Cumartesi 26.09.2009
Son Güncelleme: Cuma 25.09.2009

'Ailece tatil'de hayat kurtaran stratejiler...

Hafta sonu ailenizle tatile çıkarken sadece aracınızın yağını kontrol etmek yetmez! Kişisel önlemler de almanız gerekir...

Arabanın arka koltuğunda çocuklar arasında kopan kavga ya da vermek zorunda kaldığınız mecburi molalar yüzünden, daha yolun başında tatile çıktığınıza pişman olmuş olabilirsiniz. Ama aşağıda verdiğimiz stratejileri uygularsanız, tatil yolculuğunuzu unutulmaz bir anıya dönüştürebilirsiniz. Ailenizle keyifi bir hafta sonu tatiline çıkarken sorun yaşamamak için şu önerilere kulak verin...
YOLDA SİGARA İÇMEYİN
Bulantıya karşı önlem alın:
Eğer sizi araba tutuyorsa, yolculuğa çıktığınız gün yağlı, tuzlu ve baharatlı yiyeceklerden uzak durmanız gerekir. Bu önlem yolculuk sırasında midenizin daha az bulanmasını sağlayacaktır. (Aslında yağlı yiyecekleri tamamen hayatınızdan çıkarsanız çok daha iyi olur!) Mümkün olduğu kadar az süt ürünü tüketmeniz de midenizin çok hoşuna gidecektir. Tabii alkol ve sigaradan da uzak durmanız şart.
Arkada oturanlara da emniyet kemeri bağlatın:
Bu sadece onların iyiliği için gerekli değil. Emniyet kemerini takmayan arka koltuk yolcuları, bir kaza anında mermiye dönüşür ve vücutları ya da kafalarıyla sürücüye çarparak hızın artmasına neden olabilirler. Bu da, daha ciddi kafa ve göğüs yaralanmaları anlamına gelir.
TELEFONU AÇMAYIN
Pencereleri doğru zamanda açık ya da kapalı bırakın:
Arabaya binmeden bir dakika önce pencereleri ve kapıları aralayın ve yola çıkınca da pencereleri az da olsa açık bırakın. Tabii yoğun trafik olduğu yerlerde, egzoz dumanı yutmamak için pencereleri tamamen kapamayı unutmayın.
Direksiyon başında telefon kullanmaktan kaçının:
Telefonda konuşurken araba kullanmak, konuşmadığınız zamanlara oranla tam dört kat daha fazla kaza geçirme riski taşır. Ayrıca telefonda kulaklıkla konuşmak da kaza riskini düşürmez; telefonda konuşmak görsel dikkatinizi dağıtır. Yıllardır araba kullanıyor olsanız bile, direksiyon başındayken görsel dikkatinizin en üst seviyede olması gerekir.
GICIRDAYAN DİŞLERİN İLACI ŞİŞE MANTARI
Bir dahaki sefere dişlerinizi kontrol ederken sadece aralarında ıspanak kalmış mı diye bakmayın. Kesici ön dişlerinizin köklerine ve üstlerine bakın. Çentikli mi yoksa düz mü, kontrol edin. Eğer düzlerse, bu sizin dişlerinizi gıcırdattığınız anlamına gelir.
GERİLİMİ AZALTIYOR
Dişlerinizi sıkmanız ve gıcırdatmanız sadece uzun vadeli dönemde diş sorunları yaratmaz aynı zamanda çene ağrısına da yol açar. Çözüm nedir? Dişlerinizi şişe mantarıyla tıkayın! Bu öneri size garip gelebilir ama daha sonra bunun için bize teşekkür edeceksiniz. Bir şarap şişesinin mantarını alın ve bu mantarı boylu boyunca ön dişlerinizin arasında tutun. Şimdi mantarı çevreleyen çenenizi ve ağız kaslarınızı birkaç saniyeliğine rahatlatın. Bu orada oluşan gerilimi azaltmaya yardımcı olacaktır.
STRESE KARŞI SEVDİĞİNİZLE KUCAKLAŞIN
Sevdiğiniz birinin yüzünde panik yaşadığına dair bir işaret gördüğünüz zaman, ona hemen yardımı dokunacak bir şey teklif edin. Hayır, Zanax'tan bahsetmiyoruz! Elinizi kastediyoruz. O kişiye doğal yollardan da yardımcı olabileceğiniz ve endişesinden uzaklaştırabileceğiniz artık kanıtlandı.
HAFTA DÖRT KEZ SARILIN
Stres altında bir kişinin beyin röntgeni çekilmiş ve sevdiği biri elini tutunca rahatladığı görülmüş. Bir başka çalışmada ise, evli çiftlerin daha da ileri gittiği ortaya çıkmış. Bu çiftler, sadece ellerini tutmakla kalmıyor, haftada en azından dört kere yarım saat birbirlerine sarılıyormuş. Sonuçta vücutlarının verdiği sinyallerde stres oranlarında büyük bir düşüş olduğu ortaya çıkmış. Tabii, stresin azalması, insanlarla iyi bir ilişki kurmanın sağlımıza yararlarından sadece biri... Ayrıca iyi bir ilişki; mutluluğunuzu artırır ve sağlığınıza daha pek çok yararı vardır.
DAHA GENÇ HİSSEDİN..
Hayatınızda sarılacak kimse yoksa o zaman kedinize, köpeğinize sarılın. Ya da bir arkadaşınızı ziyaret edin. Sevgi dolu bir ortam kendinizi daha genç hissetmenizi sağlar.
KRONİK BRONŞİTTEN MEYVE İLE KORUNUN
Birçok insanın 'havalandırma' sistemi doğru çalışmıyor. Halk arasında kronik bronşit ve amfizem olarak bilinen 'COPD'; Amerika ve Kanada'daki ölüm sebepleri listesinde dördüncü sırada yer almaktadır. COPD hastalığının başlıca tetikleyicisi sigaradır. Ancak sigara içmeyen birçok kişi de bu hastalığa yakalanabilir. Çünkü pasif içiciler ve hava kirliliğine duyarlı kişiler de risk grubundadır.
D VİTAMİNİ ALMALISINIZ
Ayrıca belinizin kalınlaşması ve kalp hastalıkları riskinin artması da COPD'ye yakalanma riskinizi artırır. Ancak bol miktarda meyve, sebze, balık ve tam tahıllı gıdalar yiyerek temiz havanın size gelmesini sağlarsınız. Nefes alma organlarınızı sağlıklı tutmanızın bir diğer yolu da yeterli miktarda D vitamini almanızdır. Bu vitamin, kronik akciğer hastalığına sebep olan iltihaplanmayı önler.
KANSERLE SAVAŞTA DUDAKLARA DİKKAT!
Güneş koruyucu kullananların yüzde 60'ından fazlası dudaklarını es geçiyor. Oysa, SPF içeren ürünler kullanmak dudaklarınızı kanserden koruyarak 'öpülebilir' olmalarını sağlar. Cilt kanseri türü olan skuamöz hücre kanserinin en çok göründüğü yerlerden biri dudaklardır... Bu kanser türü özellikle alt dudakta ortaya çıkar. Çünkü alt dudağınız güneşe daha çok maruz kalır! Güneşten korunmak için dudağınıza ne sürdüğünüze çok dikkat edin. Dermatologlar, dudak parlatıcılarının, UV ışınlarını daha çok çektiğini söylüyor. Bu nedenle SPF içeren bir dudak koruyucu kullanın ve bunu birkaç kez tazeleyin.
TEKRARLAYIN
Bir şeyler yedikten sonra koruyucunuzu yenilemeyi ihmal etmeyin. Eğer dudaklarınız hali hazırda güneşten zarar gördüyse, evdeyken onlara biraz sızma zeytinyağı sürerek nemlendirin. Kulağınıza garip mi geldi? O zaman, kendinize zeytinyağı içeren ürün alın. Çünkü zeytinyagı ciltteki UVB hasarını azaltmakta çok başarılı.
SONBAHAR DEPRESYONU HÜZÜNLE ORTAYA ÇIKIYOR
Günlerin kısaldığı, havaların soğuduğu sonbaharla birlikte depresyona girenlerin sayısı da artıyor. Psikolog Ferahim Yeşilyurt, "Hüzün, yorgunluk ve enerji azlığı sonbahar depresyonunun en bariz belirtileridir" diyerek şu bilgileri verdi:
DÜZENLİ UYUYUN
"Güneşi az görmek, iş sorumluluklarının artması, okulların başlaması ve havaların serinlemesi insanlarda birtakım ruhsal değişimlere neden olur. Sabahları yataktan kalkmakta güçlük çekilir, cinsel enerji azalır ve karamsarlık başlar..." Psikolog Yeşilyurt, sonbaharda yaşanan enerji eksikliğine karşı şunları önerdi:
Düzenli egzersiz yapın. Günde bir saat yürüyüş bile yeterli.
Sağlıklı beslenmeye özen gösterin.
Düzenli uyuyun. Aynı saatte yatıp, aynı saatte kalkın.
Güne mutlaka iyi bir kahvaltıyla başlayın.
Arkadaşlarınıza vakit ayırın.
İşyerinde kısa molalar verin.
Keyif aldığınız aktiviteleri planlamaya çalışın.
GÜN IŞIĞI AZALIYOR ENERJİ DÜŞÜYOR
Sonbahar depresyonunun kadınları daha fazla etkilediğini vurgulayan Psikolog Ferahim Yeşilyurt, sağlıklı bir ruh hali için beslenmenin önemine dikkat çekti: "Sonbaharda beyaz şekerden uzak durmak gerekir. Şekeri doğal meyvelerden kullanmak daha iyidir. Vitamin eksikliğine bağlı yorgunluk ve halsizlik için de sebze ve meyvelerden doğal vitamin alınmalıdır."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.