Hayat evde çocuklarla güzel

Hepimiz evimizdeyiz, hepimiz benzer şeyler yapıyoruz, hepimiz bu salgının bir an önce son bulması için dua ediyoruz. Üstelik bu öyle bir durum ki, ne sadece bizi ne sadece ailemizi ne de sadece ülkemizi ilgilendiriyor. Tüm dünya aynı durumda, aynı virüsle aynı yerde mücadele ediyor, evde! Belki hayalini kurduğumuz gibi işe de gitmiyoruz, okula da… Ama hissedeceğimizi düşündüğümüz o huzur ve mutluluk duygusu yüreğimizin orta yerine oturmadı. Başka şeyler bu hissettiklerimiz; biraz kaygıya benziyor biraz korkuya… Biraz sessizlik var ama gürültü gibi… Tüm dünya olarak bu günleri atlattıktan sonra dönüp arkamıza baktığımızda anlayacağız ve bir isim bulacağız belki şu günlerimize… Peki ya evlerde neler oluyor? Nasıl vakit geçiriyoruz? Okul, park ve sokak olmayınca çocuklarımızı evde tutmayı nasıl başarıyoruz? Ebeveyn olarak hem anne, hem baba, hem öğretmen, hem de oyun arkadaşı olmak bizi ne kadar zorluyor? Aslında her birimizin kendimiz için yapması gereken ne? İşte uzmanlarla tam da bunu konuştuk. Ünlü isimlere de evde çocukları ile neler yaptıklarını sorduk.

ŞAFAK TÜKLE (SPIKER);DANS EDİP ENERJİ ATIYORUZ
Oğlum Alp ile evde kaliteli vakit geçirmeye özen gösteriyorum. Normal şartlarda okula gidiyordu ve her gün yeni bir şey öğreniyor, aktiviteler yapıyordu. Biz de evde bulunduğumuz süreçte Alp'e eğitici etkinlikler düzenliyoruz. Tuvalet ve havlu kâğıtlarının kartonlarını atmayıp, geri dönüşüm etkinliği yapıyoruz. Onları boyayıp, kartondan araba yaptık. Çok hoşuna gitti. Aslında bu süreç Alp'e iyi geldi, bizimle olmak dışında bir isteği de yok. Bir de enerji konusu önemli… İnanılmaz bir enerji birikimi oluyor, onu da dans ederek, birlikte pilates yaparak çözüyoruz.
BUSE VAROL-ALIŞAN (ŞARKICI);AİLECE DOYASIYA VAKİT GEÇİRİYORUZ
Bizler aile olarak karantina günlerinde, gerçekten evden çıkmıyoruz. Evde duran herkes gibi zaman zaman bunalıyoruz ama mutlaka yapacak bir şey buluyoruz. Çoğu zaman zaten Burak'la vakit geçiyoruz, oyunlar oynuyoruz. Ona çeşitli aktiviteler hazırlıyoruz. Aslında iyi tarafından bakmak gerekirse aile olarak, anne-baba ve çocuk birlikte doyasıya vakit geçirmek muhteşem bir duygu. Onun dışında Alişan'la beraber yemek yapıyoruz. Her gün değişik yemekler deniyoruz. Bu süreçte bol bol film ve dizi izlemeye de fırsatımız oldu. Kitap okumaya da aynı zamanda… En önemlisi ellerimizi sürekli yıkıyoruz ve dezenfekte ediyoruz. Marketten bir şey alıyorsak poşetleri kapıda bırakıp dezenfekte edip sonra içeriye alıyoruz. Bizim günlerimiz böyle geçiyor. İnşallah en kısa sürede bu virüsten kurtulmak dileğiyle.
ASLI TANDOĞAN (OYUNCU) En mutlu kızım
Oğlum Atlas'la günlük saatli programımız var, ödev film, oyun, yemek saati belli. Öyle olunca çok zorlanmıyorum, tabii enerjisi bazen fazla oluyor o zaman da evde koşturuyor. Kızım Arya henüz çok küçük ama o hepimizden mutlu çünkü herkes evde.

HILAL-FERMAN TOPRAK (ŞARKICI);BABASINA DANS EDİP ENERJİ ATIYORUZ ÇOK ALIŞTI
Kızım henüz iki yaşında olduğu için dışarı çıkma isteği olmuyor. Evde boyama yapıyoruz. Oyuncaklarıyla oynuyoruz. Renkleri, hayvanları ve sayıları öğretiyorum. Günün her saati birlikteyiz. Babasıyla daha çok vakit geçirmeye başladı ve bu duruma çok alıştı. Şu an herkes hayatından memnun. Virüs bittikten sonra ayrılmak zor olacak. Ferman asla mutfağa girmiyor. Belki karantina uzarsa girer ama çok kirletir diye korkuyorum. İnşallah sağlıklı ve huzurlu günlerimize en yakın zamanda tekrar geri döneriz.
DOÇ. DR. ELİF ÇELEBİ AİLELER İÇİN PRATİK BECERİLER
Çocukların tamamen eve hapsolduğu bu günlerde daha çok duygusal hareket etmeleri, talep ve isteklerini dayatmaları ve duygusal kırılma (öfke, ağlama, davranış bozukluğu) göstermeleri daha yaygın görülebilir. Bu durumda ebeveyn olarak nasıl sakin kalabilirsiniz? İşte önerilerim:
Ebeveyn olarak kendi duygu düzenlemenizi ne kadar iyi yaparsanız, çocuklarınızın duygu patlamalarıyla da o kadar iyi baş edebilirsiniz. Kendi duygu düzenlemeniz için her gün kendinize mindfulness, meditasyon, pilates gibi aktiviteler için zaman ayırın.
Çocukların duygusal durumlarının anlık ve geçici olduğunu unutmayın. Her duygu gibi öfke, sinir, ağlama duygusal anları da geçicidir.
Çocuğunuzun duygusal moda geçtiğini beden dilinden, söz ve davranışlarından, duygu sonrasındaki etkilerinden anlamaya çalışın. Bu duygunun ne olduğunu çocuğunuzla beraber tanımlayın. Ona şunu sorun, 'Şu anda ne hissediyorsun?' Bu duyguyu ne tetikledi? Çocuğunuza karantina durumunda istekleri ve amaçları engellendiği için öfke duymasının, arkadaşlarını göremediği ve okula gidemediği için üzgün olmasının ya da tamamen evde kaldığı için sıkılmasının normal olduğunu anlatın. Şimdi bazı sorularla zor anlarda kendi duygu düzenlemenizi nasıl gerçekleştirebilirsiniz, ona bakalım.
Çocuğunuzun duygularıyla baş etme konusunda kendinizi nasıl hissediyorsunuz, kontrol edin. Sizi en çok zorlayan düşünce nedir? Neyi tehdit olarak kabul ediyorsunuz? Bu durumun çok uzun süreceğine dair yargılarınız var mı kontrol edin. Tehdit olarak gördüğünüz durumun gerçek olma ihtimalini sorgulayın. Bu felaket senaryosuna başka alternatif olası sonuçlar düşünün. Sonuç felaket olsa bile bununla da başa çıkabileceğinizi hayal edin.
Bu durumu çözmek için yapabileceğiniz bir şey var mı? Sorun çözmek için harekete geçin. Bu durumu çözmek için yapabileceğiniz bir şey yoksa durumla ilgili duygularınızı daha dayanılabilir hale getirebilir misiniz?
Kendinize zaman verin. Çocuğunuzun zor duygularını yargılamadan ve anda kalarak kabul edebilir misiniz? Bunu yapmak için bir köşede yalnız oturun. Yüz kaslarınızı gevşetin, bedeninizi rahatlatın. Rahatlamış bir beden zor durumları daha rahat kabul eder. Yüzünüze hafif bir gülümseme getirin. Mona Lisa resmindeki gibi bir tebessüm oluşturun. Bedeninizi gevşetmeye devam edin. Nefesinize odaklanın. Ellerinizi dua eder gibi avuç içleri yukarı bakacak şekilde açın. Bu zor duruma duygularınızı bastırmadan, yargılamadan kabul ettiğinizi düşünün. Bu yöntemi tekrar tekrar uygulayın.
DR. YELDA TAN ÇOCUK VE ERGEN PSİKİYATRİSTİ
Hem ebeveyn hem öğretmen hem oyun arkadaşı
Koronavirüs ile mücadele ettiğimiz şu günlerde her yaş grubundan insan çeşitli zorluklar yaşamakta. Ebeveynlere de bu süreçte oldukça fazla sorumluluk düşmekte. Okulların tatil edildiğini düşünürsek evde ebeveynin birtakım düzenlemeler yapması kaçınılmaz. Bunu yaparken ebeynler unutmamalı ki dünyayı etkileyen bir salgın söz konusu ve hepimiz bu zorlu süreçten geçiyoruz. Bu süreçte daha güçlü olmaya çalışmalılar. Her olayda olduğu gibi bu durumda da enerjilerini akılcı çözümlere vermeliler. En önemlisi de bu sürecin bir şekilde son bulacağını düşünerek hareket etmeliler. Her insanın zorluklar karşısında gösterdiği tepkiler farklıdır. Kimi durumu anlar ve ona göre yapması gerekenleri bilir ve bekler. Zorlu olaylarla baş etme becerisi gelişmemiş kişiler olaylardan çok fazla etkilenebilirler ve çökkünlük yaşayabilirler. Ebeveynler kendilerini ihmal etmemelerini, kendilerinin sağlığı iyi olursa daha iyi ebeveynlik yapabileceklerini unutmamalıdırlar. Kendileri için keyifli anlar yaratabilirler. Örneğin kitap okuma, çeşitli hobiler, spor, öz bakımları ile ilgili yapabilecekleri birçok şey olabilir. Bu arada yapmaları gereken en önemli şey özellikle salgın hakkında moral bozucu konuşmalardan kaçınmak olmalıdır. Hepimizin ilk öğretmeni ebeveynlerimizdir aslında. Bu süreç açık ya da gizli yaşam boyu sürmektedir. Yaşadığımız bu zorlu günlerde ebeveynlerin hem kendileri hem de çocukları için yeni bir yol oluşturmaları gerekmektedir. Sınırların doğru çizilmesi, aktivitelerin planlanmasında ebeveyn devreye girmek zorundadır çoğu zaman. Ancak abartmadan, ebeveyn rolünü unutmadan bir nevi öğretmen olmalarının bu süreçte kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.