Ot kaynatmayı araştırmalara tercih ediyorlar

Medical Park Bahçelievler Hastanesi Erişkin Kemik İliği Ünitesi Sorumlusu Prof. Dr. Sevgi Kalayoğlu Beşışık; yeni yöntemlerle tedavisinde ciddi başarılar elde edilen lenfoma ile ilgili soruları yanıtladı:
Lenf kanseri tedavisi için yurt dışına gitmek gerekli midir?
Kesinlikle hayır! Güncel tedaviler için yurt dışına gitmek artık gerekli değil. Bu hastalık hem ruhani, hem de fiziksel destek gerektirir. Ülke dışında duygusal yakınlık gösterilmeyen hastaların ülkelerinde huzura erdiklerine tanık oldum. Dünyadaki tüm tedavi yöntemleri ve kullanılan yeni ilaçlar artık Türkiye'de mevcut. Kemik iliği nakli yapılan merkez sayısı giderek arttı. Öyle ki nakil adayları İstanbul'da hangi hastaneyi seçsem derdine kapılabiliyor. Nakil bekleyen hasta sırası eridi. Günümüzde çözülmesi gereken; tanı, tedavi ve takiplerin organize olmasını sağlamaktır. Bazen klinik çalışmalar ile ulaşabildiğiniz tedaviler vardır. Bunun için de yurt dışına gitmeye gerek kalmamıştır. Birçok klinik çalışmaya Türk hekimleri ve hasteneleri de dahil edilmektedir.
Klinik çalışmalar ne zaman gündeme gelir?
Diyelim ki elimizdeki tüm silahları, kullanılabilecek tüm ilaçları kullandık fakat hastalık devam ediyor. Bu durumda klinik çalışmalar gündeme gelebilir. Hastanın da onayını alarak çalışma doğrultusunda hastalara henüz kullanımı ruhsatlandırılmamış tedaviler sunulabilir. Ulaşmak istediğimiz çalışmaya ülkemizde katılım mevcut değilse ancak o zaman hastanın yurt dışına gitmesini önerebiliriz. Biz Türk hekimleri, düzgün ve disiplinli olduğumuzu uluslararası alanda kanıtlamış hekimleriz. Dolayısıyla ben dahil ülkemiz hekimleri pek çok uluslararası çalışmada görevlidir.

ZAMAN KAZANDIRIR
Hastalar klinik çalışmalara nasıl yaklaşıyor?
Halkın hatta sağlık otoritelerinin bakış açısı doğru değil. Hasta ve yakınları muhafazakar; aktardan ot alıp kaynatıp içebiliyor ama klinik çalışma doğrultusunda ilaç almayı onaylamıyor.
Klinik çalışmalar neden önemli?
Piyasada satılan bir ilaç önce birinci basamak çalışma ile test edilmiş ve yan etki doğrultusunda ciddi tehlikesi olmadığı kanıtlanmıştır. Ardından ikinci basamak test gelir ki, burada daha çok sayıda hastaya ilaç verilerek hem ilacın güvenilir olduğu hem de etkili bir ilaç olduğu test edilir. Üçüncü basamak testte ilaç çok fazla sayıda hastaya verilir, etkinliği, güvenilirliği başka ilaç ile karşılaştırılır. İlaç bu basamakta da başarılı bulunursa piyasada satışa sunulur. 4. basamak test, ilacın daha etkili kullanımını sağlamak için gözlem çalışması olarak yapılır. Bu aşamalarda, tedavilere dirençli kalmış, başka çaresi olmayan bir hastayı klinik çalışma doğrultusunda ilaç vermek, o ilacın piyasada kullanımına kadar geçen süreyi kısaltmak, hastaya zaman kazandırmak demektir.
Türkiye'de klinik çalışmalar yeterli mi?
Klinik çalışmalar Türkiye'de yapılıyor ancak yeterli değil. Ülke halkının yani hasta ve yakınlarının ve sağlık otoritelerinin klinik çalışmalara daha olumlu bakması ile değişim olacaktır.
HASTA YAKINLARINA AJANDA TUTTURUYORUM
Hasta yakınlarına ciddi bir eğitim veriyorum. Onlardan bir ajanda tutmalarını ve söylediklerimi not etmelerini istiyorum. Bazen o ajandalara ben de yazı yazıyorum. Çünkü bu ajandalar hastaların kimlikleri oluyor.
Ajandada; neleri yiyeceği, yemeyeceği, hangi durumlarda derhal doktoru arayacağı, hangi tarihlerde hangi tahlilleri yapması gerektiği, hangi saatlerde hangi ilaçları hangi ölçüde alacağı, kısacası tedavi süresince ihtiyaç duyacağı her bilgi yer alıyor.
Bu sayede özellikle yaşlı hastalarımda daha fazla verim alabiliyorum. Bazen bir öğretim görevlisiyle ciddi zorluklar yaşarken, öğretim düzeyi düşük bir hasta çok daha uyumlu olabiliyor.