Pazar 10.03.2024
Son Güncelleme: Pazar 10.03.2024

Ramazan toplumsal bir tövbedir

İslam dünyası için büyük önem taşıyan ramazan ayı yarın başlıyor. Sohbetleriyle gönüllere taht kuran Nihat Hatipoğlu Hoca’yla bu ayın önemini ve toplum nazarındaki kıymetini konuştuk. Ramazan ayının toplumsal bir arınma olduğunu söyleyen Hatipoğlu, “Başkalarının hatalarını bırakıp kendi günahlarımızla yüzleşmeliyiz” diyor

İslam aleminin özlemle beklediği ramazan ayı geldi çattı. İnanan yürekleri büyük bir heyecan dalgası sardı. Günler öncesinden başlayan Ramazan-ı Şerif ayı hazırlıkları bugün itibariyle daha bir sevinçle sürüyor. Zira bu gece ilk sahura kalkacağız. Yarın ise özelde ülkemiz genelde ise İslam ümmeti ilk iftar için büyük bir huşu içerisinde sofralara oturulacak. Eller af ve mağfiret için semaya kalkacak. Ebedi bir kurtuluş için Allah'a dua ve niyazlarda bulunulacak. Herkes gücü nispetinde yardıma ihtiyaç duyana el uzatacak, olan olmayana verecek ve toplumsal dayanışmanın en güzel örnekleri de bu ayda sergilenecek.

Nihat Hatipoğlu Hoca'yla yaptığımız keyifli sohbetin ardından programlarının neden bu kadar sevildiğini ve revaçta olduğunu da anlamış oldum. Zira Hatipoğlu Hoca, oldukça samimi ve mütevazı. Kapsayıcı ve kuşatıcı üslubu ise insanların kendisine kulak vermesini sağlıyor. Zorlaştırmadan, ötekileştirmeden ama olanı da olduğu gibi aktarması, etki gücünü de yükseltiyor. Samimiyeti ise karşı tarafa direkt olarak geçiyor. Nitekim, sohbetimizin ilerleyen bölümlerinde, özellikle Azerbaycan ve ata yurdumuz olan Orta Asya'da programlarının ilgi gördüğünü büyük bir mahcubiyet ve tevazu eşliğinde söylüyor. Hocayı sosyal medyadan takip ettiğinizde de zaten bu gerçekle karşılaşıyorsunuz. Gittiği her ülkede binlerce kişi programlarına akın ediyor. Pür dikkat dinliyor. Yazıları, kitapları büyük bir konsantrasyon eşliğinde okunuyor. Hatipoğlu hocamınız bu güzel öğütlerinin hepimizin ufkunu açmasını temenni ediyor, tam bir kulluk bilinci içinde Ramazan-ı Şerif idrak etmeyi diliyorum. Bu kıymetli ayın hikmetlerini, Nihat Hatipoğlu Hoca ile konuştuk. İlk teravih namazının kılınacağı ve ilk sahur heyecanının yaşanacağı bu kutlu zaman diliminde, keyifle okumanız dileğiyle...
RAMAZAN KUR'AN AYIDIR

"Öncelikle Ramazan-ı Şerif ayımız hepimize mübarek olsun. Hayırlar getirsin. Ramazan ayı Kuran'ı Kerim'in indiği bir aydır. Kur'an-ı Kerim'in de insanlığın hidayet rehberi olduğunu düşünürsek eğer ehli iman için ve hatta inanmayanlar için bile Ramazan ayı özel bir aydır. Kur'an ile muhatap olunan aydır. Peygamberimizin vahiyle muhatap olduğu aydır Ramazan-ı Şerif ayı. Ramazan'ın içinde de Kadir Gecesi... Bu nedenle, Ramazan'ın gelmesiyle beraber, Kur'an ile olan irtibatımızın yenilenmesi gerekiyor.

NEFS MUHASEBESİ YAPMALI

Hazreti Peygamber rol model ve en güzel örnek olarak, bu kutlu ayda yeniden keşfedilmesi gerekiyor. Bu işin bir tarafı. Yılın 12 ayı var. 11 ay dünyevi şeyler için çaba sarf ediyoruz. Alın terimizin karşılığını almaya çalışıyoruz. Herkes rızkının peşinde. Bunu yaparken tabii ki, 11 ay için de Allah'ı, peygamber efendimizi, dini unutacak değiliz. Ayeti kerime de, 'Dünyada da ahirette de iyilik ver' deniliyor. Hazreti Peygamber ruhbanlıkla gelmedi. Her şeye rağmen, Ramazan ayı, bütün bu hesaplaşmanın, iç aleme dönüşün, vuslatın, muhasebe duygusunun, maddi varlığının bir kısmının zekat olarak verildiği, sadakanın, fitrenin verildiği, orucun tutulduğu bir ay. Burada tabi kişi, Ramazan ile hiç irtibatı olmasa bile kendini yenileme ihtiyacı duyuyor. Ramazan toplumsal bir tövbedir. Toplumsal bir arınmadır. Toplumun tümünün arınmaya çalışmasıdır. Hangi kişinin günahı yok? Dedikodu bizde, çekememezlik bizde, nazar bizde. İnsanları eleştirmek bizde. Kazanırken helal mi? haram mı? diye dikkat etmemek bizde. Komşumdan daha fazla alışveriş yapayım duygusu bizde. Yığınla hatamız var. Kibir, enaniyet bizde. İbadetlerde riyamız var. Hangimiz günahsızız. Ramazan ayı, bütün bunlardan arınmak için, yüzleşmek için bir vesile olmuş oluyor.

Hz. Ayşe diyor ki, "Peygamberimiz cömertti, lakin ramazan ayı geldiğinde cömertliği daha da artardı. Sevapların kat kat yazıldığı, günahın yazılmasının da ihmal edilmediği bir ay. Meleklerin görevi yazmak. Onlar yazıyorlar. Bir manada bizi teşvik ediyorlar, Ramazan'ı geçirmek lazım. Bu duygular içinde Ramazan'a girmiş oluyoruz.
SOFRALARINIZIN BAŞKÖŞESİNE İHTİYAÇ SAHİBİ OTURSUN

Ramazan ayı, varlıklıların, varlıklıları ağırladığı bir döneme dönüşmemelidir. Peygamberimiz, 'İçinde ihtiyaç sahibinin, fakirin bulunmadığı sofra şer sofrasıdır' diyor. Hz. İbrahim kapıda beklermiş, birini bulayım da beraber yemek yiyelim diye. Hz peygamber, 'iki kişinin yemeği üç kişiye yeter' diyor. İç alemimizi genişlettiğimiz kadar dış alemimizi de genişletmeliyiz. Hz. Peygamber, yoksullarla beraber oturmuş, onları ihmal etmemiş, ihtiyaç sahiplerini, mazlumların, gözetmiştir. Yetimin, mazlumun, durumu iyi olmayanın gözetlenmesi gereken bir aydır. Eğer iftar vereceksek, bir iyilik yapacaksak, ihtiyaç sahiplerine daha çok olmalıdır. Mutlaka sofranızda, durumu iyi olmayanlar olmalıdır. Hem de başköşenizde. Kapı kenarında değil. Ev sahiplerinin gelen yoksul misafirlere, 'Bizi şereflendirdiniz, bizi onurlandırdınız, bizi tercih ettiğiniz için minnettarız' demelidir. Eskiden diş kirası verilirmiş. Osmanlı geleneklerinden biridir. Hem yemek yedirilir. Hem de diş kirası verilirdi. Evlerine salimen varmaları için. Sofralarımız, yetimlere ve mazlumlara açık olmalıdır. İlla lük sofra olacak değil. Önemli olan samimiyetle, ağırlamaktır. Kalplerini kırmadan ağırlamaktır. Masa ayrımı yapmayın.
KENDİ GÜNAHLARIMIZA BAKALIM

"Bir bedevi Medine'ye geliyor. Peygamberimizi arıyor. Sahabe oturmuş. Efendimizi de ayakta su ikram ediyor. Gelen misafirlere. Tabi bu halde peygamberimizi tanıyamıyor. Diğerlerinden farklı bir kıyafeti yoktu. 'Muhammed hanginizdi' diyor. Bu önemli. Hz. Ali, 'Kavmin efendisi, şu anda bize hizmet edendir' diyor. Çok büyük bir edeple ifade ediyor bunu. Bedevi o zaman anlıyor. Biz böyle miyiz şu anda? Hayır. Ama böyle olmamız gerekiyor. Kendi günahlarımıza bakacağız. Başkasının günahlarını aramayacağız. Sanki bir ahlak abidesiymişiz gibi hareket ederken, yığınla günah içindeyiz. Başkalarını suçluyoruz. Önce kendimize bakacağız. Bir dayanışma ruhu içinde olmalıyız. O sofraya oruç tutmayanlar da gelebilir. Oruçlu musun, değil misin? diye sormuyoruz zaten. Birbirimizi kucaklamalıyız. Birbirimizin dostu olmalıyız."

GAZZE'YE YARDIM ELİ UZATALIM

Hz. Peygamber bir hadisinde 'Sizin gayrimüslimler tarafından yenileceğinizi görüyorum' diyor. Sahabe şaşırıyor. Çünkü Medine'de en güçlü olunan dönem. 'O gün az olacağımız için mi yenileceğiz' diyorlar. Peygamberimiz, 'Sayınız çok olacak ama ölümden korkacak ve bu dünyayı çok seveceksiniz. Bundan dolayı da birbirinize el uzatmayacaksınız' diyor. Gazze konusunda hepimiz gözyaşı döktük. Gazze'de zulüm var. Yarın başka topraklarda da olacak. Hakkın ve batılın mücadelesi kıyamete kadar devam edecek. Gazze için ülkemiz elinden geleni yapıyor. Diğer İslam ülkeleri maalesef etkisiz kalıyor. İdareler ile halkları birbirinden de ayırmak gerekiyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.