"Paradigmanın iflası"

'Yeni düzen' talebi engellenemez!
YSK'nın Hatip Dicle hakkında verdiği karar aslında Türkiye'nin bir anda nasıl "istikrarsızlaştırılabileceğini" ve Kürt meselesinin ne kadar "derin" bir problem olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Listeler açıklandıktan sonra, önce ilan edip sonra değiştirdiği kararla bir kişinin ölümüne ve ülkenin 5 günlük bir alacakaranlık kuşağına girmesine neden olan YSK, bugün çok daha büyük bir kaos senaryosunun sahneye konmasına zemin hazırlıyor. YSK bilerek veya bilmeyerek "Kürtlerin yüzünü Ankara'dan çevirmesine" ve o insanların devlete "güven"lerini kaybetmelerini neden oluyor. Mesele Dicle'nin vekil olup olmaması değil, iyice "kırılgan" hale gelen Kürt meselesinin çözüm koşullarının sabote edilmesidir. Toplumun "yeni düzen" talebinin gerisinde kalan rejim, kendi durumunu düzeltmek yerine kendisine yönelen talepleri ortadan kaldırmaya yöneliyor. Kürt siyasetini "makul davranmamakla" eleştirenler, son 20 yılda 5 defa partileri kapatılan, çok sayıda mensubu cezaevinde tutulan bu hareketle bir parça duygudaşlık kurmaya çalışsalar olayı daha iyi görecekler. Tamam, Kürt siyasetini eleştirelim, şiddetle arasına mesafe koy(a)mamasını tenkit edelim, ergenlik dönemi aşırılıklarını kınayalım ama bir hakkı da teslim edelim. Bunları söylerken söz konusu bu kesimlere süre vermeyi ihmal etmeyelim, irrasyonel hukuk pratiklerine son verelim, daha sonra hep beraber hesap soralım. Kürt siyasetine meclisin yolunu kapatanlar, Cizre Lisesi'ndeki gençlere dağın yolunu açtıklarını görmüyorlar mı? Bugüne kadar bu meseleyle ilgili tüm okuduklarınızı bir tarafa bırakın ve bir an için geri yaslanıp düşünün. Bu olayların kime ne faydası var? Hatip Dicle'nin meclisin dışında kalması mı daha çok sorun çıkartır, yoksa mecliste olması mı? BDP'nin 36 vekille değil de sözgelimi 6 vekille parlamentoya gelmesi hangi gerçekliği değiştirecek? Bu arada AK Parti için de küçük bir parantez açmak gerekiyor. AK Parti, bu güne kadar iktidar dilinden uzak durarak iktidarda kalmayı başardığı için rejimin günahlarından arınabildi. Vesayet rejiminin en çok mağdur ettiği hareketlerin başında gelen ve YSK'nın bu hamlesinden en çok zarar görecek olan AK Parti'nin, YSK'yı kollama pozisyonuna itilmeye karşı uyanık durmasında yarar var.
EN SON HABERLER
- 1 Ermeni tasarısı ve Senatonun Türkiye politikasına yaklaşımı
- 2 Muhabbetin tatlısı ikramın sağlıklısı!
- 3 Neden Erdoğan? Neden AK Parti?
- 4 Cumhurbaşkanı adaylarının siyasal iletişim stratejileri
- 5 İpek Coşkun: Türkiye Suriyelilerin vatandaşlığına hazır mı?
- 6 Tek başına iktidar mı koalisyon mu?
- 7 Rusya'nın Suriye hamlesinin anlamı
- 8 Seçim ne kadar güvenli?
- 9 Erdoğan'ın Rusya Ziyareti ve Türkiye-Rusya İlişkileri
- 10 Avrupa'nın ve Körfez ülkelerinin mülteci politikası nasıl şekilleniyor?