Beyin 60 watt'lık bir enerjiyle çalışıyor!

Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Medical Park Göztepe Hastanesi Beyin Cerrahisi Başkanı Prof. Dr. Türker Kılıç; beyin cerrahisiyle ilgili bilgi verdi:
Beynin kendisine özgü dokusu, onu diğer organlardan ayırır. Beyin; anatomisiyle, moleküler yapısıyla ve fizyolojisiyle evrimin geldiği en son noktadır.
Beyin, zihinle ilişkili olan organımızdır. Bu nedenle de, henüz bilmediğimiz büyülü bir tarafı vardır. Çünkü yaşamı esas algılayan organımız beynimizdir.
Beyin dokusunda milyarlarca nöron vardır. Beyinde her nöron, yanındaki nörondan farklı bir iş yapar. Oysa her karaciğer hücresi yanındakiyle aynı görevi yapar. Siz karaciğer dokusunun üçte ikisini çıkartsanız bile, geride kalan üçte biri yaşam için yeterlidir. Beyin öyle değildir; damardaki milimetrik bir kayıpta hasta felç kalabilir, hatta ölebilir de.
HER NÖRONUN KORUNMASI GEREK
Beyinde her nöronun farklı bir işlevi olduğu için, her nöronun korunması gerekir. Siz nöronu kaybettiğiniz zaman, o nöronun yerine yenisi yapılamaz. Bu nedenle ameliyatı çok az hata payıyla yapmak gerekir.
Beyinde milyarlarca farklı nöron, birbirleriyle iletişim halindedir. Bu aynı anda beyinde bir zihinsel alan oluşmasını sağlamaktadır. Örneğin; bir insan beyninin yaptığı işi, şu andaki bir bilgisayarla yapmaya kalksak; neredeyse İstanbul için gerekli olan enerji miktarı kadar enerji gerekirdi. Oysa beynimiz bunu sadece 60 watt'lık bir ampulün ihtiyaç duyacağı bir enerjiyle yapıyor ve kesinlikle ısınmıyor; yani ısı enerjisi gibi bir sorun yaşanmıyor. Bu inanılmaz olayı şu anda bizim algılayabilmemiz çok zor.
BEYİN CERRAHİSİ HEM BİLİMDİR HEM DE SANAT

Beyin cerrahisi, bilimdir. İspatlanmış veriler doğrultusunda, sebep-sonuç ilişkisini kesin olarak kurduğunuz yargılar doğrultusunda iş yaparsınız. Tanıyı koyar ve buna yönelik bir yol çizersiniz. Ayrıca beyin; her hücrenin yanındakinden farklı bir iş yapması nedeniyle, tamamen matematiksel bir sistemdir. Beyin cerrahisini diğer cerrahilerden ayıran, beynin zihni yaratıyor olmasıdır. Burada sanat devreye girmektedir. Eğer yaratıcılığı ortaya koyan zihinse; sanatçı açısından bakıldığında, yaratıcılığı ortaya koyan beynin kendisidir. Bu nedenle beyin cerrahının ister istemez işidir sanat. Çünkü sanat da neticede beynin işlevsel bir sonucudur.
BASKETBOLCULARA BENZİYORUZ

Beyin cerrahları özel yaşantılarına dikkat etmelidir. Yapılan işin zamanı yoktur. Her an bir ameliyata girmek durumunda kalabilirler. Ayrıca yapılan hatanın dönüşü yoktur. Bu nedenle her zaman hazır olmalısınız.
Beyin cerrahlığı özel bir vücut yapısı ya da özel bir fizyonomi gerektirmez. Ancak bütün branşlardan daha fazla çalışma ve daha fazla zihni eğitmek gerekmektedir. Bu nedenle beyin cerrahı kendine dikkat etmek zorundadır. Uykusunu iyi almalıdır. Çoğu zaman beyin cerrahları az uyurlar ama bunu zaman içinde kendi yaşamlarının bir parçası haline getirirler.
Beyin cerrahlarının kondisyonları daha uzundur. Aynen profesyonel basketbolcular gibi... Ameliyata girdiklerinde uzun zaman konsantrasyonlarını bozmadan durabilirler. Zaten beyin cerrahisi denince akla uzun ameliyatlar gelir. Burada püf nokta; konsantrasyonlarını mümkün olduğu kadar uzun süre devam ettirebilmektir. Beyin cerrahları dört saat mikroskop altında kesintisiz çalışabilir.