Hastalığa odaklanma yaşlanmayı geciktir

Kanser ve kalp gibi hastalıklara yapılan sağlık yatırımları yerine yaşam kalitesini artırmanın insan ömrünü 5 yıl uzatacağı kanıtlandı. Analiz, Harvard Üniversitesi, Columbia Üniversitesi, Chicago ve Illinois Üniversitesi bilim adamlarınca gerçekleştirdi. Ölümcül hastalıklar için tedavinin aksine yaşlanmanın yavaşlatılmasının başlangıçta sağlık alanında fazla bir kârı yok gibi görünse de uzun vadede önemli yararları olduğu kanıtlandı. Uzmanlar, yaşlanmanın geciktirilmesinin hastalıklara odaklanmaktan çok daha iyi bir halk sağlığı yatırımı olduğunu düşünüyorlar. Yaşlanma süresini yavaşlatmak 65 yaşın üzerindeki insanlar için ek yüzde 5 daha sağlıklı ve uzun yaşamak anlamına gelecek. Şimdiye kadar yaşlanmanın geciktirilmesi için tedaviler ve maliyetleri konuşulmamıştı. Chicago Üniversitesi Halk Sağlığı Okulu'ndan Jay Olshansky "Bu halk sağlığı dünyasında bir dönüm noktası" diyor. Bilimsel araştırma 'asırlık' ve diğer uzun ömürlü insanların genetik çalışmaları da dahil olmak üzere nasıl daha yavaş yaşlanabileceklerini araştırıyor. Biyolojik yaşlanma belirtilerini yavaşlatmanın yanı sıra aynı zamanda kalori kısıtlaması, ilaç girişimleri gibi modeller hayvan deneylerinde elde edilmişti.

KARAR VERMEMİZ GEREKİYOR
Chicago Üniversitesi'nden Jay Olshansky, "Yaşlanmanın yavaşlatılması bile marjinal bir başarı. Yaşam sağlığı ve kalitesi üzerinde büyük bir etkisi olacak. Şimdi araştırmalara başlamak gerek. Biz aslında yaşlanmayı geciktirmek için çalışmaya devam ediyoruz. Bu çeşitli şekillerde başarılı olabilir, hangi şekilde olacağı çok da önemli değil ama bunun önemli bir değer olduğuna artık karar vermemiz gerek. Önceki araştırmalar ise kanseri ortadan kaldırarak yaklaşık üç yıllık yaşam beklentisi artacağını bize gösteriyordu" dedi.
AB'DE YILLIK KANSER HARCAMASI 126 MİLYAR EURO
Avrupa Birliği çapında yapılan bir araştırmaya göre, kanser hastalıkları AB ülkelerine her sene 126 milyar euro masraf oluşturuyor. İngiltere'deki kanser araştırmaları kuruluşu Cancer Research UK, bu tabloyu "ağır bir külfet" olarak değerlendirdi. Araştırma sonuçlarını içeren Lancet Oncology dergisindeki makalede, ilaç ve tedavi masraflarının yanı sıra, hastaların ve yakınlarının ücret ve maaş kayıpları da mercek altına alınıyor. Hastalığın en masraflı türü akciğer kanseri. Kanser masraflarının %10'u akciğer vakalarından kaynaklanıyor çünkü erken yaşta görülen akciğer kanseri daha fazla üretim kaybına sebep oluyor. Oxford Üniversitesi ve Kings College uzmanları bu sonuçlara, 27 AB ülkesinde 2009'da topladıkları verileri analiz ederek ulaştı. Toplam 126 milyar euro tutarındaki maliyetin 51 milyar euroluk kısmını doktorların mesai saatini ve ilaçların bedelini içeren tedavi süreçleri oluşturuyor. Hastalık ve erken ölüm nedeniyle yaşanan üretim kaybının 52 milyar euro olduğu tahmin ediliyor. Hasta yakınlarının kaybı ise 23 milyar euro. Demans (bunama) ve kalp-damar hastalıklarının maliyeti ise kanserin çok üzerinde. 15 Batı Avrupa ülkesinde yüksek tansiyon ve kalp-damar hastalıklarının yol açtığı masraflar yılda 169 milyar euro'yu bulurken, demansa harcanan para ise 189 milyar euro.
HALK, SAĞLIKLI BESLENME VE SPOR İÇİN TEŞVİK EDİLMELİ...
Uzm. Dr. Murat Kınıkoğlu/Kalp ve İç Hastalıkları Uzmanı: Kalp hastalıkları ve kanser şu anda tüm dünyanın en büyük ölüm nedenleri. İnsanlar en yakınlarını bu hastalıktan kaybederken çözümü için bütçe ayırmamak çok zor. Buna karşılık bizim gibi ülkelerin zaten kısıtlı kaynaklarını araştırmaya ayırmak yerine halkı sağlıklı beslenme ve spor konusunda bilinçlendirmeye ayırması çok daha doğru olur. Kötü alışkanlıklardan kurtularak, sağlıklı bir beslenme ve sporla sağlıklı ömür süresini 10-12 yıl kadar uzatmak mümkündür. Halkın bu konuda bilinçlendirilmesi, cesaretlendirilmesi, doğru beslenme ve spor konusunda eğitim çalışmalarına ağırlık verilmesi çok iyi olur.
DOĞUMDAN İTİBAREN YAŞLANMA GECİKTİRİLSİN
Prof. Dr. İsmail Tufan/Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bölümü Başkanı: Türkiye'de yaşı 65 ve üzeri nüfusun yüzde 30'dan fazlası ağır kronik hastadır. Buna ek olarak yaşlılıkta engellilik ve bakıma muhtaçlık sorunların da artıyor. Kısaca: Bugün uzun yaşama şansını elde ettik, ama yaşlılıkta sağlıklı bir yaşama yine de kavuşamadık. Birçoğumuzu kötü bir yaşlılık beklediğinden emin olabilirsiniz. 65 yaşından sonra yaşlanmayı yavaşlatmak fikri iyi ama ben olsam insanın yaşlanmasını doğduğu andan itibaren yavaşlatmayı denerdim. Asıl o zaman bunun anlamı çok büyük olurdu. Gerçekleşme olasılığı yüksek vizyonlara yatırım yapılırsa, yaşlanmayı yavaşlatamayız ama daha uzun süre sağlığını koruyabilen zinde yaşlıları çoğaltabilir, maliyeti daha düşük, başarısı daha yüksek, daha verimli çalışmaların altına imza atabiliriz. Yatırımlar yaşlanmanın tıbbi alanlarına değil, yaşlanmanın sosyal alanlarına yapılmalıdır.