Oruçlular önemli kararları iftar sonrasına ertelesin!

Acıbadem Maslak Hastanesi'nden Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Kültegin Ögel ve Klinig Psikolog Esra Başöz, oruç tutarken yaşanan hipogliseminin (kan şekeri düşüklüğü) kişinin strese dayanıklılığını düşürdüğünü söylüyor.
Oruç, stres düzeyini gerçekten artırır ve aşırı stres oruç tutanları hipoglisemiye sokar. Oruç tutan kişiler, normalde stres yaratıcı bir durum olarak algılamayacakları şeyleri bile stres yaratıcı durumlar olarak algılayabilir. Bu nedenle ilişkilerinde daha az sabırlı ve toleranslı davranacakları için iş ve eş ilişkilerinde daha fazla sıkıntı, problem yaşayabilirler. İnsanlara karşı daha kırıcı davranabilirler. Bu kişiler oruç tutarlarken, ilişkilerinde çatışmaya yol açabilecek durumlardan kaçınmaya özen göstermelidir.
YEDİKLERİNİZ ÖNEMLİ
Ramazan ayında oruç tutan kişilerin öncelikle hipoglisemiyi daha hafif şiddetle atlatmaları gerekir. Hipogliseminin etkilerini azaltabilmeleri için mutlaka sahura kalkıp, bir şeyler yemek önemlidir.
Sahura kalkmayan kişilerin kan şekerleri daha erken bir saatte düşeceği için; kendilerini daha uzun süre kaygılı, huzursuz ve sıkıntılı hissetmeleri olasıdır. Dolayısıyla baş ağrısı, baş dönmesi, titreme gibi fiziksel belirtileri yaşamaya daha yatkın hale gelirler.
DOKTORUNUZA DANIŞIN!
Bunlara ek olarak bu kişilerin strese yol açan beslenme alışkanlıklarından vazgeçmeleri gereklidir. Bu durum pek bilinmemekle birlikte, bazı besinler vücutta yorgunluğu ve sinirsel duyarlılığı arttırıp, stres tepkisini harekete geçirirler.
B1, B5, B6 ve B2 vitaminlerinin eksiklikleri de kaygı, depresyon, uykusuzluk ve kalp-damar hastalıklarına yol açmaktadır. Bu vitaminlerin eksikliği de strese karşı toleransı ve bunlarla baş etme becerisini düşürür.
Stresi yoğun biçimde hisseden kişilerin, zamanı iyi kullanmaya çalışmaları Ramazan ayı boyunca stresle başa çıkmalarına kolaylık sağlar. Oruçlu kişilerin eğer çok gerekiyorsa psikolojik destek almaları gerekebilir. Bu arada papatya çayının vücudu ve sinirleri rahatlatıcı etkisinden de faydalanılabilinir.
Sürekli stres altındaki kişilerin kan tahlili yaptırarak, vücutlarında eksik olup olmadığına baktırmaları gerekir. Doktorlarına danışan kişilerin, eğer gerekliyse vitamin takviyesi almaları yararlı olacaktır.
Kafeine dikkat edin!
Aşırı kahve tüketimi kişinin kendini kaygılı ve sinirli hissetmesine yol açabilir. Aşırı düzeyde çay, kola, çikolata ve kakao tüketen kişiler için de aynı durum söz konusudur. Çay ve kahve yerine bitki çayları kafein içermedikleri için tercih edilmelidir.