Pazar 03.07.2022

Türkiye, kendi çıkarlarını dünyaya kabul ettiriyor

Türk dış politikası dünyanın dört bir yanında başarıyla işletiliyor. BM, AB ve NATO gibi kurumlar, Ankara’nın kararlılığını kabul ediyor. ABD, Rusya, Çin ve İngiltere gibi ülkeler, Türkiye ile masaya oturuyor. Tüm bunlara rağmen ülkemizdeki muhalif kesimler ise Türkiye karşıtlarının söylemlerini dillerinden düşürmüyor

Uluslararası ajanslar, Batı medyası, sosyal ağlar ya da televizyonlar... Belli dünya liderlerinin açıklamalarını anında yayınlarlar. ABD Başkanı Joe Biden, Çin lideri Şi Cinping, İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ya da Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron veya Almanya Başbakanı Olaf Scholz gibi isimlerden bahsediyoruz. İşte aynı yayın organlarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da sözleri sürekli 'son dakika' olarak verilir.
TAKDİR TOPLAYAN STRATEJİLER
Hele ki son dönemlerde bu daha da arttı. Türkiye'nin dış politikadaki adımları, küresel alandaki kritik meselelerin adeta anahtarı haline dönüştü. Ankara'nın birçok farklı alanda izlediği siyaset, dünya genelinde kabul görüyor. Ancak ülke içerisinde belirli bir grup nedense dış politika adımlarına dahi milli mesele olarak yaklaşamıyor. Son zamanlarda Türkiye'nin takdir toplayan bazı stratejilerini derledik. Bu başarılı adımlarda muhalif kesimlerin yaklaşımlarını da ele aldık.
ERDOĞAN ZAFERLE DÖNDÜ
Değişen küresel sistem çerçevesinde Türkiye'nin önemi aslında giderek artıyor. EUobserver'daki analizde "Avrupa'nın ve NATO'nun Türkiye'ye ihtiyacı var" denmişti. Geçtiğimiz günlerde Foreign Policy'deki haberde de "Batı'nın Erdoğan'a her zamankinden daha fazla ihtiyacı var" yorumu yapıldı. Çarşamba ve Perşembe günleri ise Madrid'de NATO Liderler Zirvesi düzenlendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yine yoğun bir diplomasi yürüttü. Görüşmelerin sonunda İsveç ve Finlandiya başta olmak üzere tüm NATO üyeleri Türkiye'nin terörle mücadelesine destek kararı aldı. Economist, AFP ve dahası... Dünya basını "Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ülkesine zaferle dönüyor" başlıklarını attı. Dünyanın kabul ettiği bir gerçeği ülkemizdeki malum grup ise yine beğenmedi.
DOĞAL AFETLERE YERİNDE MÜDAHALE
Yangınlar, seller, depremler, aşırı sıcaklar... İklim krizleri her yerde katlanıyor. Ülkemizde de birçok bölgede doğal afetler artmış durumda. Ancak bakanlar ve devletin her kademesindeki yetkililer anında afetzedelerin yanına koşuyor. Yaralar sarılıyor. Aynı felaketler tekrarlanmasın diye ön tedbirler geliştiriliyor. Avrupa'daki sellerde ise ne olmuştu? Almanya ya da Belçika'da örneğin. Selzedeler haftalarca devletten yardım eli beklemişti. Türkiye ayrıca doğal afetlerle mücadele için geçen yıl Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı" olarak değiştirildi. Ama muhalefet cephesi hâlâ "İklim Bakanlığı kuracağız" diyerek konuyla ne kadar 'alakalı' olduklarını gösteriyor.

TÜRK ÜRÜNLERİ GÖKLERDE
Türk savunma sanayisinin geliştirdiği insansız hava araçları ya da helikopterler bugün Afrika'dan Avrupa'ya ya da Asya'dan Körfez'e kadar dünyanın dört bir yanında. Yerli ve milli üretim ürünü olan bu teçhizatların iç güvenlik operasyonlarındaki başarıları da ortada. Ama Türkiye'de bir kesim ne diyor? Sosyal ağ hesaplarında sözde iktidar olduklarında bu teçhizatları üretenleri yargılayacaklarına dair kendilerince dalga geçiyorlar.
ORMAN YANGINLARI SİYASİLEŞTİRİLİYOR
Orman yangınlarını ele alalım. Uzmanlar "Orman yangınlarının yüzde 95'i insan eliyle çıkıyor. Bilinç artırılmalı" diyor. Ekliyorlar: "Sosyal medyada yanlış bilgi paylaşımlarıyla yangına körükle gidilmemeli." Havalar artık çok daha sıcak, kuraklıklar yayılıyor, karbon salınımı yüksek seviyelerde, geceleri eskisi kadar serin değil... Bilim dünyası bildiklerini yeniliyor yani. Dahası var. Avrupa'da bu yıl aşırı sıcaklar erken bastırınca yangın sezonu beklenenden önce geldi. Ülkeler de tedbirlerini güncelliyor. Türkiye'nin yangınlara müdahelesine dair ise küresel otoritelerden şimdiye kadar herhangi bir eleştiri gelmedi. Alman DW ajansına konuşan uzmanlar, Türkiye'deki tartışmaların bilim üzerinden değil de siyaset üzerinden yürütüldüğünü ve bu durumun ormanlara zarar verdiğini aktardı. Ama bilime kulak tıkayan bir grup hâlâ ısrarla gerçekleri çarptırıyor.

KARA KITADA KAZAN - KAZAN
Türkiye 20 yıldır başarılı bir Afrika politikası yürütüyor. Karşılıklı ticaretin yanı sıra doğal kaynakların kullanımı ya da güvenlik meseleleri gibi konularda iş birlikleri katlanıyor. Ama muhalefet sürekli "Ne işimiz var Afrika'da?" diyor. Oysa ki dünya basını Türkiye'yi Afrika'da Çin'e, Rusya'ya ya da Batılı ülkelere karşı ciddi rakip olarak görüyor. Afrika ülkeleri ise "Türkiye, bize Avrupa ya da Çin gibi yaklaşmıyor. Üçüncü bir seçenek sunuyor: Kazan – kazan" yorumuyla Ankara ile ilişkilere ne denli önem verdiklerini söylüyor.

KÜRESEL GIDA KRİZİNİN ÇÖZÜM ADRESİ ANKARA
Türkiye, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırılarının başlamasından beri kilit ülke konumunda. İki ülkeyi masaya oturtan tek ülke Türkiye oldu. Şimdilerde ise küresel çapta yaşanan gıda krizinin de anahtarı Türkiye. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, NATO, ABD ve dahası... Ankara'nın bu süreçteki rolünü defalarca kez övdü. Ancak Türkiye'deki belli kesimlere bu misyonu da eleştiriyor.
PANDEMİ İLE ÖRNEK MÜCADELE
Kovid-19 pandemisini atlamamak gerekiyor. Krizin başından itibaren Türkiye'nin mücadelesini başta Dünya Sağlık Örgütü olmak üzere birçok uluslararası kurum takdirle karşıladı. Hatırlayalım. Batı'da yaşlılar adeta ölüme terk edilmişti. Ülkemizde ise her yaş grubuna yüksek hassasiyet ile koruma sağlandı. Aşılarda, tedavi süreçlerinde ya da hastanelere yatışlarda neredeyse hiç sorun yaşanmadı. Ancak bazı kesimler, pandemiyle mücadeleyi de takdir etme hassasiyetini gösteremedi.
NORMALLEŞMELERİ NORMAL GÖREMİYORLAR
Küresel sistemde köklü bir değişim yaşanıyor. NATO, 90'ların normlarına dönüyor. Avrupa'da yeni Soğuk Savaş yaşanıyor. Sınırlar değişiyor. Tek kutuplu dönem bitiyor... Saymakla bitmez. Tüm bu gelişmeler doğrultusunda Türkiye, bir dizi normalleşme politikası yürütüyor. Ermenistan, Mısır, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi ülkelerle ilişkiler yeni bir düzlemde. Türkiye, çıkarlarından ve değerlerinden taviz vermiyor. Ayrıca bu normalleşme tek taraflı değil. Karşı taraflardan Türkiye ile ilişkileri iyileştirme çabaları var. Geçen yıla kadar "küresel sistemde yalnızlaşmaktan" dem vuran muhalif gruplar ise şimdilerde de normalleşmeyi beğenmiyor.

NE İŞİMİZ VAR ORALARDA?

Türkiye'de muhalif kesimleri dış politikayla ilgili en çok dile getirdiği söylem "Ne işimiz var orada?" oluyor. Libya, Doğu Akdeniz, Suriye, Irak, Karabağ... Muhaliflere göre Türkiye'nin daha birçok bölgede işi yok. Ama geldiğimiz noktada ne görüyoruz? Al Jazeera "Türkiye, Libya'da uluslararası dengeleri bozdu" diyor. Karabağ zaferinin ardından ortaya çıkan yeni koridorlar. Doğu Akdeniz tezleri kabul görüyor: İsrail ve Mısır ile yeni süreç yaşanıyor. Ya da Türk Silahlı Kuvvetleri, önceden gelecek tehditlere karşılık Suriye ve Irak'taki terör yuvalarını bir bir yok ediyor. Yurtdışında Türkiye'nin bu politikalarından rahatsız olanlar belli. İşte bunlarla aynı safta olmayı muhalefetin sorgulaması gerekiyor.

OECD: EĞİTİMDE BÖLGEYE İLHAM OLMALI
Hafta içi Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı'ndan (OECD) bir açıklama yapıldı. Türkiye'deki eğitimi takdir eden bir açıklamaydı bu. OECD Genel Sekreteri Mathias Cormann, Türkiye'de eğitim alanında son 20 yılda önemli ilerlemeler kaydedildiğini söyledi. Bu ilerlemelerin bölgedeki diğer ülkelere örnek olması gerektiğini belirtti. Diğer taraftan Türkiye'ye eğitime gelen yabancı öğrencilerin sayısı son 10 yılda 8 kat arttı. Türkiye böylece OECD'nin uluslararası öğrenci sıralamasında dünyada 10'uncu sıraya yükseldi. Ama bir grup tabii ki bu gelişmeleri de görmezden geliyor
KOL KOLA GİRİP SİRTAKİ YAPIN
Komşumuz Yunanistan bir süredir yine her platformda Türkiye karşıtı propaganda yapıyor. Ancak Ankara'nın tavrı net. Türkiye'de, KKTC'de ya da Doğu Akdeniz'de... Sahada ve masada Türkiye'nin çıkarlarından taviz verilmiyor. Ayrıca Türkiye defalarca kez Atina yönetimini diplomasi yoluna çağırdı. Miçotakis iktidarı bunu şimdilik reddediyor. Bunlara ek ne var biliyor musunuz? Yunan basını bile tartışmalı konularda Türkiye'nin haklı olduğunu dile getirmek zorunda kaldı. Geçen hafta To Vima gazetesi, sızan NATO belgelerini yayınladı. Buna göre NATO, Doğu Ege Adaları'nın silahsızlandırılmasına ilişkin Türkiye'nin tezlerini haklı buldu. Ama gelin görün ki CHP'li eski büyükelçiler çıkıp "Yunanistan haklı" diyebiliyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.