Sait Faik’in izinde bir hikaye daha

Usta yazar Sait Faik Abasıyanık’ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen Sait Faik Hikâye Armağanı’nın 71’incisini, Şimdi Dönecek Dünya adlı kitabıyla Burçe Bahadır kazandı. Bahadır, “Kendimi bildim bileli okumaya da yazmaya sevdalıyım” diyor
İnsan var olduğu günden bugüne hep ölümsüzlüğün çaresini aramış ama nafile... Oysa ölümsüzlük iksirinin sahibi yazarlar var; çağları aşan eserleriyle isimleri yeryüzünde daima yankılanan kişiler onlar. Sait Faik Abasıyanık gibi mesela... Yeryüzünde sadece 48 yıl kalsa da, yazı çiziyle uğraştığı 25 sene içerisine sığdırdığı eserlerle harika izler bırakmaya devam ediyor. Sait Faik'in erken vefatı sonrası 1955'te anne Makbule Abasıyanık, Sait Faik Hikâye Armağanı adıyla ilk adımı atmış. Dönemin ileri gelen edebiyatçılarından oluşan jüri, o yıl içinde yazılmış en iyi hikâye kitabını seçerek "Sait Faik Hikâye Armağanı"nı veriyor. 1964 senesinde Darüşşafaka Cemiyeti ödül organizasyonuna dahil oluyor, 2012'den itibaren de Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları... Bu tarih akış sayesinde her sene ödülün kimin alacağı merak edilir hale geldi. Biz de bu sene İş Bankası'nın 41. Kattaki ödül törenine katıldık.
OKUMAYAN İNSAN BAYATLAR
Önce İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı ve 71. Sait Faik Hikâye Armağanı Seçici Kurulu Üyesi Adnan Bali'yi dinledik. Hayatımda hiç böyle bir bankacı görmedim demeliyim. Kendisini daha önce podcast'lerden dinlemiştim ama onu yüz yüze dinlemek çok farklıymış. "Okumayan insan kendi tabirimle bayatlar" diye söze girdi Adnan Bey, daha sonra döktürdü: "Gıdalar nasıl bayatlarsa insan da okumadığında bayatlar çünkü beslenemez ve kendini tekrara geçer. Bunun da farkında olmayabilir. Onun için çok okumalı, çoklu okumalıyız. Hatta kendimizi doğrulamak, çok beğendiğimiz fikirlerimizi defalarca teyit etmek için değil yanlışlanmak için okumalıyız" diye konuştu. İnsanlığın muhalif seslere kulaklarını tıkadığı bir çağda "Fikirlerimizi yanlışlanmak için de okumalıyız" ne kıymetli bir tespit. Daha sonra söz alan Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Güleç de Türk edebiyat dünyasının vefasına dikkat çeken kıymetli bir bilgiyi bizimle paylaşıyor: "Sait Faik'in eserlerinin telif gelirleri, yıllar boyunca Darüşşafaka'da eğitim gören öğrencilerimizin aydınlık geleceğine katkıda bulundu. Bu yıl itibarıyla telif hakları serbest kalmış olmasına rağmen, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'nın önderliğinde pek çok yayınevinin bu mirası yaşatma kararlılığıyla, eserlerden elde edilen geliri vasiyete uygun biçimde Darüşşafaka Cemiyetine aktarmayı sürdürüyor." Tüm bunlar olurken kim Sait Faik'in öldüğünü söyleyebilir?
BİZİM NESİL KİTAPTA KAYBOLMANIN ZEVKİNİ BİLİR
Bu yılki Sait Faik Hikâye Armağanı'nın 71'incisi, Şimdi Dönecek Dünya kitabıyla (İletişim Yayınları) Burçe Bahadır'a verildi. Ben de soluğu kendisinin yanında aldım. Kendisi "Ankara sevdamız sorgulanamaz" diyen birçokları gibi başkentimize sevdalı.
- Öncelikle nasılsınız?
- Burçe Bahadır: Harikayım şu anda.
- İlk okuduğunuz kitap hangisiydi?
- B.B: İlk miydi bilmiyorum ama Dülger Balığının Ölümü'nden çok etkilenmiştim. Çocuktum ve iyi bir hikaye için önemli konular bulmak gerek zannederdim. Sıradan bir balık hakkında bu kadar güzel bir öykü okumak beni şaşırtmıştı.
- Peki sizi okumaya yönelten ne oldu?
- B.B: Okumayı öğrendiğimden bu yana yazacağımı biliyordum.Ne tetikledi emin değilim açıkçası. Bu içten gelen bir şey. Kimi şarkı söyleyerek ifade eder kendini, kimi yemek yapar, kimi avukatlık... Benim hedefim de yazmaktı.
- Sait Faik "Yazmasam deli olacaktım" diyor. Yazmasanız ne olurdu?
- B.B: Çok sıkılırdım muhtemelen. Radyo ve televizyon metinleri yazıyordum zaten ama öykü çok vakit istiyor. Kendinize ait bir oda gerekiyor gerçekten.
- Çocuğunuz var sanırım... Neler yapıyorlar, neler okuyorlar?
- B.B:İkiz çocuklarım var. Kızım sanat okuyor. Oğlum Odtü Makine'de - Siz bu özel ödülü alınca tepkileri ne oldu?
- B.B: Mutlu oldular, tebrik ettiler ama pek de ilgilenmediler...( Kahkaha atıyor) Kızıma "Sen de gelsene törene" dedim. "Yok, ben burada kalayım" dedi.
- Artık herkes bir konsantrasyon sorunu yaşıyor. Kitap okumakta, kitaba sadık kalmak çok güçleşiyor. Siz ne dersiniz?
- B.B: Şimdi herkes kendine dikkat eksikliği teşhisi koyuyor ama kişiyle değil zamanımızla ilgili bir sorun bu. İnternet ve sosyal medya dikkatimizi epeyce dağıtıyor. Sürekli yaylım ateşi altındayız. Sadece çocuklar değil her yaştan insan etkileniyor ama bizim şansımız şu: Bir kitabın içinde kaybolmanın ne denli zevkli olduğunu biliyor bizim jenerasyon. Yine o tadı yakalamak için kendimizi zorlayabiliyoruz en azından. Çocukların, gençlerin uzun süreli dikkatini verememesi, uzun metinler okuyamaması ileride hem kendileri hem de toplum için büyük sorun yaratacak.
- Sesli kitapla aranız nasıl?
- Seviyorum sesli kitabı. Evde iş yaparken, arabada, yürüyüşte dinlerim. Yapmaya mecbur olduğumuz işler var, her yere yetişemiyoruz. O arada hiç yoktan iyidir.
- Vazgeçemediğiniz beş kitabı sayabilir misiniz?
- B.B: 1- Füruzan, Gül Mevsimidir 2- Faulkner, Ses ve Öfke, 3- Svetlana Aleksiyeviç İkinci El Zaman, 4- Phillip Zimbardo Şeytan Etkisi 5-Wolfang Borchert Ama Fareler Uyurlar Geceleyin... Döne döne okurum bunları...
EN SON HABERLER
- 1 Mizah maskesiyle değerlere hakaret! Sanat adı altında ne mukaddesat varsa aşağılandı
- 2 Karavan hayali kabusa dönüştü
- 3 Business Class egoya teslim
- 4 Yılmayan bir kraliçe
- 5 İngiltere’de halk isyan başlattı: Konserlerde bu kadar açık giyinmeyin
- 6 Mobil oyun tutkusunu sağlıklı yönetmek mümkün
- 7 Sevilmek için oynadığın rol seni sadece yorar!
- 8 Hepimizin mahalle kültürüne ihtiyacı var
- 9 Hasretin son bulduğu nokta Kapıkule
- 10 İsrail’in dijital Truva atı sosyal medya