Giriş Tarihi: 1.11.2020

Eşkıya’nın İlyas’ı ahşap ustası ‘Ahşabı özledim’ dedim ve atölye kurmaya karar verdim

Atv ekranlarında altıncı sezonuna başlayan fenomen dizi Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ın İlyas’ı Ozan Akbaba setlerden artakalan vaktini marangozluk atölyesinde geçiriyor. Özel tasarım ahşap ürünler üreten ve gelen siparişlere yetişmekte zorlanan Ozan Akbaba ile bu tutkusunu, İlyas’ı ve aile yaşantısını konuştuk

Dile kolay altı sezon bir dizide aynı karakteri canlandırmak, seyircinin ilgi ve beğenisini ilk günkü haliyle koruyabilmek kolay iş değil. atv ekranlarında yayınlanan Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'da canlandırdığı İlyas Çakırbeyli rolüyle Ozan Akbaba bunu başaran isimlerden. Gerek ekranda yarattığı aurasıyla gerekse de çok yönlü oyunculuğuyla fenomen bir işin fenomen olmuş yıldızlarından artık o... Çok yönlü oyunculuk dedik ya aslında Ozan Akbaba için çok yönlü bir insan ifadesini kullanmak daha doğru. Çünkü Akbaba hem yazıyor hem yönetmenlik hayallerini yaşatıyor hem oğluyla örnek bir baba-oğul ilişkisi kuruyor hem de atölyesinde marangozluk yapıyor. Evet, marangozluk! Özellikle pandemi sürecindeki karantina günlerinde, yıllardır içinde beslediği hobisine daha geniş vakit ayırma imkanı bulan Ozan Akbaba şimdilerde oyunculuğun yanı sıra bu işe de dört elle sarılmış durumda. Kendisiyle meslek lisesi günlerinde başlayan ahşap ve marangozluk tutkusunu konuştuk... Eh haliyle konu Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'a da geldi, babalığın onda neleri değiştirdiğine de... Fethi Karaduman'ın objektifinden çıkan kareler de Akbaba'nın bu gizli tutkusunu ne kadar benimsediğini gösterdi bizlere.
- Ozan Bey, geçen aylarda yepyeni bir işe başladığınızı duyduk: Marangozluk. Öncelikle nereden geliyor bu merak, ne zamandır merak duyuyorsunuz bu işe?

- Meslek lisesinde torna tesviye bölümünde okudum. Orada metale olan yatkınlığım ortaya çıktı. Liseden sonra üniversiteye hazırlandığım dönemlerde bir marangozhanede çalışmıştım, sandalye yapıyorduk, oradan da talaş yutmuşluğum vardı. Sonra üniversitede iç mimarlık okudum. Malzemelere olan yatkınlığım akademik bilgi ile yoğurulunca daha profesyonel hale geldi diyebilirim. Vakit bulduğumda "Evet ben ahşabı özledim galiba" dedim ve küçük bir atölye kurmaya karar verdim. Burada çok sevdiğim bir abimin yanında, bir kereste fabrikasına kurdum atölyeyi. Daha sonra atölye küçük gelmeye başladı büyütmeye karar verdim.
- Karantina döneminde sosyalleşmenin çok kısıtlanması marangozluk hobinizi ilerletmenizde ne kadar etkili oldu?
- Çok etkili oldu. En azından marangozhaneme, ayıracak vakti bulabildim. Öbür türlü bir sinema filmi, reklam filmi şu bu, meşgul olmam gerekecekti onlar da epey vakit alan şeyler. O yüzden karantinayı iyi değerlendirdim, hem ailemle birlikte hem de marangozhaneyle birlikte, karantina dönemi aslında bana çok şey kattı.
- Siparişlere yetişememe durumunuz söz konusuymuş. Hangi periyotlarda ne kadar sipariş alıyorsunuz?
- Kullandığımız malzeme gereği siparişler de onunla doğru orantıda ilerliyor. Çünkü kullandığımız malzemeler biraz pahalı, ithal malzemeler ve ağaçlar. Özel tasarımlar yaptığım için her siparişi kabul edemiyorum diyelim.
- Marangozluk konusunda ustalarınız kimlerdi, nerede nasıl öğrendiniz bu işi?
- Mahalleden komşumuz Şaban Abim vardı. Küçük atölyesinde sandalyeler, zigon sehpalar üretirdi. Ben onun yanında başladım marangozluğa, çıraklığını yaptım. Sonrasında bir özel ahşap ev üretim firmasında çalıştım. Orada mimarlık yaptım, çok iyi ustalar vardı. Onlara baka baka, uygulamaları göre göre elimin de yatkınlığından dolayı bu işe tekrar bulaşmış oldum. Aslında insanın geçmişinin geleceğini yoğurmasıyla alakalı bir durum.

JAPON STİLLERİNİ BEĞENİYORUM
- Günün birinde oyunculuktan, elinizi eteğinizi çekip sadece atölyenizde marangozluk yapma düşünceniz var mı?
- Oyunculuktan elimi eteğimi çekme, sadece marangozluk yapma gibi bir düşüncem yok. Büyük konuşmak istemem, oyunculuğu tabii ki hiçbir zaman bırakmak istemiyorum ama olur da ara vermek istersem bir süre atölyede marangozluğa devam edebilirim.
- Setlere dönüp eski çalışma temponuza adapte oldukça atölyedeki marangozluk hobinize vakit ayırmakta güçlük yaşadınız mı?
- Yaşıyorum, çünkü set oldukça vakit alan bir yer. Özellikle hem düşünce anlamında hem fiziken beni fazlasıyla meşgul eden bir yer. O yüzden vakit bulabilirsem en azından haftada bir kez gelmeye çalışıyorum atölyeye.
- Tasarım yaparken ilhamınızı nelerden alıyorsunuz?
- Japon marangoz stillerini beğeniyorum bana ilham veriyor. Aslında ilham da demeyeyim yani onların yaptıklarını izleyip bir şekilde alt belleğime atıp orada yoğrulmasına izin veriyorum. Daha sonrasında da önüme çıkan malzemelerden tamamen o an doğaçlama bir şey yapıyorum. Genelde doğaçlama ilerliyorum yani. O da kullanmam gereken ya da o anda hangi ahşaba rastladıysam o ahşabın özelliğine göre rengine, dokusuna kullanım biçimine göre şekillenebilen tasarımlara dönüşüyor.
- Ahşabın başında geçirdiğiniz zamanı, bir şeyler üretmeyi, boyamayı, kesmeyi kısacası bu işin sizde uyandırdığı hissi, büyüsünü nasıl tanımlarsınız?
- Bu iş bana çok iyi geliyor. Çünkü hakikaten ahşabı keserken yaydığı koku, ahşabı biçimlendirirken dokunduğunuzda aldığınız haz, ahşabın dokusunun sizde uyandırdığı dünyevilik hissi... Fani bir dünyadayız ve bu dünyada eğer maddiyattan bahsedeceksek bu maddiyat gerçek maddiyat olmalı. Bu maddiyat insan yapısı kul yapısı maddiyatlardan biri olmamalı.

Umarım İlyas kadar başarılı karakterler çıkarabilirim

- İlyas karakteriyle tanındınız ve çok sevildiniz. Fakat yine klişe olacak ama bu rolün üzerinizde fazla iz bırakmasıyla ilgili bir endişeniz var mı?
- Sadece İlyas karakteriyle tanınmadım. Daha öncesinde de yaptığım ve içinde bulunmaktan mutluluk duyduğum bilinen işlerim vardı. Evet, İlyas karakteriyle fazlasıyla tanındım ve bu bana çok iyi geldi. Bu rolün üstünde iz bırakma ihtimali yüksek evet. Çünkü çok sevilen bir karakter haline geldi ve bu bir korkuya yol açıyor. Umarım bundan sonra yapacağım projede İlyas kadar başarılı bir karakter çıkarabilirim.

Oktay Abi kız babası olmak istiyor
- Oktay Kaynarca'nın oğlunuzla arası hayli iyi gibi. Dizideki abi-kardeş ilişkisi gerçek hayata da yansıdı diyebilir miyiz?
- Tabii ki yansıdı. Altı yıldan sonra abi-kardeş olmamak mümkün değil. Oktay Abi benim birçok derdime deva olmuştur sağ olsun. Yani başım sıkıştığında en azından onun fikrini alarak rahatlıkla adım atmışımdır. Çünkü onun hayat tecrübesi, felsefesi, hayata bakışı bana çok büyük rehberlik ve önderlik ediyor. Bu benim için büyük şans. Özellikle Oktay Abi kadar sıcak en azından bana karşı sıcak ve samimi bir insanın ağabeyliğinden faydalanmamak aptallık olurdu. Aramızdaki ilişki de zaten bu sıcaklıktan kaynaklandığı için her şey gayet samimi bir şekilde gidiyor. Ben ona karşı bir hata ettiğimde samimi bir şekilde 'sen hata ettin' diyor ya da ben ona karşı güzel bir jest yaptığımda samimi bir şekilde teşekkür ediyor. Oğlumla da gayet arası iyi. Oktay Kaynarca'nın herhangi bir çocukla arasının kötü olması mümkün değil. Çünkü çocukları çok seviyor. Tek dileğim Oktay Abi'ye Allah onun kadar güzel bir oğul ya da kız versin ki kız babası olmak istediğini biliyorum. Umarım gerçekten hayallerine ve bu güzel varlığa bir an önce kavuşur.

Çok yönlü bir insan olmakta fayda var


- Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz, altıncı sezonuyla yayına başladı. Dile kolay altı yıldır devam eden ve hâlâ seyircinin ilgisinin katlanarak sürdüğü bir iş. Çok soruldu ve belki klişe olacak ama nedir sizce bu dizinin büyüsü?
- Bu dizinin büyüsü senaryodan başlayıp rejisine kadar ilerleyen ve oyuncusunda noktasına virgülüne ayrılıyor olması. Çünkü çok iyi bir cast oluşturulmuş ve yazılan senaryoya, senaryoda ele alınan konulara, ele alınan konuların ilerleyiş biçimine varana kadar birçok denklemin aynı yerde buluşması bu diziyi büyülü hale getiriyor. O yüzden dile kolay altıncı yıl ve altıncı yılında hâlâ bu kadar iyi reytingi alan nadir yapımlardan biri. O yüzden bence her övgüyü hak ediyor.
- Siz de bir anlamda geniş kitlelerce bu dizi vesilesiyle tanındınız. Altı yıl önceki Ozan Akbaba ile şu anki Ozan Akbaba'da neler değişti?
- Aslında çok büyük değişiklikler olmadı, oyunculuğumu belki iki üç adım daha ilerletebildim. Profesyonelleştirebildim. İyileştirebildim. Onun dışında artık kendi yolumu çizebileceğimi, kendi isteklerim doğrultusunda içinde bulunmak istediğim projelerin neler olabileceğini öğrenmiş oldum. Çünkü Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisi sayesinde benim bu tip hikayelere ne kadar yakıştığımı ya da yakışmadığımı öğrenmiş oldum. Kendimle ilgili keşfettiğim ve yine kendimle ilgili değiştirdiğim birçok şey oldu. Ama dediğim gibi bunlar büyük değişimler değildi.
- Bir buçuk yıl önce Selçuk Aydemir ile yaptığım bir söyleşi esnasında bana sizinle yıllar önceden kısa film ortamlarında tanıştığını söylemiş 'Her ne kadar şimdilerde elinde silahla görseniz de aslında çok boyutlu bir adamdır' demişti. Ne dersiniz bu yorumlar için?
- Selçuk çok sevdiğim, saydığım bir arkadaşım. Uzun zamandır yakın ilişkimiz yok fakat uzaktan onu alkışlayan, eski arkadaşlarından biriyim. Sağ olsun beni güzel tahlil etmiş. Tabii birçok insan beni İlyas olarak biliyor ama gerçekte Ozan Akbaba'yım ve bu benim için çok kıymetli. Çünkü müzik yapabiliyorum, iç mimarlık bitirdim istediğim zaman marangozhaneme gelip burada ahşapla haşır neşir oluyorum, senaryolarımı üretmek peşindeyim, dünyalar güzeli bir karım, dünyalar güzeli bir oğlum var. Ailemle gerçek anlamda huzuru arayan bir insan olarak vakit geçirmeye çalışıyorum. Çok yönlü insan olmakta fayda var.
- Sosyal medya paylaşımlarınızdan gördüğümüz kadarıyla oğlunuzla iyi bir baba oğul ilişkiniz var.
- Bir oğul bir insanın hayata bakışında çok fazla şey değiştirmiştir. Çünkü o oğul dünyaya geldikten sonra artık her şeyi çok daha farklı bir gözle ele almaya başlıyorsunuz. Ben dizi setinden dolayı çok fazla vakit bulamıyorum birlikte zaman geçirmek için. Ama vakit bulduğum her an yüzünü güldürmek bana çok iyi geliyor. Çünkü çocuklardan suni bir şey göremezsin, onların içinde ne varsa yüzlerinde de o vardır ve ben oğlumu gülümsetebildiğim sürece dünyanın en iyi babasıyım.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.