Genç çiftçilerin pazartesi sendromsuz iş hayatı
Devlet tarafından verilen hibeler ile girişimci çiftçi olan iki genç konuğumuz var bugün. Üstelik sosyal medyada da fenomen oldular. İlayda Altıntaş ve Nurgül Akdoğan, yaşıtlarının aksine, köylerinde tarla sürüp, hayvan yemliyor, süt sağıp ekin toplayorlar ve bu yaşamları sosyal medyada büyük ilgi görüyor
OJELİ ÇİFTÇİ / İLAYDA ALTINTAŞ
Ojemi de sürerim, tarlamı da!
- Genç yaşta çiftçiliğe nasıl başladınız?
-Küçüklüğümden beri babamla birlikte çiftliğe giderdim. 2021'de bu sefer tamamen kendi üretimimi yapmak üzere yeniden girdim tarlaya. Şimdilerde tarlada tohumluk buğday, tohumluk ayçiçeği, tohumluk mısır, kabak çekirdeği ve bu sene ilk defa tohumluk kanola ekiyorum. Her günüm birbirinden yorucu ama çok da zevkli geçiyor. Tırnaklarımın ojesi bozuluyor ama her akşam yeniliyorum. Aynı zamanda Eskişehir'de üniversite eğitimimi de alıyorum. Özellikle Tarım ve Orman Bakanlığı'nın genç ve kadın çiftçilere sağladığı çok güzel destekler var. Ben de bunları araştırıp yararlanmayı düşünüyorum.
- Sosyal medyanın 'ojeli çiftçisi' olma hikâyenizi anlatır mısın?
- Sosyal medyadaki maceram köylerdeki genç nüfusunun giderek az olmasını fark etmemle başladı. '19 yaşında tırnakları ojeli bir kız çiftçilik yapabiliyorsa, neden diğer kadınlar çalışamasın. Ya da neden çiftçilik sadece erkek mesleği olarak görülüyor?' diyerek işimi sosyal medyada paylaşmayı ve gençleri etkilemek istedim. 'Ojemi de sürerim, tarlamı da' diyerek tarlaya girdim. Bir yandan üretim yaptım bir yandan yaptıklarımı çekip paylaştım. Şehirlerin kalabalığından, gürültüsünden sıkılan insanlar tarafından takip edilmeye, izlenmeye başladım. Böylece benim de Ojeli Çiftçilik hikâyem başlamış oldu. Şehirde yaşayıp masa başı işte çalışmanın aksine tarlada da çalışarak keyif alınabildiğini, ojeli tırnaklarla da çalışılabildiğini göstermek istedim.
TÜRKİYE'NİN HEİDİ'Sİ / NURGÜL AKDOĞAN
Şehir insanı doğal hayatımı izlemeyi sevdi
- Çiftçilik, hayvanlar, zor iklim şartları. Bu genç yaşta bunlarla uğraşırken yorulmuyor musunuz?
- Elbette çok zor bir iş. Bazen ben de çok yoruluyorum. Ama yine de çok zevk alarak yapıyorum. İlk başta devletin verdiği destekler ile kendime hayvanlar aldım ve genç girişimci olarak üretim yapmaya başladım. Orman Genel Müdürlüğü'nün, orman köylüsünün gelirini iyileştirmek ve kalkınmalarına katkı sunmak için sağladığı ORKÖY desteğinden ve kırsalda yaşamını sürdüren gençlerin ekonomiye katkılarını desteklemek amacıyla hayata geçirilen Genç Çiftçi Desteği Projesinden hibe alarak başladığım bu hayatı seviyorum. O nedenle zor da gelmiyor. Girişimci olarak atıldığım bu sektörde en büyük hayalim büyük bir işletme sahibi olmak.
- Sosyal medyada çok fazla kişi tarafından takip ediliyorsunuz. Bunu nasıl oldu?
- Benim köydeki hikâyem babama bu konuyu açmamla başladı. Ona tarlada olmayı, hayvanlarla ilgilenmeyi ve bunları yaparken de sosyal medyadan yaptıklarımı duyurmak istediğimi söyledim. Babamın aldığı kamerayla başladım bu işe. Özellikle pandemide evlerine tıkılan ve kendisini doğaya atmak insanlar tarafından çok sevilerek takip edildim. Şehirlerdeki insanlar hayatlarını evlerinde, tüm gün televizyon izleyerek geçirirken biz köyde rahatça dolaşabiliyorduk, koşturabiliyorduk. Doğayla iç içe olmanın en güzel yanı da özgür olmak. Ben de bu özgürlüğümü herkesle paylaştım ve çok güzel geri dönüşler aldım. Benim hayatımda pazartesi sendromu yok. Tek stresim sabah erken kalkıp hayvanlarımı beslemek.
EN SON HABERLER
- 1 Dünyanın tüm öğrencileri İsrail’e karşı ayakta
- 2 Aşk ile dönenlerin sırra erenlerin dergahı
- 3 Hayatın akışına güven yeni başlangıçlara açık ol
- 4 Diyarbakır’a turistler akın ediyor
- 5 Lüks modanın etikle imtihanı
- 6 11 yılda ülkeyi saran bisiklet turu
- 7 Gençler ‘Sağlıklıysam, mutluyum’ diyor
- 8 Duyarsız kalmam düşünülemez
- 9 Rallici annenin co-pilot kızı
- 10 ATM Dubai’de gurur verici bir gösteri