Dezavantajlı çocuklara eğitim desteği

Türkiye'nin en önemli eğitim kurumlarından Bahçeşehir Koleji, Uğur Eğitim Kurumları ve Bahçeşehir Üniversitesi'nin temelleri neredeyse yarım asır önce sadece üç dersliği olan küçük bir dershanede atıldı. Giresunlu orta halli bir çiftçi ailenin oğlu olan Enver Yücel taksitle satın aldığı bu dershaneden sadece Türkiye'de değil, dünyada da tanınan bir eğitim markası yarattı. Bunu elbette tek başına yapmadı. Onun eğitim aşkını körükleyen, kendisi gibi eğitim sevdalısı bir öğretmen vardı. Bu öğretmen eşi Semra Yücel'den başkası değildi.
Onların eğitim aşkı şimdi çocukları Hüseyin Yücel ve Begüm Yücel Çabakçor ile bir adım daha öteye taşınacak. İki kardeş eğitimde fırsat eşitliği sağlamak için anne babalarından habersiz yola çıktılar. Dezavantajlı çocuklara destek olma hedefiyle, anne ve babalarının adına, kendi bağışlarıyla Semra-Enver Yücel Vakfı'nı (SEY) kurdular. Yücel Kardeşler ile birçok çocuğa yeni bir umut olacak bu vakfın hikayesini, amaçlarını, uzun vadedeki hedeflerini konuştuk.
- SEY Vakfı fikri nasıl doğdu?
- Hüseyin Yücel: Bütün çocuklar aynı şekilde geliyor dünyaya. Fırsatları olan aileler, çocuklarına sundukları imkanlarla, onların iyi bir eğitim almasını sağlıyor. Onlar daha zeki olduğu için değil, fırsatları olduğu için iyi bir eğitim alıyor. Bu vakfı kurarak, eğitimde fırsat eşitliğine bir nebze olsun katkı sağlamak istedik.
- Anne ve babanız bu vakıf fikrinden ne zaman ve nasıl haberdar oldu?
- H.Y: Vakfı kurduğumuzu duyurmak için de babamın doğum gününü bekledik. 5 Mayıs akşamında yaklaşık bin kişi görüntülü konuşma platformu üzerinden toplandık. Annemle babamı da akşam okulların yönetim kurulu toplantısı var deyip çağırdık. Onlar toplantıya katılmak için kameralarını açınca, gerçeği, aslında neden toplandığımızı söyledik. Şaşırdılar. Hatta babam bir ara gözyaşlarını tutamadı.
- Bir eğitimci olarak Enver Bey'i bütün Türkiye iyi tanıyor. Ancak anneniz medyada çok yer almıyor.
- H.Y: Evet annem hiçbir zaman bu işin vitrininde olmadı. Ama yolu Uğur Dershaneleri, okulları ya da Bahçeşehir Koleji'nden geçen herkes annemi bilir. Annem en küçük detaylarla bile uğraşır.
- Begüm Yücel Çabakçor: Annemden en çok feyz aldığım konu adaletli olmak ve kendini kimseye ezdirmemek...
- Begüm Hanım eğitimden mahrum kalan çocuklarla ilgili eğitimci bir ailenin kızı ve tabii bir anne olarak ne hissediyorsunuz?
- B.Y.Ç: Konu eğitimden mahrum kalan çocuklar olunca abimle aynı şeyleri düşünüyor, aynı şeyleri hissediyoruz. Kendi çocuklarıma bakıp, bir anne olarak empati kurduğumda kahroluyorum.
- Vakfın kuruluş amacından kısaca bahseder misiniz?
- B.Y.Ç: Bir çocuktan bir umut yaratmak... Her çocuk bir umutla geliyor dünyaya... O umudu ortaya çıkarmak da, karanlığa gömmek de insanoğlunun elinde.
- Vakfın bağış sistemi nasıl işleyecek?
- B.Y.Ç: Bağış sistemini daha çok öğrenci ile hayırseveri buluşturmak üzerine kurmak istiyoruz. Mesela bir öğrenci ulaşacak bize, yurt dışından bir üniversite kazanmış, ama yol parasına, harçlığa ihtiyacı var...
- H.Y: Hiçbir çocuğun geleceğine ipotek konulmayacak. Yani, sana burs vereceğim sonra sen de bizim şirketlerde çalışacaksın gibi şartlı bağışları asla kabul etmeyeceğiz.
ÖNCELİĞİMİZ ANAOKULU VE İLKOKUL
- Vakıf için burs başvuruları almaya başladınız. Şartlarınız ne?
- H.Y: Bu sene için, anaokulu ve ilkokul çağındaki 20 çocuğa, ilkokul yaşamlarında tam eğitim bursu verilecek. Burs kazanan öğrencinin ailesi, vakıfla birlikte bir okul belirleyecek. Bu okul bizim okullarımız olacak diye bir koşul asla yok. Öğrenci ve velisiyle, vakıf olarak bakıp konuşup birlikte karar vereceğiz.
- Neden anaokulu ve ilkokul?
- B.Y.Ç: Öğrenci bursları genellikle üniversite kademesinde veriliyor. Halbuki, araştırmalar gösteriyor ki bir ülkede eğer ana sınıfına 1 dolar yatırım yapılıyorsa, o 1 dolar o ülkeye, 7 dolar olarak geri dönüyor, yedi katı bir getiri, kazanç sağlıyor. Bu bakımdan bursun bu yaş grubundaki çocuklara verilmesini çok önemsiyoruz.