Pazartesi 30.07.2012
Son Güncelleme: Pazartesi 30.07.2012

Zenginin malındaki fakirin hakkı: Zekât

Toplumdaki gelir düzeyini dengeleyen zekât, zenginin malını manen temizleyip arındırırken, ihtiyaç sahibine de rahat bir nefes aldırır

Dünyada kazanılan mal geçici ve yok olucudur. Bunun tek istisnası, Allah yolunda infak edilen maldır. Rabbimiz'in rızası için harcanan her zerre, ebedi âlemde kul için bir kazanç ve tükenmez bir hazinedir. Harcanmayan ve elde sımsıkı tutulan mal, sahibinin dünyayı terk ettiğinde ayrılmak zorunda kalacağı ve mirasçıları bu dünyada onun kazancını tüketirken, onun ise hesabıyla uğraşacağı bir yük olacaktır. Allah-u Teâlâ'nın insanlara lütfettiği malda, elbette ki yakınlardan başlamak üzere ihtiyaç sahiplerine verilmesi gereken bir pay vardır. Zekât, zenginin malındaki fakirin hakkıdır. Toplumdaki gelir düzeyini dengeleyen zekât, zenginin malını manen temizleyip arındırırken, ihtiyaç sahibine de rahat bir nefes aldırır. Üstelik fakirin zengine haset etmesinin, zenginin ise fakiri hor görmesinin önüne geçer. Böylece sevgi ve kardeşlik hukuku kuvvetlenir.
CİMRİLİKTEN SAKININ

Cimrilik edenler hakkında Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Allah'ın kereminden kendilerine verdiklerini (infakta) cimrilik gösterenler, sanmasınlar ki o, kendileri için hayırlıdır; tersine onlar için pek fenadır. Cimrilik ettikleri şey de kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır." (Al-i İmran, 180) Hz. Peygamber (s.a.v.) ise bu konuda şöyle buyurmuşlardır: "Zekât ile mükellef olup da bunu yerine getirmeyen her kişiye, kıyamet gününde ödemediği zekât borcu azgın bir yılan haline getirilerek o kişilerin boyunlarına dolanacaktır!" (İbn-i Mace, Nesai) Cimrilik sadece zekât vermemek değildir elbette...O bütün hayata çirkince sirayet eden kötü bir ahlaktır. Kâinata baştan sona rahmet getiren güzellik Peygamberi Efendimiz (s.a.v.), cimriliği şu şekilde yasaklamışlardır: "Cimrilikten mutlaka sakının! Çünkü cimrilik bir toplumu zekât vermeyi terke, akrabalık bağlarını kesmeye ve birbirlerinin kanını dökmeye sürükler." (Ebu Davud) Yine, "Şu iki sıfat bir müminde bulunmaz; cimrilik ve kötü ahlak!" (Tirmizi, Ebu Davud) buyuran Peygamberimiz (s.a.v.): "Allah'ın adına yemin ederim ki, hiç bir cimri cennete giremez!" (Suyuti) ifadeleriyle cimrinin hazin sonuna işaret etmektedir. Büyük İslam âlimi İmam-ı Azam Ebu Hanife (r.a.) şöyle der: "Ben cimri kişiyi emin ve güvenilir bulmam. Çünkü cimrilik onu, her şeyi inceden inceye hesaplamaya ve aldanma korkusuyla hakkından fazlasını almaya sürükler. Bu vasıftaki bir kişi güvenilir ve emanete layık değildir." Bu kötü hasletten korunmak için, kendimizi ihtiyaç sahiplerinin yerine koymalı ve Allah yolunda infak etmeye gayret etmeliyiz.
BAŞINIZI DAİMA KIBLEYE ÇEVİRİN
Aklımız başımızdayken kıbleye dönmeyi bilmek lazım. Kişinin hayattayken gönlü nerede ise ölürken de gönlü oraya kayarmış. Ölmek üzere olan biri, sürekli para sayar gibi parmak hareketi yaparmış. Bu hali birkaç gün devam etmiş. Zamanın büyüklerinden birine soruluyor: "Bu adamın hali nedir?" diye. O cevaben şöyle demiş: "Araştırın, bu adamın ya mesleği para saymaktı veya parayı çok sevdiği için sürekli parasını sayardı." Kalbi paraya takılmış kalmıştı. Şu son nefeste de Allah onun kalbini para ile meşgul ediyor. Çünkü insanın hayatı boyunca kalbi ne ile dolu ise ölürken de kalbi onunla dolu olur.
HZ. ALİ VE KIBLESİZ ADAM

Hz. Ali, Medine çarşısında dostlarıyla yürürken yere düşen birini görür. Adam belli ki kalp krizi geçirmekte veya benzeri bir hastalıktan ötürü son nefesini vermekte. Hz. Ali, Müslüman olduğunu tahmin ettiği bu adama doğru koşar ve başını ile gövdesini kıbleye çevirmeye çalışır. Fakat gariptir ki, adam sürekli başını kıbleden ters tarafa doğru çevirmeye gayret eder. Bir iki gayretten sonra Hz. Ali adama müdahale etmekten vazgeçer ve oradakilere, "Adamı kendi haline bırakın" der. Nihayet adam sırtı kıblede olduğu halde can verir. Hz. Ali camiye doğru yürürken arkadaşlarından birisi merakla bu garip olayı büyük imama sorar: "Ey Ali !" der. "Bu gördüğümüz ibretli hal nedendi ? Neden bu adam sürekli sırtını kıbleye çevirdi ?" Hz. Ali üzgün bir şekilde cevap verdi: "O hayatı boyunca yüzünü kıbleye çevirip secde etmemişti. Kıble ehli bir insan gibi hareket etmemişti. Son enfesinde de Allah onu istemedi. Çünkü kıbleye dönerek, can vermeyi hak etmemişti. Yüce Rabbimiz de onu kıblesine kabul etmedi."

SORU-CEVAP

1 Mahkemeye boşanmak için başvurduk. Mahkeme boşarsa dinen de boşanmış olur muyuz?
Mahkeme yoluyla gerçekleştirilen boşanmalar bir bain talak (boşanma) olarak geçerlidir. Yani eşinizle dinen de boşanmış olursunuz
2 Hac yapmaya sağlık nedeniyle gücü yetmeyen kişi, vekâleten hac yaptırmak yerine, bu parayı sadaka olarak vermekle hac sorumluluğundan kurtulur mu?
Farz ibâdetlerde asıl olan kişinin bizzat kendisinin yapmasıdır. Ancak bazı ibâdetler, bazı durumlarda vekâlet yoluyla yaptırılabilir. Hac ibâdetini yapamayacak derecede sağlığı bozulan veya aşırı yaşlılık nedeniyle kendisi hacca gidemeyecek durumda olanlar kendi yerine hac etmesi için masraflarını karşılayarak vekil gönderebilirler. Fakat vekil gönderecek parayı fakirlere sadaka olarak vermekle veya bir hayır kurumuna yardım yapmakla hac görevini yerine getirmiş sayılmazlar. Böyle yapanın hac borcu düşmez, sadakasının sevabını alır.
3 Oruç tutmuşken gündüz ciddi bir travma geçirsem ve orucu bozmak zorunda kalsam, 61 gün ceza orucu tutmam gerekir mi?
Oruçlu iken ciddi bir tıbbi problem oluşursa veya hayatınızı tehlikeye sokacak bir olayla karşı karşıya kalacak olursanız veya hakikaten oruca devam edemeyecek bir hale gelirseniz orucunuzu bozarsınız. Bu keyfi bir bozma olmadığı için daha sonra bir güne bir gün kaza edersiniz.
BÜYÜKLERİN DUALARI
Hz. İsa'nın Duası Ey Allah'ım! Ben istemediğimi uzaklaştırmaya, umduğum faydayı elde etmeye muktedir olmadığım bir vaziyette sabahlamış bulunuyorum. Kuvvet ve kudret ise senin elindedir. Ben amelimin sorumlusu olarak sabahlamış bulunuyorum. Bu bakımdan benden daha fakir bir kimse yoktur. Ey Allah'ım! Düşmanımı sevindirecek şekilde beni gülünç duruma düşürme. Dostumu benim felaketimle üzme. Musibetimi dinimde tahakkuk ettirme. Dünyayı bana en büyük hedef olarak kılma. Ey hayy ve kayyum olan Allah'ım ! Bana merhamet etmeyeni bana musallat kılma!
BİR AYET
"Mü'minler, emanetlerini gözeten ve sözlerini yerine getirenlerdir." (Mü'minun, 8)
BİR HADİS
"Münafığın alameti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiğinde sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder." (Buhari, İman)

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.