Pazar 31.05.2020

Her şey yırtık bir ayakkabı ile başladı

Iğdırlı fotoğraf sanatçısı ve coğrafya öğretmeni Mehmet Özcan birkaç yıl önce durumu olmayan köy çocuklarına yeni ayakkabılar temin etmek için çıktığı yolda şimdi tek başına bir iyilik ordusu olmuş vaziyette. 80 bin kişinin hayatına dokunduğunu söyleyen Özcan ile bu iyilik serüvenini konuştuk

Mehmet Özcan Iğdırlı bir fotoğrafçı ve aynı zamanda coğrafya öğretmeni. İlkokuldan liseye eğitimini Iğdır'da sürdürdükten sonra coğrafya öğretmenliği okumak için İstanbul Üniversitesi'ne geliyor... Maddi açıdan durumu çok iyi olmadığından öğrencilik yılları epey zor geçiyor. Bu esnada fotoğrafçılığa merak sarıyor Mehmet Özcan ve anne babasının çektiği bir fotoğrafı ile çeşitli yarışmalardan ödüller alıyor... Derken okulunu bitirip memleketine döndüğünde köylerde çocukların portre fotoğraflarını çekmeye başlıyor ve bir gün bir çocuğun yırtık ayakkabısını fark ediyor. Kendi öğrencilik yıllarını da anımsayıp o çocuğa yardımcı olmak istiyor ve hikaye de burada başlıyor. Küçük bir ayakkabı temin etme girişiminden kapsamlı bir iyilik dalgasına dönüşme hikayesi onunki...
- Fotoğrafçılığa nasıl başladınız?
- Okul bitip memlekete gelince köylerdeki çocukların portre fotoğraflarını çekmeye başladım.
- Okul bitince neler yaşadınız, hayaliniz öğretmenlik miydi yoksa fotoğrafçılık mı?
- Öğretmenliği çok seviyorum ama yine de fotoğrafçı olarak anılmak isterim. Bir fotoğrafçı için Doğu Anadolu'da epey malzeme var. İstanbul'da herkes Kız Kulesi'ni fotoğraflıyor, herkes Sultanahmet Camii'ni çekiyor. Fakat burada bir atın koşuşu, bir çocuğun Ağrı Dağı'nın önünde gülümsemesi kadar ilgi çekmiyor. - Öğrenciliğiniz zor geçmiş....
- Aileme yük olmamak adına çocukluğumdan itibaren hep çalışıp durdum. Üniversiteyi kazandığım esnada inşaatlarda çalışıyordum. Az bir parayla geldim ülkenin en doğusundan İstanbul'a üniversite okumaya, epey zorluk çektim. Bir yurda yerleştim, orada bir eski ayakkabı buldum, aldım. Hayatımda ilk kez Nike ayakkabım olmuştu, ama ayakkabının tabanı komple yırtıktı. Karbonat döküp, yapıştırıcıyla yapıştırdım siyaha boyadım. Ama ancak 10-12 gün dayandı.
- Sizin bu iyilik yolculuğunuz da yırtık ayakkabılı bir çocuğa rastlamanızla oluyor değil mi?
- Iğdır'ın köylerinde yırtık ayakkabılı bir çocuğa rastladım ve onun için bir şeyler yapmak istedim. Annemin "Instagram'da paylaş, belki birileri yardımcı olur" demesiyle başladı her şey. 300 takipçim vardı 280'i ise zaten akrabaydı. Neyse ki birileri yardımcı oldu. İlk aşamada 15 yetim çocuğa ayakkabı sağladık o sayı sonra 20 binleri buldu...
- Takipçi sayınızdaki artış nasıl bu kadar hızlı oldu, 300 takipçiden 150 binlere nasıl geldiniz?
- Şaşırdım tabii... Ünlüler fark etti, onların bir paylaşımıyla da 10-20 bin kişi takip etmeye başladı. Bir de bana kalırsa bu işlerde samimiyet ve dürüstlük çok önemli. Benim bu kadar geniş bir kitleye ulaşabilmemde samimiyetimin önemli rolü oldu.
- Bu iyilik hareketini ayakkabı dışına taşırmaya ne zaman, nasıl karar verdiniz?
- Şöyle düşünüyordum: Bu çocuklara ayakkabı veriyoruz iyi hoş ama keşke daha fazla verip onları mutlu edebilsek... Oyuncak, kırtasiye malzemeleri, yiyecek, toka dağıtmaya karar verdim.
- Herhangi bir iş birliğiniz veya sponsorluk anlaşmanız var mı?
- Yardım faaliyetlerimde herhangi bir sponsorluk veya iş birliği yok. Örneğin çocuklara krem dağıtıyordum kışın ellerine sürsünler diye, bunun için birçok firma gelip dönemsel olarak destek oldu.
- Halihazırda ne işle uğraşıyorsunuz?
- Şu an akademisyenliğe hazırlanıyorum. Fotoğrafçılığı bazen hobi bazen de ticari olarak sürdürüyorum. En çok vaktimi yardım hareketleri alıyor. Şimdiye kadar 80 bin kişinin hayatına dokunmuşumdur muhtemelen...
- Yardım edilecek bölgeleri nasıl belirliyorsunuz?
- Instagram'a yazıyorum, nerede kimin ne ihtiyacı var diye. Örneğin bir öğretmen arkadaşımız da yanıtlıyor. Şu köyde şöyle bir ihtiyaç söz konusu diye... İnsanların bana haber vermesiyle harekete geçiyorum.
FAKİR DEMEM, BİLİRİM İNCİTEBİLİR
İnsanlardan yaptığınız yardımlara karşılık ne gibi geri dönüşler alıyorsunuz?
- Bolca dua ediyorlar sağ olsunlar, doğrusu bana da bir tek onların duası lazım. Onlardan başka bir beklentim yok, sevip saymaları beni fazlasıyla gururlandırıyor.
- İyiliğin tanımı nedir diye sorsak size ne dersiniz?
- İyilik bir insanın kalbine dokunmaktır. Bana göre her zaman karşılıksız ve menfaat beklemeksizin yapılmalı. İyilik insanları kırıp incitmeden onlara yardımcı olmaktır. Öyle ki ben kimseye "Fakir" diyemem, o kelimenin bile onları incitebileceğini bilirim çünkü...
AFRİKA'DA SEKİZ SU KUYUSU AÇTIRDIM
- Tek başınıza mı yürütüyorsunuz tüm bu süreçleri? - Evet. Sadece annem ve kardeşim yardım ediyor. Bazen de arkadaşlarım yardımcı olmak istiyor. - Ramazan ayında ve hatta pandemi sürecinde yardım kapsamında neler yaptınız?
- Afrika'ya sekiz su kuyusu açtım. Onun haricinde 750 aile için erzak topladım. Virüsten dolayı eskisi kadar yoğun faaliyetlerimi sürdüremedim elbette malum karantina şartları...

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.