Giriş Tarihi: 20.8.2014
Anzer'de bal zamanı
Havanın bize oyun oynadığı şu günlerde gidilecek en iyi adres Karadeniz'in yaylaları. Dünyaca ünlü Anzer balının yetiştiği Anzer Yaylası'nda şimdi tam da bal sağım zamanı
Sıcaktan boncuk boncuk terliyor, sabahları 'yorgun uyanıyorum', akşam olunca da 'tükendim takatim kalmadı' diyorsanız ve Akdeniz'in sıcak havasındaki kavurucu güneşin altında yandım kavruldum diyerek tatil yapmak istemiyorsanız rotanız belli: Karadeniz. Trabzon, Rize, Artvin ya da Gümüşhane'de şehir merkezleri 35-40 derece sıcakta nemle boğuşurken bir saat yolculukla çıktığınız yaylalarda zamanı hızla ileri alıyorsunuz. Bir anda ocak ayına geçiyorsunuz, sıcaklık ise eksi 5 derecelere kadar düşüyor. Üç gün boyunca bir Ovit Yaylası, bir Rize merkez, bir Anzer Yaylası bir Trabzon merkez derken vücudunuz çakı gibi oluyor.
GÖĞE KOMŞU EVLER
Yaylalara gitmenin bir zamanı var elbette. Bunun için doğa sizi uyarıyor. Davet ediyor, hem de 'vargel' ve 'vargit' çiçekleriyle... Vargel çiçekleri bembeyaz açınca yöre insanı, hayvanını, tenceresini, tavasını, yorganını, yastığını alıp yola revan oluyor. İstikamet Zigana'nın, Ovit'in, Kop'un en yüce zirveleri. Vargit zamanı yani eylül sonu mor açan çiçeğe kadar konaklanıyor 'göğe komşu' evlerde... Göğe komşu diyoruz çünkü gündüz bulutlar gece ise yıldızlar size arkadaşlık ediyor.
BAL GİBİ BİR TATİL
Ayder, Ovit, Kabahor, Pokut, Varçenik, Kafkasör hepsi birbirinden kıymetli yaylalar. Saymakla bitmez Karadeniz'in yaylaları ama bir tanesi var ki insanın ruhunda 'bal gibi' bir tat bırakıyor. Dünyaca ünlü Anzer balının yetiştiği, binbir derde deva balın memleketi Anzer Yaylası'ndan, 3 bin 80 çeşit çiçeğe ev sahipliği yapan bir yayladan bahsediyoruz. Rize'nin İkizdere ilçesinin 2 bin 300 rakımlı yaylası olan Anzer'de, Ballıköy ve Çiçekli köyde yaklaşık bin kovanda arıcılık yapılıyor. Hava şartları ve çiçek florasının çok değişken olması nedeniyle yıllık ortalama 100 ila 200 kilo arasında Anzer balı elde ediliyor. Anzer balını yörede yaklaşık 150 yıldır balcılıkla geçinen Kangel ailesinin en yaşlı üyesi olan 82 yaşındaki İbrahim Kangel'den dinledik. Bu tatlı dünyaya yolculuk etmek için en doğru arkadaşı seçmişiz. İbrahim Dede üç yıl önce eşini kaybetmiş. Kışın Samsun'da yazın ise Anzer'de yaşıyor. En sıkı dostları arıları. Yıllardır Anzer balı denince akla gelen ilk isim olan İbrahim Dede, bu yıl bal veriminin düşük olduğunu söylüyor: "Gökten kudret yağmıyor" diyor. Ne kadar da anlamlı bir cümle. Yani "Allah bir günde 4.5 kilometre yol yapabilen arıya bal getirecek gücü kudreti ve çiçeği vermedi bu sene" demek istiyor. İbrahim Dede balın yolculuğunu ise şöyle anlatıyor: "Arıları mart başından itibaren şeker ve şerbetle besliyoruz. Bu arının bal yapması için değil yaşaması için yapılır. Bu şekilde enerji toplar, yavrular cana gelir. Mayıstan sonra asla şeker verilmez. Çünkü artık arı bal için çalışır. Doğa da zaten çiçeklerini açmaya başlamıştır. Ağustostan itibaren ise bal sağımı yapılır." Dile kolay, bir kovan arı 'Gökten kudret yağarsa' bir günde bir kilo bal yapabiliyor.
ALTINDAN DAHA KIYMETLİ
Sınırlı miktarda üretilen Anzer balından alabilmek için çok sayıda kişi randevu sistemiyle sıraya alınıyor. Devletin üst protokolü de Anzer balını bekleyenler arasında. Cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlar bekliyor ancak İbrahim Dede'nin önceliği kanser hastaları. Kilosu bu yıl 700 TL olması beklenen Anzer balının kansere iyi geldiği biliniyor. Doktorlar hastalarına öneriyor. Hal böyle olunca İbrahim Dede "Keyif için değil şifa için satarım" diyor. Şifanın kaynağını ise Karadeniz Teknik Üniversitesi'nin araştırması ortaya koyuyor. Anzer Yaylası'nda dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan 3 bin 80 çeşit çiçek türü bulunuyor. Uzun iğneli ve iri gövdeli Kafkas arı ırkı da bu bölgede yaşıyor. İşte bu yüzden bu bal, altından daha kıymetli. Anzer balının dışında bu bölgenin farklı kesimlerinde yetişen balın fiyatı 100 TL'den başlıyor.
NE YENİR?
NEREDE KALINIR?
Anzer ve çevresindeki yaylaları gezmek istiyorsanız Rize'nin İkizdere ilçesinde konaklayabilirsiniz. Buradaki en büyük tesis Ridos Termal Otel. Bu otelin yanı sıra serender evleri (yayla evleri) şeklinde yapılmış butik otel de var. Biz Çiçekli Köyü'ndeki tek otel olan Anzer Çiçekli Köy Oteli'nde konakladık Arslan Demircan ve eşi İlknur Demircan'ın işlettiği iki katlı beş odalı otelde, çift kişilik oda kahvaltı ücreti 130 TL. Ancak otelin en güzel yanı, dışı beton olmasına rağmen odalarının içinin çam ahşapla kaplı olması. Oda, doğal olarak çam ağacı kokuyor. Bütün bunlar bir araya gelince şehir insanı bu yörede kendine bal gibi detoks yapma imkanı buluyor.
GÖĞE KOMŞU EVLER
Yaylalara gitmenin bir zamanı var elbette. Bunun için doğa sizi uyarıyor. Davet ediyor, hem de 'vargel' ve 'vargit' çiçekleriyle... Vargel çiçekleri bembeyaz açınca yöre insanı, hayvanını, tenceresini, tavasını, yorganını, yastığını alıp yola revan oluyor. İstikamet Zigana'nın, Ovit'in, Kop'un en yüce zirveleri. Vargit zamanı yani eylül sonu mor açan çiçeğe kadar konaklanıyor 'göğe komşu' evlerde... Göğe komşu diyoruz çünkü gündüz bulutlar gece ise yıldızlar size arkadaşlık ediyor.
BAL GİBİ BİR TATİL
Ayder, Ovit, Kabahor, Pokut, Varçenik, Kafkasör hepsi birbirinden kıymetli yaylalar. Saymakla bitmez Karadeniz'in yaylaları ama bir tanesi var ki insanın ruhunda 'bal gibi' bir tat bırakıyor. Dünyaca ünlü Anzer balının yetiştiği, binbir derde deva balın memleketi Anzer Yaylası'ndan, 3 bin 80 çeşit çiçeğe ev sahipliği yapan bir yayladan bahsediyoruz. Rize'nin İkizdere ilçesinin 2 bin 300 rakımlı yaylası olan Anzer'de, Ballıköy ve Çiçekli köyde yaklaşık bin kovanda arıcılık yapılıyor. Hava şartları ve çiçek florasının çok değişken olması nedeniyle yıllık ortalama 100 ila 200 kilo arasında Anzer balı elde ediliyor. Anzer balını yörede yaklaşık 150 yıldır balcılıkla geçinen Kangel ailesinin en yaşlı üyesi olan 82 yaşındaki İbrahim Kangel'den dinledik. Bu tatlı dünyaya yolculuk etmek için en doğru arkadaşı seçmişiz. İbrahim Dede üç yıl önce eşini kaybetmiş. Kışın Samsun'da yazın ise Anzer'de yaşıyor. En sıkı dostları arıları. Yıllardır Anzer balı denince akla gelen ilk isim olan İbrahim Dede, bu yıl bal veriminin düşük olduğunu söylüyor: "Gökten kudret yağmıyor" diyor. Ne kadar da anlamlı bir cümle. Yani "Allah bir günde 4.5 kilometre yol yapabilen arıya bal getirecek gücü kudreti ve çiçeği vermedi bu sene" demek istiyor. İbrahim Dede balın yolculuğunu ise şöyle anlatıyor: "Arıları mart başından itibaren şeker ve şerbetle besliyoruz. Bu arının bal yapması için değil yaşaması için yapılır. Bu şekilde enerji toplar, yavrular cana gelir. Mayıstan sonra asla şeker verilmez. Çünkü artık arı bal için çalışır. Doğa da zaten çiçeklerini açmaya başlamıştır. Ağustostan itibaren ise bal sağımı yapılır." Dile kolay, bir kovan arı 'Gökten kudret yağarsa' bir günde bir kilo bal yapabiliyor.
ALTINDAN DAHA KIYMETLİ
Sınırlı miktarda üretilen Anzer balından alabilmek için çok sayıda kişi randevu sistemiyle sıraya alınıyor. Devletin üst protokolü de Anzer balını bekleyenler arasında. Cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlar bekliyor ancak İbrahim Dede'nin önceliği kanser hastaları. Kilosu bu yıl 700 TL olması beklenen Anzer balının kansere iyi geldiği biliniyor. Doktorlar hastalarına öneriyor. Hal böyle olunca İbrahim Dede "Keyif için değil şifa için satarım" diyor. Şifanın kaynağını ise Karadeniz Teknik Üniversitesi'nin araştırması ortaya koyuyor. Anzer Yaylası'nda dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan 3 bin 80 çeşit çiçek türü bulunuyor. Uzun iğneli ve iri gövdeli Kafkas arı ırkı da bu bölgede yaşıyor. İşte bu yüzden bu bal, altından daha kıymetli. Anzer balının dışında bu bölgenin farklı kesimlerinde yetişen balın fiyatı 100 TL'den başlıyor.
NE YENİR?
NEREDE KALINIR?
Anzer ve çevresindeki yaylaları gezmek istiyorsanız Rize'nin İkizdere ilçesinde konaklayabilirsiniz. Buradaki en büyük tesis Ridos Termal Otel. Bu otelin yanı sıra serender evleri (yayla evleri) şeklinde yapılmış butik otel de var. Biz Çiçekli Köyü'ndeki tek otel olan Anzer Çiçekli Köy Oteli'nde konakladık Arslan Demircan ve eşi İlknur Demircan'ın işlettiği iki katlı beş odalı otelde, çift kişilik oda kahvaltı ücreti 130 TL. Ancak otelin en güzel yanı, dışı beton olmasına rağmen odalarının içinin çam ahşapla kaplı olması. Oda, doğal olarak çam ağacı kokuyor. Bütün bunlar bir araya gelince şehir insanı bu yörede kendine bal gibi detoks yapma imkanı buluyor.
DİĞER