Giriş Tarihi: 15.06.2025

Mutlu bir ilişkide olup olmadığınızı bu dört maddeyle anlayın

Mutlu bir ilişkide olup olmadığınızı bu dört maddeyle anlayın

Çoğu zaman içinde bulunulan ilişkiyi doğru analiz edebilmek kolay değildir. Oysa bu dört kritik maddeye samimi ve doğru cevap vererek ilişkinin gerçekliğini anlayabilmek mümkün

Bir çiçeğin sağlıklı olup olmadığını anlamak için toprağına, yapraklarına ve ışığa verdiği tepkiye bakarız. Bir ilişkinin sağlıklı olup olmadığını anlamak da benzer bir farkındalık ister. Bazen kalbiniz size kelimelerle değil, hislerle konuşur.


1- Alma-verme dengesi
İlişki bir denge üzerine kurulu olmalıdır. Tıpkı nefes almak ve vermek gibi. Biri sürekli alır, diğeri hep verirse o ilişki bir gün boğulmaya başlar. Sevgi vermekle büyür, evet... Ama dengeli bir akış olmadığında, sevgi bile yorar. Eğer yük hep sizin omzunuzdaysa, eğer hep siz çabalıyor, siz affediyor, siz düşünüyorsanız... Zamanla partner değil, ebeveyn gibi davranmaya başlarsınız. Ve ilişki, iki eşit ruhun buluştuğu bir alan olmaktan çıkar; biri büyütür, diğeri büyütülür hale gelir. Unutmayın; birini sevmek, onu taşıma zorunluluğu getirmez. Sevgi omuzda taşınmaz, yürekte paylaşılır. Bir taraf sürekli veren, diğeriyse sadece alan olursa, bu yük kalbi ezer.


2- Kusur bulanla huzur bulunmaz
Sevgi, büyüten bir aynadır. Ama bazı aynalar sadece kırıkları gösterir. Eğer hayatınızdaki insan sizi sürekli eleştiriyor, küçümsüyor ya da yetersiz hissettiriyorsa, orada sevgi değil, kontrol vardır. Hatalarınızı yüzünüze vuran, sizi hep daha "iyi" olmanız için zorlayan biri, belki de sizi olduğu gibi kabul etmeyen biridir. Ve kabul görmeyen bir kalp, zamanla içine kapanır, solar. Unutmayın, gerçek dost acıyı bile incitmeden söyler. Yanlışınızı gösterir ama bunu onur kırarak değil, onurunuza dokunmadan yapar. İlişkinizde bir huzur olması için, o ilişkinin bir liman gibi olması gerekir. Dışarıda ne yaşanırsa yaşansın, yanına geldiğinizde huzur bulacağınız bir yer... Ama sürekli eleştirildiğiniz bir ilişki, liman değil, fırtınadır. Ve insan, sürekli fırtınada kalırsa ne yönünü bulabilir, ne de kendini.


3- Kendiniz gibi olabilmek
İlişkilerde bazen öyle bir hâle gelirsiniz ki, ne giyeceğinizi, ne söyleyeceğinizi, hatta nasıl güleceğinizi bile düşünmeye başlarsınız. Çünkü karşıdaki kişi sizi değil, sizden beklediği rolü sever. Ve siz, sevilmek uğruna kendinizi törpülemeye başlarsınız. Ama şunu unutmayın: "Rol yapılan yerde bağ oluşmaz, bağ olmayan yerde de huzur kalmaz." Kendinizi olduğunuz gibi ortaya koyamadığınız bir ilişki, sizi zamanla içten içe çürütür. Her gün "Ben bugün onun istediği gibi biri olabilecek miyim?" diye düşünüyorsanız, zaten çoktan yorulmuşsunuz demektir. Çünkü insan, olduğu gibi kabul görmediği yerde rol yapar; ama bu rol bir gün ağır gelir, maskeler düşer ve geriye sadece yorgun bir ruh kalır. Sevgi, en çok samimiyetle güzeldir. Birinin yanında utanmadan ağlayabiliyorsanız, kahkahanızın sesini kısmadan gülebiliyorsanız, fikrinizi değiştirmekten korkmadan düşünebiliyorsanız orada gerçek bir bağ vardır. Ama eğer sürekli "Fazla mıyım?", "Eksik miyim?", "Yanlış mı anlar?" diye düşünüyorsanız, kalbiniz orada güvende değildir. Ve kalbin kendini güvende hissetmediği yerde büyüme değil, savunma başlar.


4- Gerçek sohbetler...
Sohbet... Yalnızca kelimelerin alışverişi değildir. Gerçek bir sohbet, iki kalbin birbirini duymasıdır. Çünkü bazen bir bakış, bir suskunluk, bir "ben buradayım" hissi en derin konuşmadan daha anlamlı olabilir. Peki siz ilişkinizde gerçekten konuşabiliyor musunuz? Sadece günü anlatmaktan, havadan sudan sohbet etmekten bahsetmiyorum. Gerçekten duygularınızı açabiliyor musunuz? Korkularınızı, hayallerinizi, çocukluk kırgınlıklarınızı paylaşabiliyor musunuz? Ve daha önemlisi: Anlaşılıyor musunuz? Bazı ilişkilerde iki kişi çok konuşur ama hiç bağ kurmaz. Çünkü o konuşmalar, sadece boşluk doldurmak içindir. Oysa gerçek bağ, "Seni dinliyorum" demekle değil, gerçekten duymakla kurulur. Kalbini açtığında yargılanmamakla, sustuğunda bile anlaşılmakla... Eğer konuştuğunuzda karşı taraf sizi savunmaya geçmeden dinliyorsa, fikirlerinize hak vermese bile saygı duyuyorsa, göz temasını kaçırmadan dinliyorsa — işte orada gerçek bir bağ var demektir. Çünkü sohbet yalnızca kelimeleri değil, sessizlikleri de taşır. Ve bazı sessizlikler, en derin cümlelerden daha çok şey anlatır.


KALP KALBE TUTUŞMAK
İlişki dediğimiz şey, sadece el ele tutuşmak değildir... Kalpten kalbe tutunabilmektir. Unutmayın: "Sağlıklı bir ilişki sizi değiştirmez, size sizi hatırlatır." Yani eksiklerinizi yüzünüze vurmaz, yaralarınızı sevgiyle sarar. Sizi yönetmeye çalışmaz, yanınızda yürür. Ve en önemlisi... Kendiniz olmaktan hiç utanmazsınız. Sevgi; güvenle, saygıyla ve anlayışla filizlenir. Tıpkı bir ağacın toprağa kök salması gibi... Eğer siz de bir ilişki içindeyseniz, yukarıdaki işaretlere kulak verin. Zira bazen kalbimiz, zihnimizden çok daha önce bilir... Gerçekten güvende miyiz, değil miyiz? Umarım bir gün, kalbinizi yoran değil, büyüten bir ilişkide bulursunuz kendinizi. Ve umarım o ilişkide hem sevilir, hem de kendiniz gibi sevebilirsiniz. Kalbinize iyi bakın. Çünkü sevgi, en çok oraya yakışıyor. Ve sen değiştiğinde her şey değişmeye başlıyor.