Pazar 07.06.2009
Son Güncelleme: Cumartesi 06.06.2009

Sandviçin zamanı geçti mi?

İstanbul'da nefis sandviçler yapmayı deneyen girişimciler oldu ama toplumun fast food tercihi hamburgerden yana olduğu için, sandviçler kafelerin mönülerine mahkûm oldu

Bir arkadaşım sordu; "Bugüne dek yediğin en lezzetli sandviç hangisi?" diye. Bir anda yıllar önce tattığım nefis açık sandviçlerin lezzetini damağımda hissettim ve 'Trzesniewski' yanıtını verdim. Daha doğrusu bu adı hiçbir zaman doğru telaffuz edemediğim için, 'Tırznevksi', 'Terezneke', 'Tırzesnievki' gibi bir şeyler kekeledim. Viyana'nın kent merkezindeki Graben'de, ünlü Veba Anıtı'nın karşısına düşen Dorotheergasse adlı daracık sokağın hemen başındaki bu küçük dükkânın ince dilim esmer Alman ekmeğinin üzerine en az ekmek dilimi kalınlığında kıyılmış malzeme karışımıyla kaplanmış sandviçlerinin tadını hiç unutmadım. Geçenlerde tekrar gittiğimde sandviççi aynı yerinde, aynı sandviçleri satmaya devam ediyordu ve devlet sırrı gibi saklanan üzerindeki malzemelerin lezzeti de yaklaşık yarım yüzyıldır hiç değişmemişti. İkinci favori sandviçim yine çok eski günlere gider. Üniversite öğrencilerinin boş zamanlarını kantinlerde değerlendirdikleri, henüz sağ sol ideoloji mikroplarının gençlere bulaşmadığı yıllarda, İ.Ü. Edebiyat Fakültesi kantininde fırında sıcak kaşarlı sandviç yapılırdı. Bakkallarda o zamanlar bol bol bulunan eski Kars kaşarından kalınca bir dilim, küçük, lezzetli sandviç ekmeği içine kıstırılır, pul biber İstanbul'da pek bilinmediğinden, peynirin üzerine toz kırmızıbiber serpilip, sandviç, fırında ısıtılırdı. Çıtır çıtır sandviçin içindeki peynir iyice yumuşar, yağı da sandviç ekmeği tarafından emilirdi. Tavşankanı demli çayın yanında atıştırdığım bu nefis sıcak sandviçleri de hiçbir zaman unutmadım. Sandviç dönemi bizde kısa sürdü. Beyoğlu'nun ünlü sandviççisi Atlantik, saltanatını Yuvam, Kristal Büfe gibi hamburgercilere kaptırdı. İlk dönemlerin bol malzemeli sandviçi ise kupkuru ekmeğin içine yerleştirilen zar inceliğinde taze ucuz kaşar peyniriyle yapılmış, yanında bir sıvı alınmadığı takdirde insanın boğazını düğümleyen bir yiyecek olarak günümüze dek varlığını sürdürdü. Zaman zaman işini ciddiye alan girişimciler, gerçekten de nefis sandviçler yapmayı denediler ama toplumun fast food tercihi bir kez hamburgerden yana olduğu için, çoğu uzun süre ayakta kalamayıp pes ettiler. Bugün sandviçler kafelerin mönülerinde ve en çok da 'club sandwich' versiyonuyla varlığını sürdürüyor.
İSİM BABASI
Bu popüler yiyeceğe adını veren kişinin lanetli biri olması mı sandviçin hazin kaderini belirledi, bilemiyorum. Onun açgözlü, rüşvetçi, yeteneksiz ve yetersiz biri olduğu söylenirdi. Majestelerinin donanmasını iflasa sürüklemişti. Metresi, opera sanatçısı Martha Ray'i de yataklarına almaya izin vermesi için eşine baskı yapmış, bu kadından da evlilik dışı dört çocuğu olmuştu. Bu aşağılayıcı yaşamdan aklını kaçıran zavallı eşi sonunda kocasının metresini öldürtmüş, bütün bu kötülüklerin kaynağı olan kişi ise yaptıklarının ortaya çıkmasından çekindiği için cinayeti en yakın arkadaşının üstüne yıkarak, onun idam edilmesini sağlamıştı. Bu kişi, 1717-1792 yılları arasında yaşamış Sir John Montagu, resmi sıfatıyla IV. Sandwich Dükü'ydü. Aslında ölümünden sonra hakkında anlatılan bu korkunç öykülerin tümü doğru değildi. James Cook o denizcilik bakanıyken, çıktığı üçüncü dünya seyahatinde, Pasifik'te Hawaii takımadalarını keşfetmiş ve bunlara Sandwich Adaları adını vererek onu onurlandırmıştı. Belki gerçekte söylendiği kadar kötü biri değildi ama kumarbaz olduğu kesindi. Üyesi olduğu centilmenler kulübünde sabahlara kadar kumar oynardı. 1762'nin bir gecesi saatlerdir masadan kalkmadan kumar oynarken, karnı acıkmıştı. Görevlilerden, bir eliyle kâğıtları tutarken öteki eliyle yiyebileceği bir şeyler getirmelerini istedi. Az sonra, üst üste kapatılmış iki dilim ekmek getirdiler önüne. Masadaki öteki kumarbazlar da bu çözümü beğenmişti. "Bize de Sandwich'inki gibi ekmek getir," talimatını verdiler. Efsaneye göre ilk sandviç dünyaya gözlerini böyle açtı. Dükün özellikle av etlerini sevdiği bilindiğinden, ilk sandviçin içinde kalınca bir dilim et ve hardal olduğu sanılıyor.
GERÇEK MUCİDİ
Aslına bakarsanız, sandviçi bulan kişi Sandwich Dükü değil. M.Ö. I. yüzyılda Yahudilerin ünlü hahamı Hillel, Pesah ya da Hamursuz Bayramı'nda dövülmüş ceviz, elma, baharat ve şarapla hazırlanan bir harcı iki hamursuz pidesinin arasına kıstırıp yanında acı otlarla yemiş, bu gelenek daha sonra 'Hillel sandviçi' olarak da devam etmiş. Üç katlı, aralarına söğüş tavuk, mayonez, yeşil salata yaprağı, domates ve jambon yerleştirilmiş ünlü 'club sandwich'in adı ise ilk kez 1903'te basılan bir kitapta geçiyor. İki katlı 'club sandviçler' ise daha eski; bunlar Amerikan trenlerinde 1895'ten beri servis ediliyordu. Amerika'nın güney eyaletlerinde yaygın, bir Fransız baget ekmeği içine yerleştirilmiş zengin malzemeleriyle ünlü bir sandviç çeşidi ise 'submarin..' Kat kat, adeta bir apartman gibi yükselen sandviçlere Amerikalılar Dagwood adını vermiş. Yaşları müsait olanlar bu sandviçi, 1936'dan itibaren yayınlanan çizgi öykü 'Basri ile Fatoş'tan hatırlar. Basri'nin sık sık yaptığı bu sandviç bizde 'Basri'nin sandviçi' olarak tanınır. Şu işe bakın, günümüzde tek başına kariyer yapan ve şöhreti çoktan sandviçi geride bırakan ilk hamburgerlere de 'Hamburg sandviçi' deniyordu. Ancak sandviç bu hızla imaj kaybetmeyi sürdürür, egemenliğini tümüyle hamburger ve tost çeşitlerine terk ederse, gelecek kuşaklar onu ancak özel olarak açılacak sandviç müzelerinde tadabilecekler.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.