İdrar tutamamak sosyal hayata engel değil

İdrar kaçırmanın psikolojik ve sosyal hayatta yarattığı tahribat, fiziksel boyutunu gölgede bırakıyor. Kişide utanma, sosyal hayattan kaçınma, depresyon ve kaygı bozuklukları gelişebiliyor. Bu sorunu yaşayanların sır gibi sakladıkları dünyalarını ve oradan nasıl çıkabileceklerini, Liv Hospital'dan Uzman Klinik Psikolog Beril Yardımcı ile konuştuk…
İdrar kaçırmayı nasıl tanımlayabiliriz?
İdrar kaçırma, psikolojik sonuçları olan fiziksel bir durumdur. Kişinin yaşam kalitesini, özellikle orta ve ileri yaşlarda ciddi anlamda örseler.
Bu bir hastalık olduğu halde insanlar niye utanıyor?
Evet, bu duruma eşlik eden en yoğun duygu utançtır. Kişi, çok sık tuvalete gitmek zorunda olduğu veya altına kaçırdığı için kendisini rahatsız hissedebilir. İçine düştüğü pozisyondan utanıp sosyal ortamlardan kendini soyutlamaya çalışır. Bu durum, kişinin kendine olan güvenini olumsuz etkileyebilir. Bedeniyle barışık değildir. Cinsel hayatı da erozyona uğrar. Yani fiziksel sıkıntı ile başlayan idrar kaçırma, kişinin tüm hayatını etkileyen ciddi bir tabloya dönüşebilir.

İKİ TEDAVİ BİR ARADA YÜRÜYEBİLİR
Tedaviye başlayan hastanın tam olarak ne yapması gerekiyor?
Rahatsızlığı konusunda bilgi toplayıp güncel tedavi yöntemlerinden haberdar olmalı ve kendisi için en uygun tedaviyi seçmelidir. Tedavi, profesyonel uzmanlar tarafından gerçekleştirilmeli.
Psikolojik yardım mı, fiziksel tedavi mi öncelikli olmalı?
Bu, kişinin tablodan ne kadar etkilendiğine göre değişir. İdeal sonucu almak için fiziksel ve psikolojik tedavileri paralel yürütmek gerekir.
Tedavinin psikolojik boyutunu destekleyen koruyucu önlemler var mı?
Emici külot ya da mesane pedlerinin kullanımı, koku ve ıslaklığın yol açtığı kaygı ve utanma duygularını minimuma indirerek, kişiye hareket özgürlüğü kazandırır. Kişinin kendine olan güveni yerine gelir. Sosyal hayatta her zamanki gibi yer almaları kendilerini çok iyi hissettirir. Ped kullanarak dansa bile gidebileceklerini gördükleri zaman rahatlama duyguları artar.
ALAY EDİLME DEPRESYONU TETİKLER
Ruh hali bozulan hasta, ailesi ile bu durumu paylaşabiliyor mu?
Kişi kendisini yakınları tarafından anlaşılmamış hissedip daha öfkeli davranabilir. Her iki taraf da hastalığın biyolojik ve psikolojik etkileri hakkında bilgilendirilmeli.
İdrar kaçırmanın ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkisinde, geleneksel kültür yapısının rolünden söz edebilir miyiz?
İdrar kaçırmanın kültürel olarak nasıl anlamlandırıldığı önemli. Bizim kültürümüzde komik, ayıplanan ve küçümsenen bir durumdur. Bu da depresyon ve kaygı bozuklukları için tetikleyici bir faktördür.
İdrar kaçırma rahatsızlığı olan kişi genelde kendisini eve mi kapatıyor?
En tipik davranış biçimi 'sosyal kaçınma'dır. Aslında sosyal kaçınma kişi için çözümdür; kendisini sıkıntıya sokmamak için sosyal ortamlardan kaçar. Kısa vadede rahatlatıcı gözükse de, uzun vadede hayatla ilişkisini zedeler.

EVHAM VE ENDİŞE GİBİ SORUNLAR ORTAYA ÇIKIYOR
'Yeniden olacak mı?' kaygısı depresyonu tetikliyor mu? Araştırmalar; normal nüfusa göre idrar kaçırma rahatsızlığı olan kadınlarda depresyon oranının üç kat daha fazla olduğunu gösteriyor. İdrar kaçırma kronikleştiği zaman kontrol kaybı, çaresizlik ve isteksizlik duyguları yoğunlaşıyor. Kişide evham ve endişe sorunları ortaya çıkıyor.
toplantılar bölünür
Hangi ortamlar idrar kaçıran kişi için kabusa dönüşüyor? Kişinin en temel günlük faaliyetleri bu rahatsızlıktan etkilenebilir. Kişi hareketlerini kısıtlar, sosyal toplantılara daha seyrek katılmayı ve tuvaletin yakında olmadığı ortamlara girmemeyi tercih edebilir. İş hayatı da bu durumdan olumsuz etkilenir; acil idrar yapma isteği ile toplantılar bölünür, iş konsantrasyonu azalır. Kişi geceleri daha sık uyandığından yorgunluğu da artar.