Pazar 11.10.2009
Son Güncelleme: Pazar 11.10.2009

Neslihan savaşı kazandı

Sizlerin haberi yoktu... Arkadaşımız, Cumartesi SABAH'ta 'Dostlarımız' adlı sıcacık köşeyi hazırlayan Neslihan Tunç, tam 10 aydır kanserle savaşıyordu. Savaşı kazandı ve geçen hafta aramıza geri döndü. Bize bu zorlu süreçte neler yaşadığını ve birçok kadına yol gösterecek deneyimlerini anlattı

Yılbaşından hemen sonraydı. Hepimiz onun masası başında toplanıp kötü haberi birlikte paylaşmıştık. Sonrasında o aylar sürecek bir mücadeleye başladı. Vücudu, psikolojisi, yaşamı kanserden yara aldı. Üç yaşındaki Defne'sine kanseri anlatmak hiç de kolay olmadı, evliliği bu zorlu hastalığa direndi. On ay içinde çok şey kaybetti, çok şey kazandı. Geçen hafta masasının başında; beline kadar uzanan sarı saçları ile eski Neslihan yoktu, kısacık saçlarıyla yepyeni bir Neslihan oturuyordu. Hastalıkla başa çıkmayı öğrendi, vücudu ona isyan ettiğinde o isyanı bastırmayı öğrendi, yıkıldığı an ayağa kalkmayı öğrendi sonra yaşadıklarını belki bir gün bir kadının ihtiyacı olur diye paylaşmayı kabul etti.
- Neslihancım, sence kanserin en zor dönemi ne zaman? Kitleyi ilk fark ettiğin an mı, doktor sana 'kansersin' dediğinde mi, ameliyattan çıkıp memeni aradığında mı yoksa bütün saçlarını kaybettiğinde mi?
- Teşhisin ilk konulduğu an. O ana kadar 'hep ben kanser olmam,' diye ümitlendim. Aslında ailemde kanser vardı. Halam, halamın kızı, teyzemin kızı da meme kanseri olmuşlardı. Benim de göğüslerim fibrokistik yapılı. Bu nedenle arada bir ultrason çektirirdim ama yine de hastalığa uzaktım. Grip olduğum için doktora gitmiştim. Tam kapıdan çıkıyordum geri dönüp 'doktor bey göğsümde bir kitle var bakar mısınız,' dedim. Yan odadaki cerraha gösterdi ve her şey başladı. Doktor bir dizi test istedi. Ben bunların gereksiz istendiğini düşündüysem de ultrason sonra da iğne biyopsisi yaptırdım. Sonuç kağıdını doktora götürürken baktım 'görülmedi, görülmedi' diye bir yığın not var. Rahatladım... Ama doktor elimdeki kağıdı alınca yüzüme tuhaf tuhaf bakmaya başladı. "Maalesef sonuç pek iyi değil," dedi. "Ne demek, kanser miyim?" diye sordum, 'evet' öylesiniz dedi. Tek başımaydım ve tam anlamıyla bir şok yaşadım. "Bir yanlışlık olmalı," diye düşündüm.
DOKTORUN GÜVEN VERMESİ ÇOK ÖNEMLİ
- Peki, doktorlar sence ilk haberi vermesini biliyor mu?
- Doktorun ne dediğini tam olarak hatırlamıyorum bile. Daha sonra gittiğim doktorum cerrah Murat Atay'dı. Onun konuşmaları içimi çok rahatlattı o yüzden de güvendim. Çarşamba teşhis kondu, Cuma günü de ameliyata alındım. Bu ameliyat o kadar garip ki ameliyattan çıkana kadar hiçbir şey bilinemiyor. Ameliyattan çıkınca memem gidebilir, kalabilir kanser yayılmış olabilir, sıçramamış olabilir. Zor bir durum. Uyanır uyanmaz göğsüme dokundum, baktım yerinde. Ama yine de emin olamadım. Uyandığımda doktorum başımdaydı ve ameliyatın çok başarılı geçtiğini söyledi. Rahatladım.
- İlk ne zaman ağladın?
- Çok ağladım, zorlu bir dönem ama ameliyattan çıktıktan sonra bile içimde bir ümit vardı kanser değilimdir diyordum, patoloji raporu gelince ve kanser olduğu kesinleşince ve agresif olduğunu da öğrenince çok ağladım. Üstelik birkaç ay geç kalsaymışım bütün vücuduma yayılabileceğini de öğrendim. Daha çok ağladım. Ama kızım hiç ağladığımı görmedi, onun yanında ağlamamaya özen gösterdim.
- Eşinle bu dönemi nasıl geçirdin? Eşler dayanamıyor bu duruma?
- O da bir şok yaşadı tabii. Her aşamada, hep yanımdaydı. Ama o da pek kabullenemedi. Hiç böyle bir hastalık yokmuş gibi davrandı. Kemoterapimi aldıktan sonra ailemin yanına gidiyordum. Kendi başıma kalmam mümkün değildi. Çocuk gibi oluyorsun, desteğe ve sevgiye ihtiyacın oluyor. Karşı tarafın çok da sabırlı olması gerekiyor. Vücudum değişti, saçlarım döküldü o halimi eşim dışında kimse görmedi. Yalnızca saçım değil, kirpiğim kaşım hiçbir şeyim kalmadı, peruk taktım hep, eşarp taktım. Beni pek tanımayanlar kapandığımı düşünmüş. dışarıdaki insanlar eşarplara rağmen garip garip bakıyorlar. Kel halimi kimseye göstermedim, kızıma da, tek eşim görmek istedi.
- Saçların ne zaman döküldü?
- Benim saçlarım 20 yıldır uzundu. Doktorlar döküleceğini söylemişti. Ama ben "dökülmez belki" diye düşündüm. Bir gün banyoya girdim, hepsi gitti. Saçım, kaşım, kirpiklerim bile gitti. O an benim için çok kötüydü. Evde kızımla baş baş başaydık. Ne yapacağımı bilemediğim için bir saat banyodan çıkamadım. Saçlar elimde kaldı, nereye koyacağımı şaşırdım. Defne o halimi görüp korksun istemedim. Bir türlü banyodan çıkamadığım için ağlamaya başladı. Panik oldum, toparlanıp kafama havlu sarıp çıkmaya karar verdim. O gün karşıma alıp hastalığı ona anlattım.
- Üç buçuk yaşındaki küçücük bir kıza kanser nasıl anlatılır?
- Defne benimle hastaneye hiç gelmedi. Ameliyat olacağım gece ilk defa ayrı uyuduk, o gece annemle yatmış bütün gece ağlamış. Onun öğrenmesini istemedim ama çok duyarlı oluyorlar. Zaten sonra anladım ki saklamak imkânsızmış. "Kızım ben biraz hasta oldum, doktorlar saçımı kestirmemi istedi," dedim. O konuyla ilgili çok soru sormadı ama arkadaşlarına "senin annenin saçı dökülüyor mu?" gibi sorular sormaya başladı. Annem anlatıyordu büyüyeceksin işin olacak, evleneceksin çocukların olacak diye anlatırken kızım 'sonra da meme kanseri olunuyor değil mi" diyormuş. Ama sonra duruma alıştı peruk takmam hoşuna gidiyordu.
KIZIMA HİSSETTİRMEK İSTEMEDİM
- İyileşmeye başlayınca tepkisi ne oldu?
- Hastalığım döneminde çok hırçınlaştı. Çok yorgun olduğu için onunla oynayamıyordum, bazen onun kokusu bile bana çok ağır geliyordu. Ben düzelmeye başlarken o da daha sakinleşti. "artık örtü takmıyorsun," diyor, hoşuma gidiyor.
- Anneler bütün gün televizyonlardan reçete ediniyorlar, senin annen de hastalığında sana garip şeyler yedirmeye kalktı mı?
- Annemler zorla pekmez, üzüm çekirdekleri, balık, brokoli yedirdi. Beslenme çok önemli biliyordum ama sekiz kilo verdim. Yemek yemek için hayatımda ilk kez kendimi zorladım. İştahım tamamen kapanmıştı. O dönemde en çok iştahla yemek yemeyi özledim. Adaçayı, ıhlamur, bitki çayları içiyordum sürekli onlara hâlâ devam ediyorum. Greyfurt suyu yasak. Soya, keten tohumu, yağlı, şekerli hepsi yasak. Yasaklara uyuyorum.
ARKADAŞLARIM KEMOTERAPİ PARTİSİ VERDİ
- Bu hastalıkla karşılaşmış insanlarla konuştun mu hiç?
- Genelde iyi örneklerle hep konuştum. 15 sene geçmiş kurtulmuş insanlarla konuştum. Ailemde de var. Halamın kızı vardı çok destek oldu.
- Kanser tedavisi sırasında radyoterapi, kemoterapi, cerrahi en zoru hangisi?
- Cerrahi olup bitiyor, benim memem alınmadığı için şanslıydım. Radyoterapi çok az zorlayıcı. Halsizlik yapıyor o kadar. Ama kemoterapi gerçekten çok çok zor. Herkeste aynı etkiyi yaratmıyormuş, kemoterapi görürken işini yapanlar oluyormuş. Benim için bu mümkün değildi. Kemoterapinin ertesi günü asıl sorunlar başlıyor. Bulantılar, halsizlik. Kolumu bile kaldıramıyordum. Tahammülsüz oluyorsunuz. Kızımın kokusu bile dayanılmaz geliyordu.
- Kemoterapiyi bırakmayı düşündüğün oldu mu?
- Düşündüm, tekrarlama riskini yüzde 40 azaltıyormuş ama vücudu çok zorluyor. Kemoterapide gazeteden arkadaşlarım beni yalnız bırakmadılar. Parti verir gibi benim kemoterapi almamı sağladılar. Oyun oynadık, güldük. O sayede girebildim. Yoksa kafamda garip garip düşünceler vardı. Bir koluma bakıyordum bir ilaca. İnternette okumuştum, damarım falan patlayabilirmiş. Ben tek başıma kalsam bu düşüncelerle başa çıkamazdım. Zaten o noktadan sonra internetten bir şey okumamaya karar verdim.
RAKAM DEĞİL ÜMİT VERSİNLER
- Bu zor bir hastalık doktorlar kanser hastalarına her şeyi bütün açıklığı ile anlatmalı mı, yoksa bu kadar gerçekçilik hasta için zor mu?
- Bence doktorlardan gerçekçi olmalarını beklemek çok doğru değil. Ben bana ümit veren doktorları tercih ettim. İnsanın ümide ihtiyacı oluyor. Rakamlara ve gereksiz bilgilere boğulmak istemedim.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.