Ezel kütüphanesi

- Ezel'de Oscar Wilde'dan Edip Cansever'e pek çok yazar ve şairden alıntılar var. Dostoyevski'nin Kumarbaz ve Henri Charriere'nin Kelebek kitapları çok satar olmuş Ezel'de göründüler diye.
- Senaristlerimizle de konuştum, internet sitesinde de yer verilse diye. Ezel kütüphanesi gibi bir şey açılsa mesela. Kimin lafı nereden alındı verelim. Seyirci anlıyor o edebi gibi görünen şeyin ne anlama geldiğini. Ki, bu çok kıymetli bir şey. Edip Cansever'i, III. Richard'ı o kafayla okuduğunu düşünsenize. Hiç alakası olmayan birinin, dizideki anlamından yola çıkarak okumasını düşünün. Bence çok faydalı bir şey.
- Ezel'deki Ramiz Dayı'nın aforizmaları internette dolaşıp duruyor. Geçenlerde bir köşe yazarı yazmıştı; 'Bir zamanlar 'Falan oldum yani' diye konuşanlar şimdi Ramiz Dayı oldular'.
- Kolay öykünme yöntemleri işte. Ramiz Dayı gibi olmak daha kolay. Onun gibi konuşunca Ramiz Dayı gibi oluyorsunuz. Bence bahsettiği şeyi anlamaya çalışmak olayı bir adım öteye götürecek bir şey.
- Sadakat hakkında da büyük lafları var Ramiz Dayı'nın. 'Kendinden vazgeçen adamdır sadakat' falan gibi... Sizce nedir?
- Kaldığınız yerden devam edebilmektir hesap etmeden.
- En meşhur Ramiz Dayı sözlerinden biri Oscar Wilde'dan; 'Her insan öldürür gene de sevdiğini' oldu. Ne diyorsunuz bu söze?
- Büyük aşkların hepsi zaten çok ideal, efsane olmaya yatkın durumlar değil midir? Dilden dile, kuşaktan kuşağa anlatılır şeyler değil midir? Ütopik durumlar gibi geliyor bana bunlar. Sokakla ilişkisi olmayan bu yoğunluğu anlatabilmek için üretilmiş hikâyeler.
- 'Aşk şeytanın işidir,' diyor ya Ramiz Dayı. Trajik bittiğinde aşk oluyor belki. Düzgün, seyrinde giden bir ilişki sıkıcı oluyor.
- Tabii tabii olabilir. Bu herkesin talebiyle alakalı. Dönem dönem talebi farklı oluyor insanların. Bir ömür boyu hep aynı şekilde mi hissediyor insan? Belli bir duyguyla ilgili aynı talebi olmaz insanın. O da değişir. Bir döneminiz zarar vererek, görerek geçmiş olabilir de, sonrası çok durağan geçmiştir, sevgi dolu geçmiştir. Sonra o da rahatsız etmiştir. Yine değişebilir. Bunlar belirsiz.
- Siz nasıl yaşarsınız? Planlı, programlı mı?
- Çok programlı, her şeyi bir proje gibi yaşadığımı söyleyemem. Şunu biliyorum, sokağı çok seviyorum. Bundan mümkün olduğu kadar vazgeçmemeye çalışacağım. Şöhretle beraber sokak da yorucu hale gelebiliyor. Ama ben vazgeçmeyeceğim. Onun dışında mümkün olduğu kadar ileriye dönük iyi projelerde olmaya çalışıyorum. Çok ilerisi olmasa bile yakın geleceği görmeye çalışıyorum. Eskiden biraz daha duygusal davranırdım ama artık o duygu-akıl dengesini bir arada tutmaya çalışıyorum. Oyuncu olarak geleceğime katkısı olacak işlerde bulunmaya çalışıyorum. Çeşitliliği artıracak işler olsun istiyorum. Beni tek tip olarak tanımasınlar. Yorumlansın yaptığım iş. Taraflar oluşabilsin. Sorgulanmaz biri olmak istemiyorum. Geçmişte biraz başarım olduysa da sürekli o başarıdan yiyen biri de olmak istemiyorum. Onu çok sakıncalı görüyorum. Geçmişteki başarılarından dolayı sorgulanamazlarmış gibi algılanıyor insanlar. Ben bunu insanların cehaletine yatırım gibi görüyorum.