Giriş Tarihi: 24.7.2012

'Ateş odunu, haset de iyilikleri bitirir'

Haset eden muradına eremez. Allah'ın yardımına nail olamaz. Haset sahibi, sıkıntı ve keder içinde yaşar, ahirette büyük kayba uğrar

Kalbin hastalıklarından biri olan haset, bir kimsenin elindeki nimetin yok olmasını istemektir. İbadetleri ifsad eden, insanı günaha iten haset, İslamın şiddetle yasakladığı, kişinin hem dünyada, hem de ahirette felâkete uğramasına sebep olan bir duygudur. Allah Resûlü (sav): "İman ile haset bir kulun içinde yerleşmez" (İbn-i Hibban, Beyhaki) buyurarak hasedin mümine yakışmadığını ifade etmiştir. Haset yalnızca günaha sebebiyet veren bir kalbi hastalık olmayıp, aynı zamanda sahibinin iyi amellerini de ortadan kaldırır. Konuyla ilgili bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmaktadır: "Ateşin odunu yiyip bitirdiği gibi, haset de iyilikleri yer bitirir." (Ebu Davud, İbn-i Mace) Allah'u Teâla, Felak Suresi'nin 5. ayetinde: "...ve haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden âlemlerin Rabb'ine sığınırım, de" buyurarak haset duygusu besleyenlerden kendisine sığınmamızı emretmektedir. Başkasına verilen nimeti çekemeyen insanlar, kalplerinde boş yere tasa ve keder taşırlar. Çünkü duydukları üzüntüyle haset ettikleri nimet azalmaz ya da kendilerine verilmez. Böylelikle haset eden muradına eremez ve Allah'ın yardımına nail olamaz. Haset sahibi, hem dünyada sıkıntı ve keder içinde yaşar, hem de ahirette büyük bir kayba uğrar.

KARDEŞ OLUN

Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyorlar: "Birbirinize hiddetlenmeyin, birbirinize haset etmeyin, kıskanmayın, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah'ın kulları! Kardeş olun. Bir Müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz. (Müslim) Günümüzde toplumun kanayan yaralarından olan haset ve kıskançlık hastalığından kurtulmak için, Allah'ın insanlara verdiği rızka, O'nun taksimine razı olmak ve diğer Müslümanları kardeş kabul ederek onların sahip olduğu nimetler için mutluluk duymak gerekir. Elbette ki, ihtiyaç sahibi müminlerin kalplerinde böyle tehlikeli bir duyguya mahal vermemek için Allah'ın kendilerine ikram ettiği zengin Müslümanlar mallarını ihtiyaç sahipleriyle paylaşmalıdırlar. Böylece zengin-fakir arasında denge sağlanarak, kalplerde gerçek kardeşlik tesis edilmiş olur.
CESUR BİR KADIN
Hz. Peygamber
(s.a.v.) döneminde kadınlar bir araya gelirler. Derler ki; "Kocalarımız her türlü sevabı işliyorlar, peki bizim durumumuz ne olacak?" İçlerinden birini seçerek Hz. Peygamber'e (s.a.v.) gönderirler. "Ona durumumuzu soralım, bakalım halimiz ne olacak?" Aralarından Medineli bir kadın olan Hz. Esma'yı seçerler. Hz. Esma Peygamberimiz'in yanına gelir, şöyle konuşur: "Ey Allah'ın Peygamberi, kadınlar tarafından elçi olarak size gönderildim. Allah sizi hem kadınlara ve hem de erkeklere elçi olarak gönderdi. Biz de Rabbimiz'e ve size iman ettik. Bizler evlerde, kapalı alanlarda yaşıyoruz. Erkekler için yemek yapıyoruz. Çocuklarına bakıyoruz. Çamaşırlarını yıkıyoruz. Erkeklerimiz bizimle arzularını gideriyorlar. Çocuklarını karnımızda taşıyor ve sonra binlerce meşakkatle doğuruyoruz. Ama erkeklerimiz sevapta bizden daha öndeler. Çünkü onlar cuma namazına gidiyorlar, cemaatle namaza katılıyorlar. Seninle gerektiğinde savaşa çıkıyorlar, cemaatle namaz kılıyorlar. Sürekli yanında bulunuyor, öğrenmeleri gerekeni rahatça öğreniyorlar. Hacca ve umreye gidiyorlar. Hastaları ziyaret ediyorlar. Birine maddi yardım olacağında hemen orada o işi yapıyorlar. Biz ise evlerini koruyoruz. Elbise ve ayakkabılarını dikiyoruz. Çocuklarını büyütüyoruz. Şimdi biz sevapta onlarla ortak mıyız, değil miyiz?" Hz. Esma'nın bu cesur çıkışı ve bu sorusu Hz. Peygamber'i son derece memnun etti ve huzurunda oturan sahabeye şöyle buyurdu: "Din konusunda bu kadından daha güzel soru soran bir kadın gördünüz mü?" Sahabe de şaşırdı. "Hayır" dediler. "Biz bu hanımın böyle anlamlı bir soru soracağını tahmin edemedik." Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.), Hz. Esma'ya dönüp şöyle buyurdu: "Beni dikkatli dinle ve anla. Arkadaşlarına da bunu anlat. Kocasıyla iyi geçinen, ona iyi davranan kadın kocasının yaptığı her iyiliğe, kazandığı her sevaba aynen ortaktır." Hz. Esma (r.a.) bu sözleri duyunca büyük bir sevinçle arkadaşlarına döndü. Ailede esas olan karşılıklı rıza, sevgi ve anlayıştır. Bence kadınlar Allah'ın rızasını kazanmak konusunda erkeklerden daha şanslıdırlar.
BÜYÜKLERİN DUALARI
Hz. Aişe'nin Duası: Ey Allah'ım! Ben senden hayrın tamamını, şu anda olanını, geleceğini, bildiğimi ve bilmediğimi talep ederim. Şerrin bütününden, şu anda olanın da ve geleceğinden, bildiğimden ve bilmediğimden sana sığınırım. Senden cennet ve cennete yaklaştırıcı söz ve hareketleri isterim. Ateşten, ateşe yaktırıcı söz ve hareketlerden de sana sığınırım. Senin kulun ve Resulün Muhammed (s.a.v.)'in senden istediği hayrı senden istiyorum. Kulun ve resulün Muhammed (s.a.v.) her neden sana sığınmışsa, ben de aynı şeyin şerrinden sana sığınırım. Senden isteğim, bana herhangi bir işi takdir buyurduğun zaman onun neticesini doğrulukla sona erdirmendir. Ey rahmet edenlerin en fazla rahmet edeni! Bütün bunları rahmetinden talep ederim...

Soru-cevap

1- Türbe ziyaretlerinin usulü nedir?
Türbe ziyareti mezar ziyaretidir. Mezarları ziyaret sünnettir. Peygamberimiz bunu teşvik etmiştir. Ancak orada mum yakmak, çaput bağlamak, etrafında tavaf etmek, ondan bir şey istemek gibi hususlar bid'attır. Şirke yol açacak tavırlardır. Ancak orada durup Allah'tan tevbe ve istiğfar dilenir ve türbe sahibine de dua edilir. Doğru olanı budur.

2- Eşim, anne ve babamı ziyaret etmemi yasaklıyor. Buna hakkı var mı?
Eşinizin, anne ve babanızı ziyaret etmenizi engelleme hakkı yoktur. Zira akrabalarla bağı kesmek yasaklanmıştır. Kuran, anne ve babaya iyiliği emreder. Bu emre engel olmak büyük günahlardandır.

3- Ölünün 52. günü var mı?
Ölenin 40. veya 52. günü şeklindeki uygulamanın dini bir kaynağı yoktur. Ama kişi vefat eden yakınının 40. veya 52. gününde hayır yapacaksa, mevlit veya hatim okutacaksa bunun da sakıncası yoktur. İstediğiniz gün istediğiniz iyilikleri yapıp, vefat edenin ruhuna gönderebilirsiniz.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.