaşlarımızda gözlemlediğimiz davranışlar.
- N. Y: Bu işin en önemli kısmı gözlem, artık bir kafede otururken bile kulağım yan masada. Mesela o dadı videosundaki kadın yazlığımızda gördüğümüz kadınların bir bileşimiydi. Ama onlar da kendilerine gülüyorlar, aslında sıkıntı yok.
- A. Y: Sen bir daha yazlığa git bakalım ne oluyor (gülüyor). Şaka yapıyorum, kendisiyle eğlenebilen insanlar tabii. Endonezyalı bakıcıları var ve onlarla İngilizce konuşuyorlar, aynen o videodaki gibi...
- İlginç bir karakterle karşılaştınız, bunu kim yazıyor, doğaçlama mı ilerliyorsunuz?
- A. Y: İkisi de olabiliyor. Bazen bir durumu görüyoruz ve renklendiriyoruz.
- N. Y: Karakter yazmayı çok seviyorum, Ayşenur doğaçlamayı daha çok seviyor. Mesela annemin navigasyonda bize yaşattığı zorluklarla ilgili bir video çekelim deyince, onun üzerine doğaçlama konuşabiliyoruz.
- A. Y: Bazen çekip, nefret ettiğimiz, hiç gülmediğimiz şeyler de oluyor. Fikirden soğuyoruz öyle olunca. Kimse çekmiyor, tripodla hallediyoruz ya da annem çekiyor.
HİÇBİR ERKEĞİN ÇİRKİN OLDUĞU İÇİN LAF İŞİTTİĞİNİ DUYMADIM
- Hayata pozitif bakan insanlar mısınız?
- N. Y:
Asla! Biri bana "Çok başarılısınız" derse, "Kesin çok başarısızsınız" demek istiyor diye geçer içimden. Ayşenur da benim yüzümden biraz öyle oldu.
- Aslında genelde kadın halleri üzerine videolarınız var...
Tipik davranış biçimi var mı Türk kadınının?

- A. Y: En başta kendimizle çok dalga geçiyoruz. Kadınlara yüklenen çok şey var aslında. Hele Instagram üzerinden, "Senin kaşın niye böyle, gözün niye böyle?" Hep bir eleştiri... Gözle görmedikleri, dokumadıkları birine yazdıkları şeyler karşıdakini etkileyebiliyor. Hiçbir erkeğin çirkin olduğu için laf işittiğini duymadım. Kadının kadına yaptığı... Bu hallerin komik durumları da var. Kadınları da günlük davranış biçimi üzerinden eleştiriyoruz. Özellikle ilişkilerdeki davranış biçimleri güzel malzeme...
- N. Y: O hareketler bana komik geliyor ama yapmaya devam ediyorum. Her kadının davranış biçimi ortak. Ama daha çok trip atmak Türk kadınının ayrılan özelliği... O göz devirme, o haller... Çok mimikliyiz. Bir erkek bir laf ettiğinde onu demek istiyor aslında, kadın denen mekanizma onu binbir şekilde yorumluyor. Biz bir plan çıkarıyoruz. Hepimiz böyleyiz. Çok yorucu kadın olmak (gülüyor).
GEÇİM KAYNAĞIMIZ INSTAGRAM DEĞİL
- Doğallığınızı nasıl koruyorsunuz?
Kamera açıldığında insan doğallıktan uzaklaşabiliyor çünkü...
- A. Y: En önemli sıkıntı kamera açılınca kendini sansürleme isteği. Çünkü baş başayken söyleyeceğinin ve güleceğinin haddi hesabı yok. Ama kamera açılınca öyle olmuyor. Biz kendi aramızda çok geyik yapıyoruz zaten. Bunlardan bazıları videoya dönüşebiliyor, kafamız da biraz böyle çalışmaya başladı. Aslında bu biraz sıkıcı oldu.
- N. Y: İlk başlarda insanlara isteği şeyi vermemiz lazım diye kafaya taktığım çok oldu. O zaman doğallıktan uzaklaşmaya başladık. Onu korumak için ne istediğini bilmek gerekiyor. Biz bu durumu birincil geçim kaynağımız olarak görmediğimiz için, buna çok bel bağlamış durumda değiliz. Biz eğlendiğimiz zaman burası eğlenceli bir platform oluyor. Öbür türlüsü çok belli oluyor.
- A. Y: Biz bu mecrayı günlük halimizi paylaşmak için kullanmıyoruz.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.