Pazar 01.11.2009
Son Güncelleme: Cumartesi 31.10.2009

Biri bu akımı durdursun

Ülkemiz 'tarz' açısından Arap akımının istilası altında. Süreyya Yalçın da dümenin kaptanı. Biri oksijenli saçlara, takma tırnaklara, kısacası Yalçın gibilerine "Dur!" demeli

Bazıları gibi havadan atıp tutmayı, yargısız infaz etmeyi, dersime çalışmadan ahkâm kesmeyi sevmiyorum. O yüzden saatlerdir, işim gücüm yokmuş gibi, Süreyya Yalçın'ı araştırıyorum. Basında hakkında çıkan haberleri okuyor, ulaşabildiğim kadarıyla tanıdıklarına (genellikle tanıdıklarının tanıdıkları oluyor bunlar) Süreyya'yı soruyor, onunla empati kurmaya çalışıyor, kendi kendime 'Kimseyi eleştirme' telkinlerinde bulunuyorum. Olmuyor! Olmuyor, olmuyor! Yazı işlerinden bana gönderilen Süreyya Yalçın resimlerini açtığım anda ona gıcık olmaktan başka çarem kalmıyor. Bu ne çirkinlik, bu ne ucuzluk, bu ne kendini bilmezlik, vesaire vesaire.
PALYAÇO KIVAMINDA
İş, garip-gurup kıyafetleri bir araya getirip palyaço kıvamında dolaşmayı kombinasyon yapmak, matah görünmek sanan 'trendcan' mıdır nedir, o tür kadınların saçmalıklarını çoktan aşmış. Her ne kadar işim 'takip etmek olsa da' çoğunlukla ucuz magazin malzemelerine kulak tıkamayı tercih edenlerdenim ve biliyorum ki bu korkunç kıyafetlerle ilgili ne söylesem ucuz, ne yazsam 'b.ktan' görünecek. Bana verilen köşeyi elâlem hakkında atıp tutmak için kullanmak yerine, ben bu kızcağızın şahsından değil de daha çok ülkemizi tehdit eden ciddi bir sorun hakkında kalem sallakta buluyorum çareyi: Araplaşmak. Korkutucu, hem de çok korkutucu. Eşofmanlarla gittiğimiz mahalle hamburgercisine dev topukları üzerinde, 1990'lardan kalma bol desenli Versace gömleği, altın tokasında 'Just Cavalli' yazan kemeriyle 'katılan' kadınlar geliyor. Saçları ve makyajları yapılırken örnek olması için aynanın kenarına Süreyya Yalçın fotoğrafları asılmış büyük ihtimalle.
PÜSKÜLLÜ KAHRAMAN
Süpermarket alışverişlerim sırasında çoğunlukla esmer ötesi cildine aldırmadan oksijenleterek civciv sarısına çevirdiği saçlarının dibinden kaynak tokaları sarkan, 44 beden mini eteğiyle bebek mamaları arasından süzülen kadına bakarken buluyorum kendimi. Ya da spor salonunda sırt yağlarını pörtleten 2 beden küçük sutyenli kadınların French manikürlü satılan, yapıştırma tırnaklarını pilates topuna saplayışını izlerken. Örnekler saymakla bitmiyor, durum Michael Jackson'ın Thriller klibindeki zombiden beter ve bu yeni 'Arap' ekolü Türkiye'yi fena halde etkisi altına almışa benziyor. Dedim ya korkuyorum, bizler yeni trendleri, moda haftalarını, modacıları anlatırken birileri Arap modasını kadınlarımıza aşılıyor. İstila ediliyoruz, çirkinleşiyoruz, bozuldukça, işin cılkını çıkardıkça çıkarıyoruz. 20'lerindeki birine bu suçu yüklemek istemezdim ama hep bu kız (birkaç taşralı şarkıcı, tabii bir de bunu matah sanan basın) yüzünden!
PÜSKÜLLÜ KAHRAMAN
Gazete haberlerinde akranlarının ağzının suyunu akıtacak meblağlar harcadığı yazılıyor Süreyya'nın. Nişantaşı'ndaki bir butikte 40 bin dolarlık harcama yapması, Roberto Cavalli marka elbisesine 10 bin dolar bastırması, düğününde pırlantadan başka hediye kabul etmemesi, mutfak masrafından artırdığı liraları kocasının gözünün yaşına bakmadan 'Just Cavalli' kemere sayan kadına ne hayaller kurduruyor, nasıl da ilham kaynağı oluyor düşünün bir. Asıl kayınvalidesi, ya da birtakım aklı basan komşu tarafından boya küpüyle ilişkisi eleştirilen aynı ev hanımına Süreyya'nın yaptığı 'Kokoşum, süslüyüm bundan kime ne?' açıklamaları nasıl da ilaç gibi geliyor. Süreyya bir kahraman oluveriyor, mavi püsküllü çizmeli, takma turuncu saçlı bir kahraman. Süreyya gibi onlar da, 'Caddebostan'da beyaz donla denize girenlerden zerre kadar farkı yok' eleştrilerine kulak tıkamayı, kendinden emin kadın olmak sayıyor, onlar da Süreyya gibi kendini bilmez bir tavırla 'Çalışırsan senin de olur,' diyor benim gibi şok geçiren bakışlar onlara kilitlendiğinde. İşte tam da bu yüzden Birleşik Arap Emirlikleri'ne gitse komşunun kızı sanılacak Süreyya Yalçın'ın bir an önce durdurulması gerekiyor. Moda polisi Süreyya'yı tutuklayamayacağına göre iş basına düşüyor. Görmek istemiyoruz artık bu kızı!

* * *
ÇIKANLAR
U2
İsteyen istediği kadar eleştirsin, biletler yarın satışta ve U2 konseri için saatlerce sırada beklemeye de, izdihamın ortasında kalmaya da değer. Ölmeden önce onları canlı görmek gibisi var mı?
Güz yağmurları
Sonunda, en sonunda kış geldi. Dışardaki puslu hava bize eski Fransız şarkıları dinleyip, kahve ve dedikodu hakkı tanıyor. Harika!
SIKANLAR
Aşk-ı Memnu
Bu dizi de kabak tadı vermeye başlamadı mı? Ya Adnan durumu öğrenir, rezillik izleriz ya da biz Aşk-ı Memnu'yu zaplıyoruz, haberiniz olsun yapımcılar.
Cafeler
Her yerin mönüsü aynı, her yerin konsepti aynı. Café'lerin durumu Ortaköy'deki kumpircileri geçti. Birileri de farklı şeyler yapsa, Çin yemeği, Hint yemeği verse diyoruz.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.