Giriş Tarihi: 11.07.2010

Ben küsen bir çocukla beraberim

- En başa dönersek... 'Bu adamdan çocuğum olmalı,' mı dediniz yoksa sürpriz miydi hamilelik haberi? - Bana sürpriz olmadı açıkçası. (gülüyor) O dönem koparılan yaygaraların dışında bir de gerçekler var; biz çocuk istiyorduk! Zaten korunmuyordum, korunmadığımı Efe de biliyordu. Yani 'Efe çocuğu istemiyor' durumları kesinlikte yoktu. Ama bu haberin neonlu ışıklarla verilmesi için skandal yaratılması gerekiyordu sanırım!
- Aranız kötüydü ama...
- Evet bunu hiç saklamadım ki... Çocuk isterken de zor bir dönem geçiriyorduk. Biz Efe'yle anne baba olduk diye şu an iyi geçindiğimizi de söyleyemem sana. Efe başkalarıyla çok rahat geçinir, çok iyi dosttur, hatta benim de en iyi dostumdur, o ayrı ama biz geçinmesi zor iki ruhuz. Evet, geçinemediğimiz bir dönemde hamile kaldığımı fark ettim. Ve maalesef; erkekler panik anlarında çok hatalı cümleler kurabiliyorlar. Kadın biraz daha geleceği görebiliyor, çerçeveye ve resme daha büyük bakabiliyor. Erkekten farklı olarak şunu düşünüyor; Ben bu cümleleri sarf ettikten bir ay sonra pişman olur muyum?
- Aranız bozuk, hamile kaldığınızı öğreniyorsunuz. Bunu paylaşmalıyım onunla... Bitmişti zaten, vazgeçmeliyim... Çocuk istiyorum, o olmasa da doğururum. İlk anda hangi şık geçti aklınızdan?
- Tabii ki çok üzüldüğüm şeyler yaşadım ama hiçbir zaman Efe'yle ilişkimin bittiğini düşünmedim...
- Hamile olduğunuzu söyleyince karşı tarafın tepkisi ne oluyor?
- Haliyle 'Bunu yapabilecek miyiz, geçinemiyoruz ki?' dedi. Oturup konuştuk.
- 'Efe'ye rağmen doğurdu' haberleri çıktı malum. Efe istemeseydi, yine de doğuracak mıydınız bu çocuğu?
- Efe'nin çocuk isteyip istememesinden daha önemli bir şey var; kolay bir insandan çocuk yapmıyorum ki! Onun kendi ağzıyla 'çocuk istiyorum' demesi de hiçbir şeyi kolaylaştırmadı, bunu anlatamıyorum.
- Tamam da, 'İstemiyorum' deseydi?
- Onu Ayşe'ye yapamazdım. Çünkü ben ne olursa olsun Ayşe'nin çok mutlu olmasını istiyorum. Anne olmaya karar verdiğimde de önceliğimiz hep Ayşe olmalıydı, öyle başladı, öyle gidecek.
- Cip krizi neyin nesiydi?
- İki buçuk senedir kendi paramla taksitlerini ödediğim Audi cipim vardı. Amerika'ya giderken son altı-yedi taksidini Efe ödedi. Onun bana aldığı bir cip falan değil yani. Sonra biz ufak bir kriz yaşadık; o arada nakite sıkışmıştım, kavgalı olduğumuz için Efe'den istemedim, cipi sattım. O da gitti mahkemeye verdi beni, sonra da geri çekti! Şunu ekleyeyim; bizim aramızda hiçbir şekilde para kavgası yoktur, sahip olduklarımız bir karı-kocadan daha fazla birdir. Ama ben, küsen bir çocukla beraberim! Oyuncaklarımı küçükken de paylaşan bir çocuktum, paylaşmayı seven bir kadın olarak da hayatıma devam ediyorum. Ama zannediyorum, Efe küçükken de oyuncaklarını paylaşmazmış, şimdi de paylaşmıyor. Mesela bana kızdı mı ben arabasız kalırım! Ayşe'yi doktora götürecek bile olsam bana arabasını vermez. Kavga edince de hediyelerini geri ister...
- Sahiden mi?
- Şimdi insanlar da 'Ne biçim adam, beraber olduğu kadına para vermiyor, çocuğuna para vermiyor' desinler istemem. Efe sinirlenince böyle şeyler yapıyor, ben alıştım.
- Peki Sunset'teki tokat krizinin aslı nedir?
- Doğrudur, tartıştık, seslerimiz yükseldi ama tokat falan yok. Efe'ye hep söylüyorum ama uluorta kavga etme huyundan vazgeçmedi ve maalesef medyatik insanlar olduğumuz için bunlar basına farklı şekillerde yansıyor. Ben burada bizi hatalı görüyorum; ne olursa olsun, bu kadar göz önünde bir çift olarak dışarıda sesimizi yükseltmememiz gerekiyor.
- Niye yapıyor bunları?
- Ona soracaksın Şirincim! Ben de mesela çok ani ve fevri tepkiler vermek istiyorum. Ne yani, anne oldum diye bağıramaz mıyım? Ben de bağırmak istiyorum Efe'ye, ben de onun gibi fevri davranmak istiyorum. Ama karar verdim, yapmıyorum. Çocuk sahibi olmak böyle fevri davranışları kaldırmıyor.
- Bazen sevgi her şeyi değiştirir ya; belki siz de dayanarak, sabrederek öğreteceksiniz. Olamaz mı?
- Umarım! Sakin günler zaman zaman geliyor ama bunun, Efe için artık bir yaşam şekline dönüşmesini istiyorum. Benim için hayat sakin zaten.
- Neden birlikte yaşamıyorsunuz da, o otelde kalıyor?
- Çünkü benim evim 100 metrekare ve kendi çalışma masasını istiyor, kendine ait alan istiyor Efe. Şu an o 100 metrekarede dadıyla yaşıyorum ben.
- Ev planınız var mı peki?
- Şu an Bebeköy'de bir ev tuttuk, dekorasyon yapılıyor. Ama o evde bizle birlikte en fazla üç gün geçirebiliyor.
Evlilik rüyası olan biri olmadım
- Evlilik rüyanız yok mu?
- Hiç! 'Şöyle bir düğünüm olsun, hemen arkasından bir çocuk patlatayım' şeklinde bir insan değilim. Bununla ilgili de çok haber çıktı, hemen söyleyeyim: Evlilik konuşması bizim aramızda hiç tabu olmadı. Ne zaman keyfi yerinde olsa evlilik muhabbeti açar Efe, ben de çok kızarım. Çünkü ben hep, bu çok ciddi bir şeymiş gibi, açık oturummuş gibi konuşmak isterim. Halbuki, onun yaptığı doğru! Evlilikle ilgili korkusu olan bir adam değil.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.