Cildin su kaybetmesine izin vermeyin
Susuz kalan cilt kurur, incelir ve zamanla sarkık bir görünüme bürünür. Susuzluk sadece cildi değil, tüm hücreleri hasara uğratır. Vücudunuzun su kaybetmesini engelleyerek, tam kapasite ile çalışan, parlak ve sağlıklı bir cilde sahip olabilirsiniz
YAŞLANDIKÇA AZALIYOR
Oksijen ve su, ihtiyacınız olan en önemli maddelerdendir. Doğum anında vücut ağırlığımızın yüzde 75'ini su oluşturur ancak zamanla hücrelerimiz su tutma kabiliyetini yitirir. Ortalama olarak, bir yetişkinin vücudundaki su oranı yüzde 60'tır. Doğuma oranla vücut suyundaki yüzde 15'lik bir azalma çok büyük gibi görünmese de, bir bebek ve yetmiş yaşındaki bir yetişkinin yanaklarını karşılaştırdığımızda bu farkın ne denli büyük olduğunu görebiliriz. Deri, vücudun görünebilen en büyük organıdır ve su kaybı da dahil olmak üzere vücutta meydana gelen yaşlanma sürecini yansıtır. Kuru, ince ve sarkık bir cilt gördüğümde problemin orada bitmediğini bilirim. Bu bana, hasar görmüş susuz kalmış hücre ve lifler ve hepsinin içine gömülü bulunduğu jölemsi maddede oluşan hasarın; kalp, kaslar, karaciğer, damar duvarları ve eklemlerde de aynı şekilde mevcut olduğunu gösterir. Vücuttaki bütün hücrelerin arasında ayrı ayrı bağlantı vardır. Bu sebeple eğer epidermiste su kaybı söz konusu ise; buradaki hücreler kaybettiği suyu başka yerlerden bulmaya çalışacaktır. Kaybettiği suyu hücreler arasında dolaşan sıvıdan, komşu bir hücreden ya da altında bulunan dermisten, daha sonra dokular ya da diğer organlara ait hücrelerden elde etmeye çalışılacaktır.
CİLDİNİZİ TEST EDİN
Bir hastanın susuz kalıp kalmadığını tespit etmenin en çabuk yolunun, elinin üzerindeki deriyi çimdiklemek ya da deriyi tutarak, çekip bırakmak olduğunu öğrenmiştim. Eğer deri anında eski haline dönmezse, hastanın daha çok sıvıya ihtiyacı var demektir. Bu test genç yetişkinlerin çoğunda işe yarasa da yaşlılarda, öyle olmadığı halde sanki ciltleri susuz kalmış gibi tepki verir. Bu kısa süreli ve kolay test, nemsiz bir ciltte bir saniye, nemsiz ve aynı zamanda güneşe maruz kalmış bir ciltte çok daha uzun süre, çıkıntı oluşturacak şekilde kalıcılık gösterebilir. Yaşlıların cildi uzun zaman önce su tutma kabiliyetini yitirir ve cilde esnekliğini veren yapılar ise; onarılamayacak şekilde hasar görmüş olur. Siz, su kaybetmeye bir son verebilirsiniz. Hayati önem taşıyan güçlü bir bariyer oluşturabilir, böylece sadece genç bir görünüme sahip olmakla kalmaz, aynı zamanda su kaybına karşı kendini koruyan ve tam kapasite ile çalışan bir cilde sahip olabilirsiniz.
YETERLİ SU KAYNAĞI OLMADIĞINDA DERİ HÜCRELERİ PARÇALANIR
Su, her canlı için hayati bir role sahiptir. Ayrıca kana hacim verir ve dokulara nüfuz etmesini kolaylaştırır. Bunu cildinizde daha net görebilirsiniz. Yeterli su kaynağı olmadığında deri hücreleri parçalanır. Deriyi destekleyen yapılar sertleşir ve esnekliğini kaybeder. Cilt tabakaları incelir ve düzleşir. Damar duvarları kırılgan ve delikli bir hale gelerek, eski borular gibi su sızdırır. Besinler dağıtılamaz ve atık maddeler dışarı atılamaz. Su kaybı ne kadar çok olursa, kırılganlık ve bariyerin delinebilmesi olasılığı o kadar fazla olacaktır. Bu güçsüzleşme daha da çok su kaybına yol açacak, yıkıcı ve kendi kendini sürdüren döngü harekete geçecektir.
EN SON HABERLER
- 1 Tüm vücudu iltihaplardan arındıran mucize besin! Sadece 1 tane tüketmek sizi yeniden doğmuş gibi yapıyor...
- 2 Yalnızlık günde 15 sigara içmek kadar zararlı
- 3 Evlilik kemoterapi etkisi sağlıyor
- 4 Süt içiyor musunuz?
- 5 Midesinden çıkan taş herkesi şaşırttı
- 6 Dövme yaptırmanın bedeli ağır
- 7 Sigara kullanım yaşı 13’e düştü
- 8 Minik Lina için İstanbul’dan Rize’ye “kalp” köprüsü kuruldu
- 9 7 günde karnı dümdüz yapıyor! Ünlülerin diyetisyeni anlattı…
- 10 Uyuyan metabolizmayı kahvaltıyla uyandırın