Cuma 03.10.2014
Son Güncelleme: Cuma 03.10.2014

Kalp hastalıklarının günah keçisi

Et, içeriğinde bulunan hipoksantin adlı madde yüzünden tıpkı kahve gibi bağımlılık yapabilir. Ancak kalp hastalıklarının en önemli sebebi olarak gösterilen kırmızı et, abartılmadan tüketildiği takdirde sanıldığı kadar da zararlı değildir

Birçoğunuzun mutlaka kalp hastası olan bir tanıdığı vardır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl kalp hastalıkları sebebi ile hayatını yitiren insan sayısı 17.3 milyon olup günümüzde halen ölüm sebepleri listesinde birinci sıradaki yerini korumaktadır. Bu kadar fazla ölüme sebep olan hastalığın nedenlerini araştırmak için dünya üzerinde her gün çeşitli araştırmalar yapılmaya devam etmektedir. Bunların sonucunda bir gün şeker suçlanırken, başka bir gün kırmızı et veya daha başka bir şey suçlanmaktadır. Neticede kalbimizi gözümüzle görmüyoruz ve elimizle hissedemiyoruz. Bu yüzden belki de hasta olup teklemeye başlayana kadar ona yaptıklarımızın farkında olmuyoruz. Kalp, iş yükü en ağır organlarımızdan biridir. Sağlıklı bir kalp, bizi hayatta tutabilmek için günde ortalama 7.5 ton kan pompalıyor. Eminim herhangi birimize 7.5 ton suyu kovayla boşalt deseler kamera şakası sanabiliriz.
TOPLUMU İLGİLENDİRİR

Bize hayatın şaka olmadığını rakamlarla gösteren kalbimizin sağlığı için yaptığımız araştırmalarda zaman zaman günah keçileri bularak, bazen doğru bazen yanlış kararlar verebiliyoruz. Unutmamak gerekir ki, tababet bilimini mühendislikten ayıran yegane özelliğin bulduğumuz verilerin hiçbir zaman yüzde 100'ü temsil etmemesidir. Bu sebeple iyi kolesterolümüz tavan yapsa ve bedensel iltihabi reaksiyonlarımız sıfır olsa da, kalp hastalığı toplumu halen ilgilendiren bir konu olmaya devam edecektir. Adeta düzenli bir davul sesi gibi, kalp hastalığının sebebinin doymuş yağlar ve kırmızı et olduğunu korkutucu manşetlerde okuyorsunuzdur. Bunun gibi manşetler, bilim ve haber içeriği örtüşmediğinde zarar verici sonuçlara götürebiliyor. Son yıllarda yüzde 100 doğru olmaksızın günah keçisi ilan edilen kırmızı et hakkında güncel tıbbi bilgileri literatürde adeta bilimsel bir kazı yaparak sizlerle paylaşmak istiyorum.
ZEHİRLENİYORSUNUZ!

Sebze, meyve ve baklagiller gibi besin değeri yüksek gıdalar içeren bir beslenme düzenine aniden geçtiğinizde anlamsız bir yorgunluk hissettiğiniz oluyor mu? Belki de kendinize 'Acaba yeterli besleniyor muyum?' diye soruyorsunuzdur. Saydığım besin değeri yüksek gıdaların toksik etkisi yoktur, kırmızı et gibi değildir. Biraz abartılı bir tabir olsa da hayvansal gıda yediğinizde kendinizi adeta zehirliyorsunuz (iyi huylu zehir diyelim) ve diğer zehirler gibi (sigara, alkol) bu da size kendinizi iyi hissettiriyor! Hayvansal gıdalar sindirilirken açığa toksik metabolik maddeler çıkar ve damarlarınızda gezmeye başlar. Ne zamanki hayvansal gıdaları aniden azaltırsınız, o zaman adeta diğer bağımlılıklarda olduğu gibi çekilme bulguları gün yüzüne çıkar. Besin değeri yüksek gıdalara ani geçişin oluşturduğu yorgunluk hissi işte bundan kaynaklanıyor. Hipoksantin adı verilen madde etin uyarıcı ve tatmin edici etkilerinden sorumludur. Yani, beslenme düzeninizden eti çıkarttığınızda oluşan hissin sebebi etin sindiriminde açığa çıkan bu maddedir. Bu madde eti oluşturan kas hücrelerinde bulunur ve et dinlendirildikçe artar. Kimyasal yapısı kahvedeki kafein veya kakaodaki teobromin ile aynı olup etkileri de benzerdir. Bunların hepsi sinir sistemi uyarıcıları olup bağımlılık yaparlar.
GÜNDE ORTALAMA 100 GRAM KIRMIZI ET YİYEBİLİRSİNİZ
Kırmızı et ve ölüm arasındaki ilişkiyi değerlendiren 2012 yılındaki bir çalışma medyada çok yankılandı. Hatta dünya basınında 'Kırmızı et sizi öldürür' gibi atılan manşetlerle bilim ve haber detayı uyumsuz olarak servis edildi. Harvard Üniversitesi Halk Sağlığı Bölümü tarafından yapılan bu araştırmaya göre; her gün ekstra bir öğün işlenmemiş kırmızı etin, erken ölüm riskini yüzde 13 artırdığı gösterildi. Araştırmaya katılanların yaş ortalamasının 50 ve yenilen etin ise günlük 100 gramlık normal öğüne ilave 100 gram eti değerlendirmeye kattığını belirtmek gerekir. Japonların 51bin kişiyi 16 yıl süre ile takip ettikleri bir diğer et-erken ölüm araştırmasında; günde 85 gram kırmızı et tüketimi ile erken ölüm arasında hiçbir ilişki gösterilemedi. Bu güncel araştırmalar doğrultusunda, günlük ortalama 100 gram civarında kırmızı et tüketilmesinin erken ölümle ilişkisi bulunmadığını söyleyebiliriz.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.