Bilinçsiz ilaç öldürüyor!

Klentze Enstitüsü Kurucusu ve Bilimsel Direktörü, Avrupa Anti-aging Tıbbı Derneği Onursal Başkanı Prof. Dr. Michael Klentze; rejeneratif yani önleyici tıpla ilgili soruları yanıtladı:
Rejeneratif tıp nedir?
Dünya nüfusu giderek daha fazla yaşlanıyor, yaşlılık hastalıkları daha fazla ortaya çıkıyor. Bu nedenle rejeneratif yani önleyici tıp önem kazanıyor. Önleyici tıp derken; kaliteli yaşlanmak için doğuştan sahip olduğunuz risklerin önlenmesine yönelik kişisel tedaviden bahsediyoruz. Riskin değişik türleri var; kolesterol, diyabet, kalp krizi, felç ve bunama en çok bilinenler. Fakat bireyselleşmiş risk dediğimizde, iş başka boyut alıyor.

DÖRDÜNCÜ ÖLÜM NEDENİ
Bireyselleşmiş riskin diğer risklerden farkı ne?
Bireyselleşmiş riskte genetik devreye giriyor. Hangi hastalıklara yatkın olduğu bilinen kişi, önleyici tedavilerle o hastalıklara yakalanmayabilir.
Genetik, sadece gen uzmanlarını ilgilendiren bir alan olmaktan çıkıyor mu?
Aslında her doktorun genetikten anlaması gerekiyor, özellikle de ilaç kullanımı açısından. Çünkü böylelikle ilaç dozu ve tedavi biçimi kişiye göre ayarlanabilir. Kişinin ilacı vücuttan nasıl attığı, nasıl kullandığı anlaşılırsa; daha doğru ilaç tedavileri uygulanabilir. Oysa birçok hastalıkta ezbere ilaç yazılıyor. Bu yarardan çok zarar getiriyor. Yanlış ilaçların yan etkileri; gelişmiş ülkelerde dördüncü ölüm nedeni olarak gösteriliyor. Her sene ABD'de 100 bin, Almanya'da 40 bin, İngiltere'de 10 bin kişi bu şekilde ölüyor. Oysa bu riskleri tek genle belirleyebiliyoruz. Yapmamız gereken, detaylı incelemek. Ancak bunun ulusal sağlık sistemine maliyeti 450 milyon sterlin. Yani hayat da kurtarabiliriz, tasarruf da edebiliriz.
HER HASTA ALZHEIMER OLACAĞINI BİLMEMELİ
Genetik biliminden yararlanarak kişinin genetik profili oluşturulmalı ama bunu önleyici tıp konusunda uzman bir hekim yapmalı. Örneğin; her hasta ileride Alzheimer olacağını bilmemeli. Belki risk; sokağa çıktığında ölme riskiyle aynı olabilir. Bu nedenle riskler iyi saptanmalı.
ÖNLEM ALACAKSA SÖYLENMELİ
Kişiye "10 yıl sonra Alzheimer olacaksın, adını hatırlayamayacaksın" dendiğinde ağır tepki gösterebilir. Ancak bu riski bilip Alzheimer olmamak için önlem alacaksa (ilaç tedavisi, zihin egzersizleri gibi); genetik testler işe yarar. Yani testler; kişinin kontrollerini yapması, yaşamını düzenlemesi açısından motivasyon sağlayabilirse faydalıdır.
EN KÖTÜ İCAT: MEYVE SUYU
Meyve suyu zamanımızın en kötü icadı. Meyve suyu içmek yerine meyvenin kendisini yiyin. Allah bize lif veriyor; biz lifi atıp doğrudan fruktozu saf olarak alıyoruz.
Fruktoz, metabolizmaya hiç iyi gelmeyen bir şeydir çünkü çok hızlı bir şekilde metabolizmadan çıkar ve yağ olarak saklanır. Oysa meyve yersen, lif alırsın.
KAHVE BAĞIMLILIĞI GENLERDEN KAYNAKLANABİLİR
Bazı genler, insanın psikolojik yapısının belirlenmesinde çok etkindir. Kişinin nikotin ya da kahve bağımlısı olması, geç yatması, yenilikçi olması; bütün bunlar genlerinde, biyoritmik döngülerinde var.

DUYGUSALIK GENLERDEN
Mesela bir insanın anksiyete yani kaygı bozukluğuna ya da depresyona yakalanma riski; başka birine göre daha fazla olabilir ve bunun sebebi yine o kişinin genetik altyapısından kaynaklanabilir. Günümüzde yapılan araştırmalarda; bazı insanların olaylara diğer insanlara göre çok daha duygusal yaklaşmasının nedeninin, yine genetik altyapısından kaynaklandığı ortaya çıkmıştır.
GEN HARİTASINI PATRON KÖTÜYE KULLANIR MI?
Kişinin gen haritasını bilmek; hastalık risklerini tespit etmek ve doğru tedaviyi uygulamak açısından çok önemli. Ancak ya bu bilgiler kötüye kullanılırsa? Örneğin; patronlar, işverenler ya da sağlık sigorta şirketleri bu bilgileri kötüye kullanabilir. Çoğu insan istihdam ayrımı yapılmasından çekiniyor. Şirket test sonuçlarını öğrenirse; genetik risk taşıyan kişileri işe almayabilir ya da sigorta şirketleri bu kişileri sigortalamak istemeyebilir. Tüm bunlar bir düzene bağlanmalı.
MODERN İNSANIN EMZİĞİ: CEP TELEFONU
Cep telefonları, tablet bilgisayarlar, MP3 çalarlar ve benzeri birçok teknolojik aleti; modern insanın emziği olarak nitelendirebiliriz. Bunlar bize güvenlik algısı veriyor. Vücudumuzda emziğin yatıştırıcı etkisiyle yapılmış bir gen çalışması var. Elbette günümüzde artık teknolojisiz bir hayat mümkün değil ancak bu teknolojileri maksimum verim ve minimum zararla nasıl kullanabileceğimizin yollarını bulmamız lazım.