Pazar 26.01.2020
Son Güncelleme: Pazar 26.01.2020

Suzan Kardeş: İstanbul’da insanın canı ölmek istemiyor

Enerjik, neşeli, yetenekli bir o kadar da samimi... “Elbette bir sesim var ama ben bir Sezen Aksu, Sertab Erener değilim. Beni izlemeye gelen, eğlenmeye geliyor” diyen Suzan Kardeş şimdi de yeni maxi single’ı Bekriya Rumeli (Club) ile eğlendirecek

Suzan Kardeş'le, zevkle döşenmiş, renkli evinde buluşuyoruz. Kanepede ayaklarımızı altımıza çekip sohbete başlıyoruz. Yani tam anlamıyla bir kadın muhabbetine girişiyoruz. Bir araya gelme nedenimiz onun son maxi single'ı Bekriya Rumeli (Club) aslında. Bununla gençleri hedeflediğini söylüyor, Yüksek Yüksek Tepelere ve Ramo isimli iki Rumeli türküsünün kulüplerde çalınmasını hedefliyor. Gençlerden söz açılmışken, 58 yaşındaki bu civa gibi kadının hiç kaybetmediği enerjisinden dem vurarak başlıyorum konuşmaya. Laf lafı açıyor, kadın olmaktan, gençlikten, müzikten uzun uzun konuşuyoruz...
- Enerjik birisiniz sanırım. Sahneyken izleyiciye verdiğiniz his öyle çünkü...
- Kesinlikle. Enerjik olmayan, yavaş olan ve gülmeyen insana sinir olurum. Bana gülmesi gerekmiyor, hayata gülsün! Her yaşta böyleydim. Enerjik ve çalışkan olmasaydım bu noktalara gelemezdim. Hiçbir şey boşa değil hayatta her sonucun bir nedeni var.


- Sahne size enerji veren bir şey mi?
- Adrenalinin Allah'ı. Sahneden inince sokaklarda koşasım geliyor ama ben yemeğe veriyorum kendimi. Sahne çok güzel, binlerce insan sana bakıyor. Eğlenmeye gelmişler ve senin mutsuz olma şansın yok. İzleyen mutlu oldukça daha fazlasını yapmak istiyorum. Bunun en büyük örneği İbrahim Tatlıses'tir. O zamanlar Nükhet Duru'yla çalışırdım. İbrahim beyin programı biterdi, defalarca dönerdi sahneye, bis yapardı. Bir tane mutsuz insan olsun istemezdi. Birçok sanatçı yapar bunu ama İbrahim çok başkaydı bu anlamda, dönüp dönüp çıkardı sahneye. Yorgunsun, terlisin, süren de bitmiş... Böyle düşünmezdi.
- Sizin izleyenler bir dakika bile yerinde oturamıyor, bunun sırrı ne?
- Sinemacıyım o yüzden. Hayatım boyunca o kadar çok sayıda önemli insanın kulisinde çalıştım ki, onlardan çok şey öğrenmişim. Hepsini sahneye yansıtmaya çalışıyorum. Üç saatlik bir geceyi film gibi düşün, seyircisi var, müziği var, görüntüsü var... İnsanlar eğlenmeye geliyor, bunun karşılığını vermek gerekiyor. Sahnedeyken mutsuz müşteriyi hemen bulurum. Ve giderim onun o gece mutlu olmasını sağlarım, mutsuz gitmesine izin vermem. Hayat çok kısa... Elbette bir sesim var ama ben bir Sezen Aksu, Sertab Erener, Ayşegül Aldinç, Emel Müftüoğlu değilim. Beni izlemeye gelen, eğlenmeye geliyor. Sesimle var olan bir kadın değilim ama sesimi kullanmayı bilirim.


- En çok hangi evreleri güzel kadının?
- 50 hiç güzel değilmiş (gülüyor). 50'ye varmadan dondurun kendinizi. "Her yaşın kendine göre güzelliği var" deniyor, hayır efendim gençliğin güzelliğinin yeri dolmuyor. Yalan yani. Kendimizi kandırmaya da mecburuz. Ama herkes benim yaşıma doğru geliyor, kimsenin gençleştiği yok. Benim avantajım şu; hayatta çok güzel hikayeler biriktirdim. Hayatı, anı bir hikaye gibi görürsen ruhun yaşlanmıyor en azından. Geçmişe dönmenin bir anlamı yok. Başkalarına da tavsiye etmiyorum. Geçmişi, önündeki yaşam için kullan ama arkada kalma! Bitti orası, gitti. Ben küçük yaşta çalışmaya başladım. Şu anda hayatımı kendime zorlaştırma nedenim, hâlâ çok işim var, daha çok şey yapacağım sanıyorum. Ama yaşın hesabını yapmıyorum. Kafam, yüreğim istiyor ama bedenim izin vermiyor. Bazen, yataktan kalkasım olmuyor. Daha fazla üşüyorsun, daha fazla yoruluyorsun, daha kolay kırılıyorsun, daha kolay üzülüyorsun ama daha kolay bunları tedavi ediyorsun!


- Herkes bir takım müdahalelerle genç görünme derdinde...
- Kadın duygusu, ne yapacaksın? Çok acıklı aslında. Maalesef Allah bu konuda hiç adaletli davranmamış. Erkekler güzelleşiyorlar, kadınlar gibi değil. Doğanın kanunu. Kadın güzel olmak zorunda. Erkek güzel olmak zorunda da değil. Yeni dönem erkeklerden bahsetmiyorum.
- Nesi var yeni dönem erkeklerin?
- Tayt giyiyorlar pantolon sanıp. Çünkü öyle satılıyor. O da modadan uzak kalmamak için alıyor giyiyor onu. Aslında olmuyor, erkeğe tayt yakışmıyor eğer bale sanatçısı değilse... Oysa biz kadınlara güzel olmak moral veriyor. Bir yere eğlenmeye gidiyorsun, eğleniyorsun, belki biraz taşkınlık yapıyorsun. Biri sana yan gözle bakıyor ve yaşını hatırlatıyor. Son dönemlerde en çok kızdığım şey; kendimizi hiç sevmememiz. Hep birilerine benzemeye çalışıyoruz. Senin gözün güzeldir, benim boynum, onun saçı güzeldir, diğerinin elleri. Bir şeyin güzeldir. Allah seni yaratmış ve bir güzellik vermiş. Niye hep başka bir güzele bakıp, onun gibi olmaya çalışıyorsun? Belki onun aklı, yüreği, gönlü yok. Kadınların kendilerini sevmesi gerekiyor. Ama bu bir sistem ve buraya itiliyoruz. Her yerde güzel kadın ve adam görüntüleri. Erkekler de bu çarkın içine girmiş, onlar da başka bir adama benzeme derdine düşmüş vaziyette. Perişan oluyorlar.


- Kendinizle barışık biri misiniz?
- Evet ama ben de tufaya düşebiliyorum. İstiyorum ki, daha genç görüneyim, göbeğim olmasın... Ama o göbeği yok edecek enerjim de yok. Aynı kalmayı tercih ediyorum ama nereye kadar? Son zamanlarda aklım kayıyor, kaymıyor değil (gülüyor).


HâLâ BAKKALDAN ALIŞVERİŞ YAPARIM
- Bu bölgedeki kültür mozaiği gibisi yok sanırım...

- Dünyanın birçok yerine gittim, beni Venedik'teki gondol, Boğaz'taki sandaldan daha çok etkileyemez. Eyfel Kulesi, Galata Kule'mden daha güzel değil. Dünyanın her yerinde ölebilirsin ama insanın canı İstanbul'dayken ölmek istemiyor. Bitmiyor çünkü. Daha keşfedecek o kadar çok yer var... - Hangi semti en çok sevdiniz? - Kuledibi güzeldi. 20 yıldan fazla Arnavutköy'de oturdum. Su kenarında doğduğumdan mı nedir bilmiyorum, su görmek istiyorum. Sıkılıyorum, bir yerde fazla duramıyorum. Dört yıl bir evde oturmamışımdır. Aynı semt olsa bile ev değiştirmeyi seviyorum. Üstelik mahalleciyimdir, mahallede alışveriş yaparım, mahalle taksisine binerim. Esnaf kültürünü yaşatmak gerekiyor, ben bakkaldan alışveriş yaparım hâlâ Çok ender markete giderim. Eski usül alışkanlıklarım var.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.