Prostat kanserine karşı balık tüketin

Prostat kanseri; ölümcül olmaktan çıkan ve ileri evrelerde bile hastanın yaşam süresinin 10 yılın üzerine çıkarılabildiği bir kanser türüdür. Prostat; mesanenin altında yer alan ve mesaneyi penisin ucuna bağlayan tüpü saran, halka şeklinde bir bezdir. Ceviz büyüklüğündeki bu bez; enfeksiyonları engellemek ve spermlerin hareket kabiliyetlerini artırmak amacı ile sulu ve sütümsü bir sıvı salgılar.

İKİ ÖNEMLİ ETKİ
Prostatı etkileyen başlıca iki durum vardır. Bunlardan biri; prostat büyümesidir. Uzun yaşayan hemen her erkekte, prostat büyümesi görülebilir. Bu durum bir kanser değildir ve hayatı tehdit etmez. Ancak idrar yapmada zorluğa neden olabilir. Prostatın bir bölümünün ya da tamamının çıkarılmasıyla tedavi edilebilir. Diğer bir durum olan prostat kanseri ise çok daha ciddidir. Büyümeye benzer belirtilerle ortaya çıkan bu kanser; akciğer kanserinden sonra en çok ölüme sebep olan ikinci kanser türüdür. Prostat kanseri, Amerika'da her altı erkekten birini etkilerken; bu ülkede, her yıl bu hastalığa yakalanan 200 bin erkekten 30 bini yaşamını yitiriyor. Aslında yavaş büyüyen bir hastalık olan prostat kanseri, her zaman yaşamı tehdit edici özellikte değildir. 50 yaş üzerindeki erkeklerin yüzde 30'unda kanser belirtileri bulunur fakat bunların sadece yüzde 3'ü ölümcül vakadır. Çoğu erkek tanı konulduktan sonra tedavi olmak yerine bekleyip ne olacağını görmeyi tercih eder. Bu durum, hastalığın ilerlemesine ve yaşamı tehdit edici boyuta gelmesine neden olur.
HANGİ BELİRTİLER GÖRÜLÜR?
Prostat kanserinin ilk döneminde genellikle herhangi bir belirti görülmez. Çoğunlukla görülen belirtiler ise şöyledir:
Geceleri sık sık idrara çıkma ihtiyacı
İdrar yapma güçlüğü veya yapamama
Ereksiyon güçlüğü
Ağrılı boşalma
İdrarda ya da menide kan bulunması
Aşağı sırt bölgesi, kalça veya üst uyluklarda sık ağrı, katılık
Bu semptomlar, yalnızca prostat kanserine özgü değildir. Özellikle maddelerden ilk dördü, prostat büyümesinde de görülür. Sonraki belirtiler ise prostat enfeksiyonlarında da görülebilir. Bu semptomların herhangi biri sizde varsa, hemen bir doktora görünmeniz önerilir. 50 yaş üzeri erkeklerde prostat kanserinin saptanmasındaki en etkili yöntem; rektal tuşe tetkiki ve kan testi de içeren fiziksel muayenedir. Kandaki prostat-özgül antijen (PSA) seviyesini ölçen kan testinin, yılda bir kez yapılması gerekir.
55 YAŞ ÜZERİ RİSK GRUBUNDA
Hangi erkeklerin yüksek risk grubunda olduğunu gösteren belli başlı noktalar şöyle:
YAŞ: Prostat kanseri, 55 yaş üzeri erkeklerde görülürken; her 10 prostat kanserli erkeğin sekizi 65 yaşın üzerindedir. Tanı konma ortalaması ise 70'tir.
AİLE ÖYKÜSÜ: Babasında prostat kanseri görülen bir erkeğin bu hastalığa yakalanma riski, iki kat fazladır. Erkek kardeşinde görülmüşse, risk beş kat artar. Annesi veya kız kardeşinde meme kanseri varsa, risk iki kat fazladır.

KIRMIZI ET RİSKİ ARTIRIYOR
IRK: Prostat kanseri; siyahi erkeklerde, beyazlardan iki kat daha yaygındır. Asyalı erkekler de risk grubundadır.
HORMONLAR: Aşırı testosteronun, hormon bağımlı prostat kanserini teşvik ettiği düşünülür.
VAZEKTOMİ: Çalışmalar; vazektomi yani erkekleri kısır yapan ameliyatın, prostat kanseri riskini iki kat artırdığını gösterse de, son dönemdeki araştırmalara göre risk açısından farklılık yoktur.
DİYET: Araştırmalara göre; kırmızı et ve doymuş yağ ağırlıklı beslenme, prostat kanseri riskini artırır. Haftada beş kez balık tüketenlerin kanser riski ise haftada bir kere balık tüketenlere göre yüzde 48 daha düşüktür. Bunda balıktaki Omega 3'ün etkisi vardır.
KELİK İLE KANSER ARASINDAKİ İLİŞKİ
Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü'nün 4 bin erkekle yürüttüğü bir çalışmaya göre; erkek tipi kellik ile prostat kanseri arasında ilişki vardır. Bunun nedeni, her iki durumun da vücudun erkeklik hormonu testosterona gösterdiği reaksiyon sonucu oluşmasıdır. 20'li yaşların ortalarından itibaren kademeli olarak saçlarının ön veya tepe kısımları dökülen erkeklerin, prostat kanserine yakalanma riski yüzde 50 daha fazladır. Bu erkeklerin, kansere karşı sağlıklı bir diyet uygulaması gerekir.