Son Güncelleme: Çarşamba 31.03.2010
Panik atağı grip bile tetikler!
Yoğun stres altında çalışanlarda gribal enfeksiyonların daha uzun sürdüğünü belirten Prof. Dr. Sedat Özkan, "Panik atağı duygu ve düşüncelerin dışında hastalıklar da tetikleyebilir. Grip bile panik atak sebebi olabilir" diyor
Panik atak sırasında ölüm, delirme ve kontrolünü kaybetme korkusu gibi şikayetlere ek olarak çarpıntı, göğüs ağrısı, bayılacakmış gibi olma ve nefes darlığı gibi yakınmalar hissedilir. Bunun sonucu olarak hastalar, kalp krizi geçirdikleri düşüncesiyle sık sık acil servise başvururlar. Hastayı değerlendiren hekim, çoğu kez bu yakınmaların nedenini tam olarak saptayamaz. Haftalar ilerledikçe hastada daha sık panik atak görülür. Kişi, bunların nedenini saptamada yetersiz kalır ve sebebi saptanamayan ciddi bir hastalık bulunduğu varsayımından hareketle kesin tanı için uygun bir uzman aramaya başlar.
KASKATI KESİLİRLER!
Gerçek bir kalp krizinin belirtileri, göğüste basınç duyumu, yaygın bir göğüs ağrısı ve seyrek olarak ortaya çıkan çarpıntıdır. Bu belirtilerin çoğu dinlenince azalır. Ancak kaygılı ve panik içindeki kişi, yatağa uzansa bile belirtiler sürer. Panik atağı yaşayanlar, inme (felç) geçireceklerine ilişkin korku geliştirirler. Uyuşukluk, kaskatı kesilme, karıncalanma ve güç yitimiyle uğraşırlar. Panik atak inmeye yol açmaz. Ancak panik atak sırasında kan basıncı biraz yükselse bile bu durum hiçbir zaman bir inmeyi tetiklemez.
TEDAVİSİ VAR!
Evet. Yoğun stres altında çalışanlarda ve depresyon hastalarında son yıllarda gribal enfeksiyonlar çok uzun sürüyor. Grip ve depresyon, panik bozukluğu ağırlaştırıyor.
Tedavinin üç alt boyutu var: Bilişsel, psikolojik ve sosyolojik... Tedavi için ilaç gereklidir. Ama tek başına yeterli değildir. İlaç, kişinin panikle baş edebilmesine yardımcı olur. Psikolojik tedaviler planlanırken hastalığın niteliği, kişinin kim olduğu ve çevresi dikkate alınır.
Panik bozukluk ciddi, fakat kolaylıkla tedavi edilebilen bir hastalıktır. Sistematik bir tedaviyle çok büyük oranda tedavi edilebilir. Tedavinin amaçları; atakların tekrarlayabileceği endişesiyle yaşadığı beklenti kaygısını sona erdirmektir. Panik bozuklukla birlikte görülebilen diğer psikiyatrik ve bedensel bozuklukları tedavi etmektir. Tedavinin ilk adımı eğitim olmalıdır. Kişi yaşadığı durumla ilgili bilgilendikçe daha rahat ve güvenli olacak; tedaviye katılımı artacaktır. Biz kişiye panik atağın akıl hastalığı olmadığını, tedavi edilebilen bir rahatsızlık olduğunu anlatıyoruz.
PSİKOTERAPİNİN SÜRESİ DEĞİL, SÜRECİ ÖNEMLİ!
Eğer çok gerekirse ilaç tedavisine başlanır. İlaç tedavisine başlanmadan önce olası organik olayların ayrımı yapılır ve ilacın etki biçimiyle birlikte olası yan etkileri anlatılır. İyi bir hasta, hekimle birlikte hareket eder.
Panik atakta, korkunun üzerine aşamalı olarak gidilir. Yapılan çalışmalar özel bir psikoterapi türü olan bilişsel ve davranışçı terapinin, ilaç tedavisiyle birlikte uygulanmasının hastaların yüzde 90'ında yararlı olduğunu göstermiştir. Psikoretapinin süresi değil, süreci önemlidir. Bir tanı konunca gerek terapi gerekse ilaç süreci en az altı ayı kapsamalıdır. Kişinin katılımı ve ailenin tutumu tedavi süresini etkileyebilir.
Yaşadıklarının geçici olduğunu ve mutlaka atlatacaklarını hatırlamaya çalışsınlar. Herkesin zaman zaman kaygıları olabileceğini düşünsünler. Olağan bir biçimde soluk alıp versinler. Panik atak, bedensel, zihinsel ya da toplumsal olarak yaralamaz.
TAKINTILARLA İLİŞKİSİ VAR MI?
Obsesif kompulsif bozukluğa sahip bireylerde, ayrıca sosyal ve özgül fobisi bulunanlarda, travma sonrası stres yaşayanlarda, anksiyete, somatizasyon ve yapay bozuklukta görülür. Bunun yanı sıra şizofreni ve temaruz gibi diğer psikiyatrik rahatsızlıklarda da panik atak baş gösterebilir.
ATAKTAN KORKMADAN SEKS VE SPOR YAPIN!
Eğer bu gibi etkinlikler, kişide kaygı uyandıran durumları kapsıyorsa, tabii ki kaygı doğmasını tetikleyecektir. Ancak duyulan kaygıya karşın bunları denemek ve yaşananların gerçekten tehlikeli olup olmadığını öğrenmek önemlidir. Bence kişi ataklardan korkmadan seks de yapar, koşu bandında da koşar.
Ani yaşam değişimleri, yeni ortamlar, ilişkilerdeki ani krizler, ergenlikve menopoz panik atağa neden olabilir. Ayrıca işsizlik ve toplumdaki ani değişikliklerle birlikte azalan güven ve emniyet duygusu da hastalığı tetikleyebilir.
Öncelikle direncin tedaviden mi yoksa hastadan mı kaynaklandığını ayırt etmek gerekir. Ayrıca hasta ve hekim arasındaki işbirliği de önemlidir. Bazı panik ataklar niteliği nedeniyle dirençlidir. Bazen de hastalar değişime açık değildir.
İLAÇ HAMİLEDE RİSK YARATABİLİR
Günümüzde hamileliğin ilk aylarından sonra kullanılabilecek ilaçlar da var. Burada hamileler için önemli olan yarar-zarar dengesi... Panik bozukluğun niteliği ve şiddeti, annede ve bebekte ciddi riskler oluşturduğundan ilaçlar mutlaka uzman denetiminde kullanılılmalıdır. Ancak yine de hamilelerde öncelikle ilaç dışı yöntemlerin tercih edilmesini öneriyoruz.
DENETLEMEK ZOR!
Buna genel bir cevap vermek doğru değil. Çünkü hastalığın niteliği, çocukluk deneyimi, yetiştirilme tarzı ve içinde yaşadığı ortam denetlenmesi zor unsurlar... Ancak panik atağın tekrarlama riskini ve şiddetini azaltarak, kontrol altına alabiliyoruz.
SARA KRİZİYLE KARIŞTIRMAYIN!
Bağımlı, çekingen veya obsesif kişilerde panik bozukluk daha sık görülmektedir. Kişi kendine ve yaptıklarına bir türlü güvenemez.
BAYILMALAR OLABİLİR!
Panik bozukluk hastaları, tıbbi testlerle sara krizinden rahatça ayrılabilir. Ayrıca bu hastalarda epileptik nöbet benzeri bilinç kaybı ve bayılmalar görülmemektedir. Bayılan hastanın yanında paniğe kapılmak yerine hemen doktora haber vermek gerekir.
FELÇ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜP ÜZÜLÜYORDU!
35 yaşındaki erkek hasta 'Ölüyorum, ruhum bedenimi terk etmek üzere, çıldıracağım' diyerek; terleme, uyuşma ve felç olduğunu hissetme düşünceleriyle bize başvurdu. Bu durum, hastanın babasının felç olması ve evlerine hırsız girmesiyle baş göstermiş.
TAKINTILIYIM!
Yapılan tüm tetkikler özellikle kardiyolojik ve nörolojik açıdan değerlendirildi. Fiziksel durumu gayet normal görünüyordu. Yani hastanın dış görünüşünde hiçbir anormal bulguya rastlamadık. Ancak hasta bir süre sonra kendi kişiliğini takıntılı ve mükemmeliyetçi olarak tarif etti. Kendisiyle ilgili düşüncelerini bizimle paylaştı. Şimdi ona ilaç tedavisi ile birlikte bilişsel terapi uygulanıyor.
EN SON HABERLER
- 1 Rus hekimler parmağı kesilmeli dedi Türk doktorlar kurtardı
- 2 Hasta eden "genleri" ortadan kaldırıyor! Bilim insanlarından açıklama: "Ömrü onlarca yıl uzatacak 5 adım"
- 3 5 bin yıllık tedavi şifa dağıtıyor! Geçmeyen dertlerine "arı iğnesi" çare oldu
- 4 Hafızayı zehir gibi yapan besin! Haftada 3 defa tüketmek unutkanlığı bitiriyor
- 5 Bilim insanlarından "kalbi 20 yaş gençleştiren" besin keşfi! Bunu yiyenin damarları baştan aşağı yenileniyor...
- 6 Gezegendeki "en sağlıklı besin" açıklandı! Bunu yiyen hastalık yüzü görmüyor
- 7 Çığ gibi büyüyen tehlike: Obezite
- 8 Tek bir tanesinde dünyanın "şifası" var! Yiyenin bağışıklığı "çeliğe" dönüşüyor: Bulmak için Akdeniz'e koşuyorlar...
- 9 Tek yudumu kabızlığa çare oluyor! Sabahları bir bardağı tıkalı bağırsakları anında açıyor…
- 10 Gezegendeki "en sağlıklı besin" açıklandı! Bunu yiyen hastalık yüzü görmüyor