Pazar 02.02.2020
Son Güncelleme: Pazar 02.02.2020

Bir sandık açıldı içinden tarih çıktı

Osmanlı ve Cumhuriyet döneminin tartışmalı figürlerinden biri Kuşçubaşı Eşref. Benjamin Fortna’nın Kuşçubaşı’nın ve eşi Pervin Hanım’ın hatıratlarının yer aldığı sandığı açması sonucu şimdi Kuşçubaşı’nı yeniden keşfetmek mümkün

Kimileri için mitleştirilmiş bir vatanperver, kimileri için ise tarihin tozlu sayfalarında kalmış bir isim... Onunkisi yolu saraydan da, Trablusgarp ve Balkan Savaşları'ndan da sürgünlerden de geçen bir hikaye... Teşkilat-ı Mahsusa'nın en önde gelen subaylarından olan Kuşçubaşı Eşref'in yaşamı hep ilgi çekici ve bir o kadar da yeni tartışmalara mahal vermeye müsait oldu. Fakat şimdi elimizde tuttuğumuz iki kitap bu tarihi figürün hikayesine bambaşka bir çerçeveden bakmamızı sağlayacak gibi...

Kitaplardan biri Kuşçubaşı Eşref diğeri ise Kuşçubaşı Eşref'in Eşi Pervin'in Savaşı. Timaş Yayınları'ndan çıkan iki kitap da aynı yazarın, Benjamin C. Fortna'nın, kaleminden çıkmış, derlenmiş hatıratların bir dökümü... Fortna, halihazırda Arizona Üniversitesi'nde İslam tarihi ve özellikle de Osmanlı ile Cumhuriyet'in erken dönemi üzerine yaptığı çalışmalarına yoğunlaşmış bir tarih profesörü. Kuşçubaşı Eşref, eşi ve bu isimlerin günlükleri ile yolunun kesişmesi biraz tesadüfi biraz da kaderin bir cilvesi gibi... Fortna ile bu kesişmenin ve Kuşçubaşı Eşref ile eşinin hatıratlarının anlamını konuştuk. O halde dilerseniz, filmi biraz geriye saralım...

Eşref Bey ve eşi Pervin Hanım'ın hatıratları ile birçok evrak ve fotoğrafın yer aldığı, Benjamin Fortna'nın açtığı sandık.

YILLAR SÜREN BİR MACERA
Kuşçubaşı'nın 1964'teki ölümünden yıllar sonra 1980'li yılların ortasında Benjamin Fortna'nın yolu Türkiye'ye düşüyor. Fortna, Türkiye'de bir tanıdığının evinde kalırken arkadaşının komşusu olan bir aileyle tanışıyor. Böyle bir karşılaşma plansanız olmaz ya, Fortna'nın tanıştığı aile Kuşçubaşı'nın torunları... Yani İslam ve Osmanlı tarihi üzerine ilgisi olan bir akademisyen için bulunmaz bir fırsat. Aile ile Fortna kısa sürede kaynaşıyor. Eşref Bey'in torunları Fortna'ya güvenip onun Osmanlı ve Türkiye tarihi konusunda dersler verdiğini öğrenince de Amerikalı akademisyen Londra'da görevliyken bir kez daha görüşüyorlar. Bu görüşmede aile, dedelerinin ölümünden sonra kendilerine bıraktığı bir sandık dolusu belge ve evraktan bahsediyor. Mesele Benjamin Fortna'nın ilgisini hayli çekince kendisine bir kez daha Türkiye yolları görünüyor ve bu kez direkt Kuşçubaşı Eşref'in kızıyla tanışıyor. Fortna kendi deyimiyle "yıllar sürecek bir macera"yı başlatan o zamanları şöyle anlatıyor: "Eşref Bey'in kızı çok nazik bir biçimde, bana evrak dolu sandığı göstermeyi kabul etti. Evrakları incelemek için birbirini takip eden ziyaretlerde bulundum. İşte, macera bu şekilde başladı. Tahminimce ailenin bu belgeleri benimle paylaşmasının sebebi hem belgelerin çoğunun Osmanlıca olması ve benim Osmanlıca okuyabilmem hem de tanıdıkça bana güvenmeleriydi..."

Pervin Hanım oğlu Feridun ile birlikte, bir yandan da ikinci çocuğuna hamile. Sene 1914.

Hem Eşref Bey'in hem de eşi Pervin Hanım'ın hatıratlarının, fotoğrafların ve birçok belgenin bulunduğu sandık Fortna'ya böyle açılıyor. Fortna, hatıratları incelemeye başladığında en dikkatini çeken durum yine kendi ifadesiyle anılarda karşılaştığı tarihi karakterlerin ve olayların ciddi ailesel ve şahsi meselelere saplanmış olması oluyor. Eşref Bey'in hatıratlarında Trablusgarp'tan Balkan Harbi'ne, Milli Mücadele döneminden Arabistan ve Malta topraklarında geçirdiği sürgün yıllarına geniş bir zaman dilimi ile savaş ve çatışmalar söz konusuyken Pervin Hanım'ın yazdıklarında ise 1920'li yıllardaki Türk kadınının ve bir subayın eşinin ruh haline yönelik ipuçları öne çıkıyor.

Kuşçubaşı Eşref, 150'likler listesine alınıp sürgün edildi. Bu fotoğraf da sürgün yıllarında Malta'da çekildi.


Kuşçubaşı'nın Balkan Savaşları'ndan sonra kurulan ve üç ay varlığını sürdüren bir devlet olan Batı Trakya Bağımsız Hükümeti'nin kuruluşu esnasında oynadığı kritik rol, bölgedeki Müslüman ve diğer halklarla kurduğu ilişkiler Fortna'ya göre hatıratların en ilgi çekici kısımlarından. Keza üç önemli tarihsel figürün, Mustafa Kemal Paşa, Enver Paşa ve Kuşçubaşı'nın yollarının Trablusgarp'ta kesişmesi ve Eşref Bey'in burada İtalyanlara karşı savaşacak Bedevi kuvvetlerini teşkilatlandırması tarih sayfalarına düşülen önemli notlardan.

Teşkilat-ı Mahsusa'nın önde gelen subayları Kuşçubaşı Eşref, Mümtaz Bey ve Ali Çetinkaya (soldan sağa) Trablusgarp Savaşı esnasında...



Pervin Hanım'ın sandıklarda bulunan hatıratlarında ise akranı kadınlara kıyasla telgrafa ve diğer imkanlara kolayca ulaşabilmesi, eşi Malta'da ya da nerede olursa olsun onunla görece rahat iletişim kurabilmesi dikkat çekiyor. Pek tabii Eşref Bey'in 150'likler listesine alınmasından sonra Mustafa Kemal'in etrafındaki kişilere dair sert ithamları da bu satırlarda kendine yer buluyor.

Kuşçubaşı Eşref, Milli Mücadele döneminde cephede savaştı fakat sonra Ankara ile arası açıldı.

Sandıktan çıkan fotoğraflar ve diğer evraklar da yine Kuşçubaşı'nın yaşamına dair şimdiye kadar yayımlanmamış bilgileri açığa çıkarıyor.

1960'larda sürgünden döndüğü İzmir günlerinden...


BENJAMİN C. FORTNA: EŞREF, ŞÜPHE BULUTLARINI DAĞITMAYA MERAKLIYDI
- Tarihsel bir figür olarak Kuşçubaşı Eşref'e olan merakınızın kaynağı nedir?
- Basitçe, rol aldığı olaylar ve savaşlar sayesinde Eşref, yaşayan bir efsaneye dönüşmüştü. İlk başlarda onunla özel olarak ilgilenmiyordum, daha çok Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarındaki durumu ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ortaya çıkışı ile ilgileniyordum. Eşref'in hayat hikayesi, bize bu yılları alışageldiğimiz bakış açısından farklı olarak başka bir bakış açısından görmemizi sağladı.
- Sizce, Eşref'in ve Pervin Hanım'ın bu anıları yazarken en önemli amaçları nelerdi?
- Eşref, uzun süredir yaşadığı şüphe bulutlarını dağıtmaya meraklıydı ve kendisini, dışlandığını düşündüğü, Türk tarih anlatısına yeniden yerleştirmek istiyordu. Elbette, dahil olduğu birçok olayı kendi tarafından anlatmaya istekliydi. Pervin Hanım'ın anıları biraz daha kişisel, daha özel. Pervin Hanım, kendi hayatını torunlarının öğrenmesi için yazdığını ve sadece kendisi öldükten sonra yayınlanmasını istediğini söylüyor.


- Anlatıların iki bakış açısı var Kuşçubaşı'na dair, hain de vatanperver de diyen var. Bu düşüncelerin arkasındaki bakış açıları için ne düşünüyorsunuz?
- Bu bakış açıları, Türkiye Cumhuriyeti'nde ortaya çıkan politik konumların bir işlevi. Dikkatli tarihçiler, bunları kendi bağlamlarında incelemeye ve bu eksen değişimlerini tarihsel gerçekliklerle karıştırmamaya çalışacaklardır. Ben de kesin bağlamlar kurmak yerine bunu seçtim.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.