Pazar 28.03.2021

70’lerin gazino döneminde yaşamak isterdim

“Efkar dozu yüksek ama bir o kadar da insana yaşama sevinci veren şarkı nasıl yapılır?” sorusunun cevabını veriyor Melike Şahin taptaze albümü Merhem’de... Şimdi buyurun bu zorlu karışımın formülünü kendisinden dinleyelim

Hem 70'lerin nahif ruhu var, hem yepyeni... Hem tanıdık, hem farklı... Hem popüler, hem alternatif... Tanımlara sığmayan bir ses ve şarkı yazarı Melike Şahin. Uzun zamandır teklileriyle beğeni toplayan Şahin bu kez Merhem adlı bir albüm yayınladı. Şahin, Yeşilçam duygusu ve lezzeti de barındıran, rock'tan elektronik müziğe, poptan arabeske uzanan farklı bir kulvarda yürüyor. Yer yer kederli, efkarlı ama merhemini de sunuyor şarkılarında...
- Önce albüme verdiğiniz 'Merhem' adından başlasak mı? Albüm bütünlüğüne nasıl oturuyor bu isim?
- Merhem ismini beş yıl önce koymuşum albümüme. Yıllar, yollar geçmesine rağmen isim konusundaki istikrarımdan memnunum açıkçası. Yazarak iyileştirdim pek çok yaramı, bu albümün temasını hazırlarken de buna eğilmek istedim. Merhem adında şarkım yok, içinde 'merhem' sözcüğü geçen şarkılarım var. Mesela Tutuşmuş Beraber'de "Böyle ufalanma, merhem elindeydi" demiştim, bugün albümü kapatan şarkı Bedelini Ödedim'de "Bulamadım ilacı sende, merhem elimdeymiş" diyorum. Hikayelerimiz aynı, derman dışarıda sanırdık ama sanki içeride bir yerde, Albüm boyunca dinleyiciye "Bir omuz ver gidelim oraya" der gibi bir halim var.
- Albümde 70'ler ruhundan izler var. 70'ler size müzikal ve ruhsal olarak neler hissettiriyor?
- Sanki o gazino dönemine doğmuş olsaydım aynen bu şekil cuk otururdum gibi hissediyorum. Şarkıları hazırlarken de zaten modern gazino teması aklımızdaydı, Nasır ve Samatya'da İlk Rakı için özellikle. Seviyorum o şaşaalı sahne ortamlarını.

- "Akdeniz arabesk" olarak adlandırmışsınız bu albümdeki tarzı...
- Albümdeki tarzı değil de, bütün bir Merhem deneyiminin adı gibi aslında. Derdini neşesini aynı anda kucaklayabilen bir Akdeniz insanı geliyor aklıma, dağları denize nasıl uzanırsa uzansın. Sanki onun anlattığı hikayeleri dinlemek gibi Merhem'i dinlemek. Şarkıcılığımdan da o esintileri alıyoruz sanki, yumuşak ama yeri geldiğinde fena esiyor.
- Elektronik, pop, rock ve hatta arabeskin bir harmanı olmuş şarkıların çoğu... Özellikle arabesk bu dönem alternatif müzisyen ve grupların gözdesi haline geldi. Neler söylersiniz bu konuda?
- Ben severim arabeski. Bir dönem TSM ve arabesk şarkılardan oluşan bir repertuvarla sahneye çıkıyordum, Melik Şah ve Saz Arkadaşları ismiyle. Zordur da arabesk okumak, her yiğidin harcı değil. Ben de hakkıyla yapabildiğimi düşünmediğim için ve bir noktada üzerime yapışacak diye endişelendiğim için durdurdum. Arabesk dinlemeyi seviyorum, ama o müzik beni hep üzgün bir yerde bırakıyor. Albümdeki sound'u düşünürken en önemsediğim şey buydu, hiçbir şarkı bizi boynu bükük bıraksın istemedim. Merhem elimizde, bunu hissedelim istedim. Bahsettiğiniz janr harmanı kendiliğinden oldu, "Bu şarkıları en Melike haliyle nasıl duyurabiliriz"i düşünürken buraya varmış olduk.
- Albümdeki Uykumun Boynunu Bükme şarkınız, ilginçtir, 9/8'lik bir ritimle bizi hüzünlendiriyor. Nasıl çıktı bu şarkı?
- Gitarla bestelediğim ilk şarkım, ilk yazdığımda çok daha yavaş, çok daha hüzünlüydü. 9/8'lik bir balad şeklinde yazmıştım. Aranjörüm Uri Kinrot'un fikriydi tempoyu artırmak. Şarkı öyle bir arafta bırakıyor ki insanı, üzülelim mi kıpırdanalım mı bilemiyoruz dinlerken. Bunu başarabildiğimiz için çok mutluyum. Bana benziyor o şarkı. Dışa dönük, heyecanlı, kıpır kıpır ama sanki bir o kadar da keder sahibi, bir o kadar kendi içinde.
AŞKIN BİR SÜRÜ KOLU VAR
- Hüzün, aşk, ayrılık, bekleyiş ve zamanın yakıcılığı... Şarkı sözlerinizde göze çarpan kavramlar. Aşk sizin için ne ifade ediyor? Sonsuz bir arayış mı, bir ruhen tamamlanma özlemi mi?
- Aşk bana enteresan ve kopuk bir duygu durumu gibi gelmiyor. Sonsuz arayış, beyaz atlı prens, bir elmanın iki yarısı gibi anlatılar asla ilgimi çekmiyor. Aşk kocaman bir şey, bir sürü kolu var benim için. Romantik algısından bağımsız bir yerde, bütün hayatımı kaplayan pembe bir bulut gibi bir şey.
- Kendinizi popüler müzik kulvarının neresinde görüyorsunuz? Tanımlar sizi ifade ediyor mu?
- Pek etmiyor açıkçası, herhangi bir yerinde görmüyorum. Dinleyicilerim diledikleri gibi konumlandırmakta özgür elbette, ben o tanımlarla çok ilgilenmiyorum. Kimim, neyim, ne yapıyorum ortada zaten.
İNSAN YOLUNU KENDİSİ ÇİZİYOR
- Yol ve yolcu teması şarkılarınızda göze çarpıyor. "Kederin yüzüme ışık olsun/Sen günüme yolsun/Bir yolcuyum kalbinde" mesela... Hayat yolculuğu, insanın kaderinde yolculuk etmesi gibi kavramlar sizin tarafınızdan nasıl görünüyor?
- Ben seyahatte, yolda çok yazıyorum, çok ilham buluyorum gezerken. O yüzden yolculuk hep iyi hisleri hatırlatıyor bana. Bir yere giderken başa döneceğim bilgisiyle, merakla yeniye açılmak çok heyecanlı. E bu ömür de bir nevi yol tabii, insan kendisi çiziyor o yolu. O yolda da çok heyecanlı ve meraklı bir çocuk olduğumu söyleyebilirim. Düşerim kalkarım, ama keyifle yürüyorum.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.