Pazar 12.01.2020

İnsanlar beni mahalleden arkadaşları gibi görüyor

Oyuncu Zeynep Çamcı, yazıp yönettiği ve başrolünü oynadığı sinema filmi Feride için “Bu bir kaş kaldırıştır” diyor ve güzellik kavramını sorgulatıyor. Samimiyetiyle kalpleri fetheden Çamcı “İnsanlar beni mahalleden arkadaşları gibi görüyor. Bu da benim çok hoşuma gidiyor” diye ekliyor

Recep İvedik filmiyle tanınan ve sonrasında rol aldığı dizilerde canlandırdığı karakterlerle sevilen Zeynep Çamcı bu kez yazdığı ve başrolünü oynadığı ilk sinema filmi Feride'yle seyirci karşısına çıkacak olmanın heyecanını yaşıyor. Üniversiteden beri hayalini kurduğu film yapma fikrini hayata geçiren 1986 doğumlu oyuncu aynı zamanda Ali Yorgancıoğlu ile birlikte filmin yönetmen koltuğuna oturuyor. 24 Ocak'ta gösterime girecek olan film; yer altında kahraman kostümleri dikilen bir atölyede terzilik yapan Feride'nin, başta patronu olmak üzere yapamazsın diyenlere inat, moda devlerine kafa tutan yolculuğunu anlatıyor. 2015 yılında evlendiği reklamcı eşi Serhat Bayram'la birlikte çalıştıkları Serdesin adlı reklam ajansında bir araya geldiğimiz Çamcı, deli dolu enerjik bir kız. Ancak kendisini anlatmayı çok sevmiyor, biraz övülünce hemen yüzü kızarıyor ve yaptığı işi anlatmaya başlıyor. Yarattığı karakter Feride gibi yapamazsın diyenlere rağmen üretmekten vazgeçmeyen bir yapısı olduğunu söyleyen ve bu filmi "Kadın yönetmen olamazsın, senarist olamazsın" diyenlere inat yaptım diyen Çamcı ile hem güzellik algısını hem güçlü kadın rollerine bakışını konuştuk...
- Öncelikle hayırlı olsun. Feride filmi nasıl rotaya çıktı?
- Feride, 2011 yılında bir haber programında çalışırken kurguladığım bir karakterdi. Ama o orada kaldı. Araya çok iş girmesine rağmen aklımdan hiç çıkmadı. Sürekli düşündüğüm bir projeydi. İstanbul Üniversitesi Sinema Tv Bölümü'ne girdiğim ilk günden beri bir sinema filmi yapma hayalim vardı. O zaman oyunculuk yapmadığım için kendi filmimi çekmek istiyordum. Beni Böyle Sev döneminde sette yazıyordum. Setten eve gelip düşünüyordum. Kendime verdiğim söz vardı ve bunu yapmak istiyordum. Belki bunu yapmam biraz zaman aldı ama sonuç olarak yaptım.


- Bu süreçte en büyük motivasyonun ne oldu?
- Yani "Zeynep bunu yapacaksın başka çaren yok" dedim kendi kendime. Sürekli hatırlayayım diye duvarıma post it'ler koydum, dolabıma afiş yaptırıp astım. Bir komedi filmi yazıyorsun ama ağlayarak yazıyorsun. Bunu yapmak istediğimi söylediğim zaman birçok insan "Çok zor, yapamazsın, yönetmen olmak senarist olmak kolay mı?, herkese yaptırmazlar" gibi o kadar çok şey söyledi ki. Umutsuzluk yüklüyor heves kırıyorlardı. Yazdığın neye benzeyecek, ne olacak, insanlar beğenecek mi? O kadar çok şey var ki. Daha çok heves kırılmasın istedim. Bir güvenli alan var ve o alanda kaldığın sürece hiç ilerleyemiyormuşsun gibi geliyor. Hayalini gerçekleştirmek için ne yaparsan yap risk almak gerekiyor. Ben bu filmi yapabilmek için birçok teklifi reddettim.
- Feride kim? Nasıl bir kız?
- Feride tasarımcı bir kız. Emeğini koruyan, o yüzden patronuna karşı başkaldıran, boyun eğmeyen, yapamazsın diyenlere aldırmayan, çalışkan ve sevgi dolu bir kız. Çok iyi bir terzi ve büyük bir moda tasarımcısı olmak istiyor. Aslında iyilik tasarlayan bir kız. Onun için iyi bir tasarımcı olmak, iyilik tasarlamaktır. Hedefine ulaşmak için gözü kara biri değil. Yani Feride hedefine beş saniyede kalsa yardım etmesi gereken biri varsa dönüp yardım ediyor. Ben bu tarafını çok seviyorum. Hayatta bir yere yetişmekten ya da tutkulu şekilde bağlandığın o şeyi yapmaktan daha önemli şeyler var. Onlar da şimdide yaşanan şeyler.
- Seninle ne kadar örtüşüyor Feride?
- İş yapma sürecimiz benziyor. O da vazgeçmiyor benim gibi. Sonuçta ben bu filmin ilk draftını yazdıktan sonra vazgeçip başka film de yazabilirdim ama Feride'yi ortaya çıkarmak istedim. Çalışmak, üretmek vazgeçmemek ve inandığın yoldan gitmek en büyük başkaldırıştır.
- Filmin sloganı "Bu bir kaş kaldırıştır". Bunun hikâyesi var mı?
- Ben küçükken tek kaşlı bir kızdım. Bu hiç kolay değildi. Kalıplaşmış güzellik anlayışının dışında olduğu için çok dalga geçiliyordu ve ben o zaman çok üzülüyordum. Aynaya bakıp ağladığım zamanlar oldu. Çok üzüldüğüm bir gün annem bana "Üzülme Frida da tek kaşlıydı. Çok başarılı ve üretken bir kadın" demişti. Onu hiç unutmuyorum.
FERİDE ÂŞIK OLUNACAK KADIN
- Frida göndermesi de bu yüzden mi?

- Evet, karakteri bulduğum zaman onun tek kaşlı olmasını istemiştim. İnsanlara kötü gibi gelen birçok şeyin aslında iyi olabileceğine inanmış biri olarak bu karakterimin tek kaşlı olmasını istedim. Biraz da küçüklüğüme ithafen. Feride tasarımcı bir kız ve alışılagelmişin dışında bir güzellik algısı var.
- Kadının tek kaşlı olmasına dair olumsuz yorum yapanlar var. "Komik olmak için illa çirkin mi olmak gerekir?" diye bir yorum okudum
- Evet, o yorumları ben de okuyorum. Ama Feride çirkin değil. Aslında var olma savaşı veren bir kadın olduğu için çok da güzel bir kadın. Ben Feride'yi beğeniyorum bana göre çok güzel ve âşık olunacak bir kadın. Bitişik kaşın komediyle alakası yok.
- Tek kaşlı kızların sesi olacaksın...
- Sadece o değil. Filmde futbol oynayan kız çocukları var. Çok küçük bir ayrıntı ama benim için önemli bir detay.
- Kaş üzerinden yine Recep İvedik benzetilmesi yapılmış. Bu benzetme rahatsız eder mi seni?
- Çok doğal. Bunlar beklenen şeyler. Ama bundan rahatsız olmam. Feride'yi geçtim, ben küçüklük fotoğrafımı koyduğumda da Recep İvedik gibi diyorlardı. Görsel bir benzerlik dışında benzeyen bir şey yok. Esasında ben bu senaryoyu yazdığımda Frida bu kadar popüler değildi. Sonra çok popüler oldu, ikon haline geldi. Ondan sonra tek kaş moda oldu. Popülerlikle güzellik algısının iç içe geçtiği bir durum var.
- Kalıplaşmış güzellik algısına senin bakışın nedir?
- Güzelliği tanımlayamıyorum, tanımladıkça çirkinleşiyor bence. Göreceli bir kavram güzellik, senin neyi ne kadar gördüğünle ilgili. - Oyunculuk çocukluk hayalin miydi?
- Evet. Küçüklüğümden beri insanları güldürmeyi çok seviyordum ama İstanbul Üniversitesi'ne oyuncu olmak için değil sinemada ilerlemek istediğim için girdim. Sinemayı çok sevdiğimi gördüm. Bir yandan kısa filmler çekiyorduk. Ve arkadaşlarımızla birbirimizin filmlerinde oynuyorduk. Oğuzhan Tercan adlı yönetmen öğretmenim kısa filmi izleyince "Sen oyuncu olmalısın" dedi ve ilk o zaman ciddi ciddi oyunculuğu düşünmeye başladım.
- Sonrası nasıl gelişti?
- Oyuncu olarak başlayayım, ileride belki bir çevrem olur kendi filmimi çekerim diye düşündüm. Aynı zamanda kamera arkasında staj yapıp birçok yerde çalışıyordum. Oyunculuğa giden süreç hiç kolay olmadı. Bir yandan da yüksek lisansa başlamıştım diğer yandan sürekli seçmelere gidiyordum. Yüzlerce seçmeye gittiğimi hatırlıyorum. Kendi kendime gidip sıramı bekliyordum.
- Kırılma noktası neresi oldu?
- Recep İvedik 2'de kasiyer rolünden sonra Recep İvedik 3'te oynadım. Ardından ilk Leyla ile Mecnun dizisi oldu. Arayış o süreç hiç bitmiyor. Bir süre sonra kendine verdiğin sözler uyanmaya başlıyor.
- Tanınırlık ve şöhrete yaklaşımın nasıl?
- Hiç bir zaman çok popüler biri olduğumu düşünmüyorum. 2008'den beri sektördeyim. İşimi yapıyorum, üretiyorum. Bana uygun karakterler geliyor oynuyorum ve seviliyor. İnsanlar beni mahalleden arkadaşları, komşularının kızı gibi görüyorlar. Çok sevip sahipleniyorlar. Bu da benim çok hoşuma gidiyor.
İnsanlar beni mahalleden arkadaşları gibi görüyor Oyuncu Zeynep Çamcı, yazıp yönettiği ve başrolünü oynadığı sinema filmi Feride için "Bu bir kaş kaldırıştır" diyor ve güzellik kavramını sorgulatıyor. Samimiyetiyle kalpleri fetheden Çamcı "İnsanlar beni mahalleden arkadaşları gibi görüyor. Bu da benim çok hoşuma gidiyor" diye ekliyor
Güçlü kadın karakterler yaratmak istiyorum
Şu an hayalini gerçekleştiren biri olarak ne hissediyorsun peki?

- Şu anda başka bir şey yazmaya başladım. Üretkenlik süreci bitmiyor. O şekilde yaşadığımı hissediyorum.
- Yine kahramanı kadın olan işler mi yazacaksınız?
- Evet. Her zaman güçlü kadın karakterler yazmak istiyorum. Oyunculuk yaparken de karakterlerimin hep güçlü olmasını istedim. Deniz Aslan, Sedef, Ayşem... Bunların hepsi güçlü ve istediğini yapan karakterlerdi. Buna çok dikkat ettim, diğer türlü yapamıyorum, boğuluyorum, oynayamıyorum.
Eskisi gibi komedi işi yok
- Sayılı kadın komedyenler arasında gösteriliyorsun. Bu ne hissettiriyor sana?

- Güzel bir şey ben izleyiciye bir şeyler hissettirebiliyorsam, beni izlerken mutlu olup gülüyorlarsa ne güzel. Birbirinden çok farklı işlerde oynadım. "Seni gülerken güldürürken görmeyi çok istiyoruz" diye yazıyorlar bana. Bu da beni çok tetikledi. Çünkü artık eskisi gibi komedi işi yok. Komediyi sinemada yapmaktan başka çarem yoktu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.