Son Güncelleme: Pazartesi 17.10.2011
Uçuşa yasak bölge, Libya için çözüm mü?
Libya'da hatırlanması gereken zorluklar
Libya böyle bir uygulama açısından pek çok dezavantaja sahiptir. Öncelikle bu uygulamanın daha önce yapıldığı Irak ve Bosna örneklerine bakıldığında, Irak'ta ABD'nin önemli ölçüde destek aldığı istihbarat birimleri ve kara birliği vardı. Bosna ise Libya'dan 35 kat daha küçüktür ve yakın çevrede lojistik destek verecek pek çok üs söz konusudur. Bütün bu avantajlarına rağmen her iki ülke için de uçuşa yasak bölge uygulamasının ne kadar etkin olabildiği bugün için bile tartışmalı bir konudur. Çünkü açık bir bombardımana dönüşebilen bu uygulamada pek çok sivil hedef vurulabilmekte ve can kayıpları yaşanabilmektedir. Libya örneğinde ise operasyonu yürütmesi muhtemel İngiliz, Fransız ve Norveç hava birliklerinin sağlıklı istihbarat ve kara desteği alması mümkün gözükmemektedir. Ülkenin büyüklüğü göz önüne alındığında operasyonu etkin kılmak için ciddi miktarda avcı uçağına ihtiyaç duyulurken, aynı şekilde civardaki üslerden lojistik destek ihtiyacı vardır. İlk aşamada operasyonda yer almayacak ABD, uçak gemilerinin lojistik desteğini sunabilecekken, İtalya da üslerini kullanıma açacağını daha karar alınmadan açıklamıştır. Bunun yanı sıra müttefik Arap ülkelerinden de bu yönden destek gelmiştir. Türkiye, İspanya ve Malta konumları itibari ile üs sağlayabilecek önemli ülkeler olmakla birlikte, şu anda müdahil olmak istememektedirler. Uygulamanın süresi ve şekli, Kaddafi kuvvetlerinin karşılık verme olasılığı hesaba katıldığında operasyona katılan ülkelerin doğrudan savaşın içine çekilme olasılığı vardır. Bu durumda Irak örneğinde olduğu gibi koalisyon güçleri sivilleri korumaktan ziyade, kendilerini düşürebilecek füzeleri vurmaya yoğunlaşabileceklerdir. Ayrıca bu tip uygulamalarda birliklerin uyacakları kuralları oturtmak ve bunu takip etmek güçlükler barındırdığından, ülkedeki siviller aleyhine pek çok ihlal doğmaktadır. Örnekler tek başına uçuşa yasak bölge uygulamasının sonuç elde etmekten uzak olduğunu göstermektedir. Kara müdahalesi ise Somali örneğinden de hatırlanacağı gibi bir iç çatışmayı daha da içinden çıkılmaz bir hale getirebilmektedir. Yukarıdaki sakıncaların yanı sıra AWACS uçaklarının radar sistemlerinin hata payı, pek çok imha noktasının yerleşim yerlerine yakınlığı, uçuşa kapatılması planlanan Libya'nın kuzeye doğru 2/3'nünün neredeyse Avrupa kıtasının yarısı kadar olması ve Kaddafi'nin açıkça bu saldırılara cevap vereceğini söylemiş olması, Libya örneğinde güçlükleri gözler önüne sermektedir. Kaddafi'nin güçlü bir hava gücünün olmadığı, hava savunma sisteminin ise yetersiz olduğu bilinmektedir. Nitekim bu durum şimdilik Kaddafi'nin geri adım atmasını sağlamıştır. Bununla birlikte her an tavrını değiştirebilecek Kaddafi'nin asıl dayanağı olan kara gücünü böyle bir müdahaleye misilleme için daha acımasızca kullanması veya doğrudan kimyasal silahlara başvurma olasılığı akılda tutulmalıdır. Bütün bu dezavantajları en aza indirmenin yolu, Libya'ya yapılacak bir müdahalenin sorunların çözümü olamayacağının akılda tutulması ve bunun işgale dönüşmemesi yönünde başından itibaren kararlı bir tutum alınmasıdır. Bu nedenle Libya'nın ateşkes kararına rağmen Fransa'nın operasyon söylemini korumasına temkinli yaklaşmak gerekir. Aksi takdirde Libya Irak gibi bitmek bilmeyen bir müdahalenin merkezi haline gelebilir. Her ne kadar amaç sivil ölümlerin önüne geçmekse de bunu tek başına askeri bir müdahaleden beklemek gerçekçi değildir. Kaddafi üzerinde BM'ye üye bütün ülkeler her türlü yaptırım kararını uygulayarak ağır bir baskı oluşturmadıkça bir sonuç elde edilmesi güç gözükmektedir. Bu etki şimdilik sağlanmış gözükmektedir.
EN SON HABERLER
- 1 Ermeni tasarısı ve Senatonun Türkiye politikasına yaklaşımı
- 2 Muhabbetin tatlısı ikramın sağlıklısı!
- 3 Neden Erdoğan? Neden AK Parti?
- 4 Cumhurbaşkanı adaylarının siyasal iletişim stratejileri
- 5 İpek Coşkun: Türkiye Suriyelilerin vatandaşlığına hazır mı?
- 6 Tek başına iktidar mı koalisyon mu?
- 7 Rusya'nın Suriye hamlesinin anlamı
- 8 Seçim ne kadar güvenli?
- 9 Erdoğan'ın Rusya Ziyareti ve Türkiye-Rusya İlişkileri
- 10 Avrupa'nın ve Körfez ülkelerinin mülteci politikası nasıl şekilleniyor?