Pazar 09.02.2020

Benim gibi kız çocuklarının kahramanı olmak istiyorum

15 yaşındaki Meryem İyin genç yaşına önemli başarılar sığdırmış bir tekvandocu. Geçen hafta Dubai’de dünya şampiyonu olan daha önce de Avrupa ikinciliği bulunan İyin ile konuştuk. Gelecek hedeflerini anlatan Meryem’in en büyük hayali ise kendisi gibi genç kızların kahramanı olabilmek...

15 yaşında genç bir kız. Kanada'da doğup büyümüş, 12-13 yaşlarında ise İstanbul'a gelmiş. Şimdilerde Kağıthane Anadolu İmam Hatip Lisesi 9. sınıf öğrencisi. Bir yandan hem Türkiye'nin hem de dünyanın en gelecek vaat eden tekvando sporcularından biri... Genç yaşına bir sürü başarı ve madalya sığdırmış olan Meryem İyin'den bahsediyoruz. Geçen hafta Dubai'de düzenlenen G-2 klasmanındaki turnuvada dünya şampiyonu olan, Ekim ayında ise Avrupa ikinciliği elde eden Meryem İyin şimdiye dek Lüksemburg, Bulgaristan, Sırbistan, Yunanistan, Avusturya gibi ülkelerde düzenlenmiş şampiyonalarda kürsüye çıkmış bir sporcu. En büyük hedefi 2024'teki Paris Olimpiyatları'na katılmak olan ve bu doğrultuda katıldığı organizasyonlarda puanlar toplamaya devam eden Meryem ile başarılı spor yaşamını konuştuk. İşte Meryem İyin ile maruz kaldığı önyargılardan tekvandoya duyduğu tutkuya uzanan keyifli bir sohbet...
- Yurt dışında doğmak, yaşamak ve sonrasında buraya dönmek neler kattı hayatına?
- En başta Türkiye'ye alışmakta zorlandım. Farklı bir dünya farklı bir kültür sonuçta... Ama bunu avantaja çevirdim sonrasında. Kanada'da çok farklı milletlerden insanlar da olduğu için erken yaşta farklı kültürlerle etkileşim kurmaya alışmış oldum. Aynı zamanda olaylara farklı bir şekilde yaklaşabilme yetim gelişti.


- Peki, tekvandoya başlama serüveni nasıl gelişti?
- Tekvandoya altı yaşımda başladım, önceden jimnastik yapıyordum. Babamın yakın bir arkadaşı olan Mecnun Çiçek bendeki yeteneği gördü ve benimle çalışmak istedi. Şimdi de Çağrı Kızıl hocamla birlikte olimpiyat hayallerimiz için çalışıyoruz.
- İlk başta jimnastikle başlamışsın fakat çok ilgini çekmemiş tekvandoya geçmişsin.
- Evet. Tekvandonun felsefesi benim çok ilgimi çekti. Özellikle içerisinde güzel ahlak olan bir sporla uğraşmak beni çok mutlu ediyor.
- Bu spora ilk başladığınızda ne gibi önyargılara maruz kaldın?
- En başta sürekli "Ya bırak şu tekvandoyu" diyenler çoğunluktaydı. Erkek sporu olarak kodlanmış bir sporu başörtülü bir kız yapıyordu, dolayısıyla insanlar bir anda özümseyemiyordu bu durumu. Ama sürekli maçlara çıkıp, yurt dışına gitmeye ve dereceler almaya başladıkça sanırım insanların önyargıları da kırıldı.
- Duyduğunda seni en çok şaşırtan yorum ne oldu?
- Lüksemburg'da bir maç öncesi bir rakibim bana "Suriyeli göçmen" demişti. Açıkçası o beni hem çok şaşırtmış hem de üzmüştü. Ama sonra aynı kızla fotoğraf çektirip arkadaş da olduk.
- Geçen aylarda da "Umarım ben de Aleyna Tilki kadar gençlere rol model olmuşumdur" gibi bir tweet attın. Gençlere rol model olmak konusunda nasıl bir motivasyonun var?
- Benim gibi kız çocuklarının kahramanı olmak istiyorum. İmkanı olmayan kız çocuklarının hayalinde olabilmek amacım...
- Öte yandan Aleyna Tilki'nin bir organizasyonda ödül almış olmasına neden böyle bir tepki gösterdin?
- Öyle bir tepkim yoktu kendisine karşı açıkçası. Yanlış anlaşılma oldu galiba. Sadece "Bizi de hatırlayın, güzel şeyler yapan başka gençler de var" demek istedim.
- Yine aynı tweet'ine göre kızsın sen git kocana eş ol diyenler bile olmuş. Bunu diyenlere ve genel olarak bu tavra yorumun nedir?
- Öyle diyenlere tek cevabım "Ben sadece işimi yapıyorum amacım da bayrağımızı gururla dalgalandırmak tüm dünyada" oluyor. Bu meselelerin kadını erkeği yok. Herkesin bir tutkusu olmalı ve kimsenin bunu engellemeye hakkı yok.
- Çok fiziksel efor gerektiren bir branş. Hiç bırakmayı, devam etmemeyi düşünmedin mi?
- Birçok sporcunun başına gelmiş kazalardır bunlar bana özel değil. Ama 15 yaşımda vücudumda epey hasar oldu, doğrudur (gülüyor). Bırakmayı da düşündüm dürüst olmak gerekirse. Ama bu konuda anne babamın hakkını ödeyemem. Çünkü ben ne zaman pes edecek gibi olsam hep destek olup elimden tuttular.
15 yaşında genç bir kız. Kanada'da doğup büyümüş, 12-13 yaşlarında ise İstanbul'a gelmiş. Şimdilerde Kağıthane Anadolu İmam Hatip Lisesi 9. sınıf öğrencisi. Bir yandan hem Türkiye'nin hem de dünyanın en gelecek vaat eden tekvando sporcularından biri... Genç yaşına bir sürü başarı ve madalya sığdırmış olan Meryem İyin'den bahsediyoruz. Geçen hafta Dubai'de düzenlenen G-2 klasmanındaki turnuvada dünya şampiyonu olan, Ekim ayında ise Avrupa ikinciliği elde eden Meryem İyin şimdiye dek Lüksemburg, Bulgaristan, Sırbistan, Yunanistan, Avusturya gibi ülkelerde düzenlenmiş şampiyonalarda kürsüye çıkmış bir sporcu. En büyük hedefi 2024'teki Paris Olimpiyatları'na katılmak olan ve bu doğrultuda katıldığı organizasyonlarda puanlar toplamaya devam eden Meryem ile başarılı spor yaşamını konuştuk. İşte Meryem İyin ile maruz kaldığı önyargılardan tekvandoya duyduğu tutkuya uzanan keyifli bir sohbet...
- Yurt dışında doğmak, yaşamak ve sonrasında buraya dönmek neler kattı hayatına?
- En başta Türkiye'ye alışmakta zorlandım. Farklı bir dünya farklı bir kültür sonuçta... Ama bunu avantaja çevirdim sonrasında. Kanada'da çok farklı milletlerden insanlar da olduğu için erken yaşta farklı kültürlerle etkileşim kurmaya alışmış oldum. Aynı zamanda olaylara farklı bir şekilde yaklaşabilme yetim gelişti.
- Peki, tekvandoya başlama serüveni nasıl gelişti?
- Tekvandoya altı yaşımda başladım, önceden jimnastik yapıyordum. Babamın yakın bir arkadaşı olan Mecnun Çiçek bendeki yeteneği gördü ve benimle çalışmak istedi. Şimdi de Çağrı Kızıl hocamla birlikte olimpiyat hayallerimiz için çalışıyoruz.
- İlk başta jimnastikle başlamışsın fakat çok ilgini çekmemiş tekvandoya geçmişsin.
- Evet. Tekvandonun felsefesi benim çok ilgimi çekti. Özellikle içerisinde güzel ahlak olan bir sporla uğraşmak beni çok mutlu ediyor.
- Bu spora ilk başladığınızda ne gibi önyargılara maruz kaldın?
- En başta sürekli "Ya bırak şu tekvandoyu" diyenler çoğunluktaydı. Erkek sporu olarak kodlanmış bir sporu başörtülü bir kız yapıyordu, dolayısıyla insanlar bir anda özümseyemiyordu bu durumu. Ama sürekli maçlara çıkıp, yurt dışına gitmeye ve dereceler almaya başladıkça sanırım insanların önyargıları da kırıldı.
- Duyduğunda seni en çok şaşırtan yorum ne oldu?
- Lüksemburg'da bir maç öncesi bir rakibim bana "Suriyeli göçmen" demişti. Açıkçası o beni hem çok şaşırtmış hem de üzmüştü. Ama sonra aynı kızla fotoğraf çektirip arkadaş da olduk.
- Geçen aylarda da "Umarım ben de Aleyna Tilki kadar gençlere rol model olmuşumdur" gibi bir tweet attın. Gençlere rol model olmak konusunda nasıl bir motivasyonun var? - Benim gibi kız çocuklarının kahramanı olmak istiyorum. İmkanı olmayan kız çocuklarının hayalinde olabilmek amacım...
- Öte yandan Aleyna Tilki'nin bir organizasyonda ödül almış olmasına neden böyle bir tepki gösterdin?
- Öyle bir tepkim yoktu kendisine karşı açıkçası. Yanlış anlaşılma oldu galiba. Sadece "Bizi de hatırlayın, güzel şeyler yapan başka gençler de var" demek istedim.
- Yine aynı tweet'ine göre kızsın sen git kocana eş ol diyenler bile olmuş. Bunu diyenlere ve genel olarak bu tavra yorumun nedir?
- Öyle diyenlere tek cevabım "Ben sadece işimi yapıyorum amacım da bayrağımızı gururla dalgalandırmak tüm dünyada" oluyor. Bu meselelerin kadını erkeği yok. Herkesin bir tutkusu olmalı ve kimsenin bunu engellemeye hakkı yok.
- Çok fiziksel efor gerektiren bir branş. Hiç bırakmayı, devam etmemeyi düşünmedin mi?
- Birçok sporcunun başına gelmiş kazalardır bunlar bana özel değil. Ama 15 yaşımda vücudumda epey hasar oldu, doğrudur (gülüyor). Bırakmayı da düşündüm dürüst olmak gerekirse. Ama bu konuda anne babamın hakkını ödeyemem. Çünkü ben ne zaman pes edecek gibi olsam hep destek olup elimden tuttular.
HERKES BANA SAYGI DUYARSA NE MUTLU
- Başörtülü sporcu olarak tanımlanmak sürekli seni rahatsız ediyor mu?

- Aslında etmiyor. Bu şekilde var olmaktan mutluyum. Bazı insanların ne dediğine de çok takılmıyorum.
Herkesin her dediğine takılırsak biteriz zaten değil mi?
Ben herkese saygı duyuyorum herkes de bana saygı duyarsa ne mutlu...
- Maçlardan önce ritüellerin, totemlerin var mı?
- Namaz kılıyorum... En büyük totemim Allah diyeyim yani (gülüyor)...
- Bundan sonra en yakında nasıl bir mücadele bekliyor seni?
- İsveç'te Avrupa Şampiyonası kota mücadeleleri var bir hafta sonra. Oraya hazırlanıyorum şu anda milli takımla birlikte. Ekim de de Avrupa Şampiyonası var, tabii arada başka organizasyonlar da olacaktır. Şu anda tarihler belli değil.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.