Son Güncelleme: Salı 18.05.2010
Tehlikeli alışverişkolik
Depresyon, satın alma isteğini artırıyor. Çoğu zaman üzüntü, yalnızlık, kızgınlık ve engellenme gibi olumsuz duygular, satın almada artışa neden oluyor. Hastalar aldıkları eşyaların büyük kısmını paketinden bile çıkarmıyor, saklıyor
Psikiyatri Literatürü'nde 1900'lü yılların başında 'Oniomania' olarak tanımlanmış olan bu bozukluk, son yıllarda 'kompulsif alışveriş' şeklinde de ele alınmaktadır. Bu rahatsızlıkta gözlenen belirtiler; sürekli zihinsel uğraşı, satın alma düşüncesi veya eyleminin belirgin bir huzursuzluğa yol açmasıdır. Bazı uzmanlar, kompulsif satın almanın, bireylerin boşluk ve mutsuzluk duygularını gidermek için kullandıkları telafi edici bir yöntem olduğunu ileri sürmüşlerdir.
SUÇLULUK DUYARLAR!
Kompulsif satın alma, çoğu zaman hatırı sayılır borçlara, aile ve evlilik ilişkilerinde kopmaya, hatta yasal zorluklara yol açmaktadır. Satın alma eyleminin peşinden suçluluk duygusu, utanç ve sıkıntı gelmektedir. Hastalar aldıkları eşyaların büyük kısmını paketinden bile çıkarmaz. Genellikle aldıklarını gizleme eğilimindedirler. Bu nedenle sık sık yalana başvururlar. Hastalar, girdikleri borçları ödeyebilmek için çeşitli yasadışı işlere bile girişebilirler. Çalıştıkları işyerinden hesabına para aktaran hastalarımız bile var.
Kompulsif satın almayla ilgili çalışmalar kısıtlı olduğu için, bu hastalığa ait aile öyküsü çalışmaları da oldukça azdır. Ancak yapılan araştırmalarda sosyo-ekonomik durum ile bir ilişki bulunamamıştır.
KADINLAR İÇİN ÖNEMLİ
Takıntının toplumda yüzde 2 ile 16 arası bir sıklıkta görüldüğü ve hastaların çoğunun kadın olduğu ortaya çıktı. Kadınlar genelde elbise, kozmetik eşya ve mücevhere karşı takıntılı bir ilgi duymakta, erkekler ise daha çok elektronik eşyaları tercih etmektedir. Alışverişin duygusallık ve kimlik ile ilgili boyutlarının kadınlar için erkeklerden daha önemli olduğu, kadınların alışveriş yapmayı sosyal etkileşim için olumlu bir davranış olarak gördüğü bilinmektedir.
Yapılan çalışmalar, kompulsif satın almanın psikiyatrik rahatsızlıklarla ilişkili olduğunu göstermiştir. Bununla ilintili olarak, bu bozukluğu başka psikiyatrik bozuklukların (bağımlılık, duygu bozuklukları ya da obsesif kompulsif spektrum bozuklukları vb.) bir türevi olarak değerlendiren varsayımlar ortaya atılmıştır. Bütün bunlar, depresyonla kompulsif satın alma arasında bir ilişki olduğunu gösterir. Depresyon gibi duygulanımlar, kişilerin satın almaya yatkınlıklarını arttırır. Çoğu zaman üzüntü, yalnızlık, kızgınlık ve engellenme gibi olumsuz duygular satın almada artışa neden olur.
SATIN ALMA TAKINTISI OLANLAR ADETA AŞERİYOR!
Hastalığın başlangıcı geç ergenlik ve erişkinlik dönemine rastlamakla birlikte, tam olarak yerleşmesi birkaç yılı alabilmektedir. Ergenlik döneminde görülmesi nadirdir.
MODAYI TAKİP EDİYORLAR
Alışveriş takıntısı, daha çok dürtü düzeyinde ele alınan bir rahatsızlıktır. Kompulsif satın almada davranışların karşı konulamazlığı ve denetlenemezliği, OKB'deki gereksiz, aşırı ve istenmeyen ritüelleri hatırlatır. Ancak, denetlenemeyen satın alma davranışı sergileyen hastalar, marka takıntısında çok görmediğimiz şekilde, adeta ilgili davranış öncesi aşerme yaşamakta ve davranış ortaya çıktığı andan itibaren hedonik bir hoşnutlukla karşılaşmaktadırlar. Bunların yanı sıra, yeniliklerin farkında olmak, son modayı takip etmek, pazarlıkla en uygun fiyatı elde ettiğine inanmak genelde bu tip kişilerde kendine olan güveni arttırır.
ERGEN KİŞİLERDE GRUP YAŞLILARDA İLAÇ TEDAVİSİ!
Antisosyal, borderline, histrionik ve narsist kişilik bozuklukları, bu rahatsızlıkla daha sık birlikte görülür. Psikodinamik açıdan bakıldığında, kompulsif satın alma; narsistlik, zedelenme, psikolojik bağımlılık, öfke, utanç ve umutsuzluk gibi olumsuz duygular, boşluk ve yetersizlik hissi gibi çeşitli olgulara karşı bir savunma olarak işlev görür. Satın alma ya da paranın bir tür takıntı haline gelmesinde sadece biyolojik ya da psikolojik etmenler değil, içinde yaşadığımız toplumun bu davranışa bakış açısı da rol oynamaktadır. Bir davranış, toplum tarafından ne kadar kabul görürse, davranışsal bağımlılığa eğilimli kişilerin kendilerini rahatlatan bu tarz davranışları benimseyip devam ettirmesi daha kolay olur.
TEDAVİSİ ZOR DEĞİL!
Yaşlılarda farmakolojik (ilaç tedavisi) ve psikoterapötik yaklaşımın birarada kullanılması büyük yarar sağlar. Ergenlerde ise daha çok grup terapisi yararlı olabilir. Yine aile terapisinin de olumlu etkileri vardır. Bazı davranışsal tedavi yöntemleri ile motivasyon düşükken bile olumlu sonuçlar alınabilmektedir.
BENLİKLERİNİ KANITLAMAK İÇİN ALIŞVERİŞ YAPIYORLAR!
Kompulsif satın alma davranışının gelişiminde temel kabuller (kendilik değerinin düşüklüğü, incinebilirlik), ebeveynlerden birinin küçük yaşta kaybı, fiziksel yoksunluklar (sakatlık) bulunabilir. Hastaların kendileriyle igili algıları dar kapsamlıdır ve bazen gerçekle uyumsuz çarpıtmalar görülür. Bu da bazen özgüven eksikliği olarak özetlenebilecek bir görünümle karşımıza çıkar. Kişi, benlik algısını arttırmak için özellikle bazı nesneleri alma ihtiyacı duyabilir. Belirli bir konuyla ilgili nesneleri kompulsif şekilde alarak, o konu hakkında yeterli oldukları duygusunu yaşayabilirler.
Taklit marka kullanımına, obsesif kompulsif spektrum rahatsızlıkları içerisinde değerlendirilebilecek bir davranış olarak bakamayız
HASTA ZORLANMAMALI, YAKINLARI YARDIM ETMELİ!
Özellikle bilişsel-davranışçı terapide sıklıkla karşılaşılan düşünsel çarpıtmaları değiştirmeye yardımcı olan özgül yöntemler kullanılmaktadır. Takıntılara eşlik eden rahatsızlık ve kaygıyı azaltmak için, uzun süreli yinelenen uyaranlara karşı sinir sisteminin alıştırılması büyük önem taşır. Eğer korkulan durum gerçek hayatta yaratılamayacak bir durumsa (hastalanma korkusu gibi) 'imgesel karşı karşıya gelme' yöntemi kullanılabilir. Korkulan durum, yinelenen şekilde zihinde yaratılır. Ayrıca OKB hastalarının yakınları, hastanın yaşadığı zorlanmaları denetim altında tutamadığını göz önünde bulundurmalıdır. Hasta yakınları, hastayı tedaviye katılması için zorlamamalıdır.
YARIN: SIK SIK TEMİZLENMEK DE TAKINTI MIDIR?
EN SON HABERLER
- 1 Estetik çılgınlığı dur durak bilmiyor! "Ağlayarak geliyorlar" Bu fotoğrafa benzemek istiyorlar...
- 2 Sabahları içtiğiniz Türk kahvesine sadece 1 kaşık ekleyin! 1 haftada 3 kilo verdiriyor...
- 3 En çok bu bölgede görülüyor! Kan değerlerinize dikkat...
- 4 Kocaeli Şehir Hastanesi'nden Dünya Talasemi Günü'nde önemli uyarılar
- 5 Kalp krizinin sinsi sinyalleri! İlk önce bu belirtileri veriyor...
- 6 Bacak damarlarındaki büyük tehlike
- 7 Ne kadar hiperaktifsiniz? 10 soruda kendinizi test edin...
- 8 Kalp krizinin sinsi sinyalleri! İlk önce bu belirtileri veriyor...
- 9 Ortopedi ve Travmatoloji alanında uzmanlar Konya’da bir araya geldi
- 10 Astım nöbetine dikkat