Her altı kişiden biri cilt kanseri tehdidi altında

Cilt kanserleri; melanom ve melanom dışı olmak üzere ikiye ayrılır. Bizim ele aldığımız melanom dışı deri kanserlerinin de; bazal hücreli karsinom ve skuamöz hücreli karsinom olarak iki türü vardır. Melanom dışı deri kanserlerinin görülme oranı; yüzde 1'den daha azdır. Amerika'da yılda 1 milyonu aşkın kişiye cilt kanseri teşhisi konulurken, tüm dünyada bu rakam 3 milyonun üzerindedir. Bu iki tip cilt kanserinde ölüm oranı ise binde 1'den daha azdır. Cilt kanseri, ölüm oranının düşük olması nedeniyle genelde ihmal edilse de, son 10 yılda bu hastalıktan ölümlerde yüzde 25 artış görüldü.

ERKEKLERDE RİSK FAZLA
Araştırmalar; beyaz ırkta her altı kişiden birinin, cilt kanserine yakalanma riski taşıdığını gösteriyor. Erkeklerde, kadınlara göre daha sık görülen bu kanserde, ileri yaş da önemli bir etkendir. Yaşlandıkça yenilenemeyen cilt, kansere açık hale gelir. Melanom dışı deri kanserlerinde, ultraviyole radyasyon hasarı da önemli bir faktördür. Diğer başlıca risk unsurları ise; bağışıklığın zayıflaması, sigara içmek, eskiden geçirilmiş yanıklar, kronik iltihaplar ve aşırı miktarda kozmetik ürün kullanımıdır. Kozmetik ürünler; metil, etil, probil, butil paraben ve sodyum benzuat içeren maddelere duyarlı kişilerde deride kızarıklık, kaşıntı ve ağrıya neden olur. Petrolden elde edilen ve şampuan, nemlendirici krem, saç boyası gibi kozmetik ürünlerde bulunan bu maddelerin, bilinçsizce kullanımı kansere zemin hazırlar. Araştırmalara göre; 107 kozmetik ürününden birinde kanserojen madde bulunuyor.

KIZARIKLIK VE PULLANMA
Cilt kanserinin görülme sıklığı; güneşe maruz kalan baş-boyun, el ve kollarda yüzde 90, yüz bölgesinde yüzde 85, burunda ise yüzde 30-40 oranındadır. Beyaz ırkta; mavi gözlü, açık tenli, sarışın, kızıl ve kolay güneş yanığı olan insanlarda risk yüksek oranda artar. Siyah ırkta ise risk daha düşüktür. Ciltte kalınlaşma, pullanma, kızarıklık ve pullanmış kuru derinin kanaması; kanserin başlangıç işaretleridir.
SEBEBİ ZARARLI IŞINLAR
Ultraviyole radyasyon; DNA'da hasar oluşturması ve bağışıklık sistemini baskılaması nedeniyle, cilt kanserinin en önemli nedenidir. Ozon tabakasındaki yüzde 1'lik incelme; cilt kanseri riskinin yüzde 4 oranında artmasına neden olur. Bu kanserlerin yüzde 90'ı, vücudun güneşe maruz kalan bölgelerinde görülür.
NASIL KORUNABİLİRİZ?
Saat 09.30-17.00 arasında güneşe çıkmayın. Şapka ve güneş gözlüğü kullanın. Özellikle kulak memelerinizi, kulaklarınızı ve burnunuzu örtecek genişlikte şapkalar tercih edin.
Klorla temizlenen havuzlarda, sudan her çıkışınızda zeytinyağlı sabunla vücudunuzu yıkayın.
Daima organik nemlendiriciler kullanın. Bunun için; zeytinyağı, at kuyruğu, papatya karışımını tercih edebilirsiniz.
Betakaroten içeren gıdalar tüketin. Günde bir bardak domates veya havuç suyu içmek, cildi kanserden korur. Nar ve ananas suyu ile selenyum, E ve C vitaminleri de kanser oluşumunu yavaşlatır.
Günde en az iki-üç bardak yeşil çay için. Yeşil çayın vücuda sürülmesi de etkin bir yöntemdir.
Biberiye, susam tohumu ve yer fıstığı da anti-oksidan etkisiyle cilt kanserinden koruyucu etkiye sahiptir.
CERRAHİ TEDAVİDE BAŞARI ORANI YÜKSEK
Cilt kanserinde ilk başvurulan tedavi yöntemi; cerrahidir. Cerrahi tedaviyle, yüzde 99'a kadar ulaşan oranda başarı sağlanabilir. Bu tedavide; tümörün büyüklüğü, tipi, yerleşim yeri ve tekrar eden tümör olup olmaması önemlidir. Tümörün büyüklüğünün cerrahiye uygun olmadığı durumlarda radyoterapi uygulanabilir. Son yıllarda kullanılan lazer tedavisi de, faydalı sonuçlar vermektedir. Cerrahiyi reddeden hastalarda ise 'kriyocerrahi' yöntemi tercih edilir. Bu yöntemde tümör; -40 derecede sıvı nitrojen kullanılarak dondurulur. Tümör; cerrahi ve radyoterapi sınırlarını aşmışsa, kemoterapi de bir seçenektir.