Son Güncelleme: Çarşamba 17.10.2012
Çocuğunuzu diyetisyene götürmeyin!
Psikolog Zaza Yurtsever, diyetkolik annelerin çocuklarını diyetisyene götürmelerinin yanlış olduğunu söylüyor: Yeme listeleri ve yasaklar çocukların daha çok kilo almasına neden oluyor
Burada yalnızca annenin değil; aynı zamanda babanın da kilosuna bakmak gerekir. Ebeveynlerin her ikisi de genetik olarak yavaş işleyen bir metabolizmaya sahip olabilirler. Bu durumda; çocuğun da metabolizmasının yavaş olabileceği ve dolayısıyla kilolu olabileceği düşünülebilir. Yani anne doğası gereği 42 bedense ve baba da eşdeğer bir bedene sahipse, çocuğun da bu bedenlerde olması kaçınılmazdır. Bu durumda hiçbir sorun yoktur çünkü insanlar doğaları gereği birbirinden farklıdır. Sorun; kişinin genetik olan bu olguyu değiştirmeye çalışmasıyla başlıyor zaten. Genetik olarak 70 kilo olan birinin ısrarla radikal diyetler yaparak 55 kiloya inme çabası, onu uzun vadede daha da şişmanlatıyor.
ROL MODEL OLSUNLAR
Burada her şeyden önce bakmamız gereken şey; çocuğun gerçekten de böyle bir sorununun olup olmadığıdır. Çünkü günümüzde birçok ebeveynin, özellikle de annelerin kiloyla takıntılı bir ilişkisi var. Bu nedenle annelerin, çocuklarını da olduklarından daha kilolu algılama sorunuyla karşı karşıyayız. Nasıl temizlik takıntısı olan bir insan; masadaki kir lekesini, bizim gördüğümüzden daha tehlikeli algılıyorsa, kilo takıntılı anne de, çocuğunu olduğundan daha kilolu görebilir. Eğer gerçekten çocuk hızlı şekilde kilo alıyorsa, o zaman ortada sorun var demektir. Bu durumda; önce uzmana başvurulması ve gerekli tetkiklerin yapılması gerekir. Ortada şeker ya da tiroid hastalığı gibi şişmanlamaya yol açan herhangi fiziksel bir durum yoksa, o zaman bir psikoloğa başvurulmalıdır.
Yasaklar bir sorunu çözmede uygun olabilecek stratejiler değildir. Aileler, çocuklara bu yiyecekleri yasaklıyor ama reklamlar onları bu gıdaları tüketmeye yönlendiriliyor. Bir süre sonra çocuk yasaklanan bu gıdaları gizlice tüketmeye başlıyor. Burada ebeveynlere düşen görev; bir taraftan çocukları uygun biçimde bilinçlendirmek, öbür taraftan da onlara rol model olmalarıdır. İki paket sigara içen annenin, çocuğuna sigarayı yasaklaması işe yaramaz!
GERÇEKTEN AÇ MI?
Yeme bozukluğunun kriteri; kişinin ne kadar yediğiyle ya da kilosuyla orantılı değildir. Çocuk, gününün büyük bir kısmını yemekle ilgili düşüncelerle geçiriyorsa, yedikten sonra suçluluk hissediyorsa, fiziksel açlık hissetmeden yemek yiyorsa, o zaman yeme bozukluğu söz konusudur. Ama fiziksel açlık hissettiğinde yiyorsa ve bunu da iştahla yapıyorsa, o zaman bir sorun yoktur.
Olabilir de, olmayabilir de. Anne ve baba, çocuğuna ayırması gereken zamanı sporda geçiriyorlarsa, çocuk da buna tepki olarak şişmanlayabilir.
Diyetlerle elde edilen başarıların kısa vadeli olduğu ve insanları uzun vadede şişmanlattığı artık bilinen bir gerçek. Ayrıca bu tür müdahalelerin, insanların yemekle olan ilişkilerini de bozduğu aşikar. Dolayısıyla ben çocukların diyete başlamalarını son derece sakıncalı buluyorum. Anneler de çocukları diyetisyene taşımaktan vazgeçsin.
EN SON HABERLER
- 1 Akciğerleri tüm toksinlerden arındırıyor! Doktorların kesinlikle tüketmelisiniz dediği o besin...
- 2 Pelin Karahan'a 1,5 ayda 8 kilo verdiren o diyet! Meğer sırrı çok basitmiş...
- 3 Şaşılığın tedavisi mümkün
- 4 Kan grubunuza dikkat! Bu kan grubundakilerin "demans riski %82 daha fazla"
- 5 Bilim insanları mucizeyi duyurdu! Kanser hücrelerini tek tek yakalayıp öldürüyor
- 6 Gözlerimizin önünde eridi! Diyet yapmadan 20 kilo veren ünlü isim açıkladı: "Her gün bunu yedim..."-
- 7 Kanserin ilk belirtisi ellerde ortaya çıkıyor! Eğer böyle görünüyorsa...
- 8 İklim değişti dünya alarmda
- 9 Aşırı öfke 40 dakika içinde ölüme sürükleyebilir! Kan damarlarını genişletip...
- 10 Gaziantep Şehir Hastanesi Obezite Merkezi Bölgeyi tedavi edecek