Sosyal medyada yayılan haberler korku yaratıyor
Sosyal medya, yaydığı korku dolu haberler ile paranoyalarımızı tetikliyor. Özellikle 'metrolar, metrobüsler, alışveriş merkezleri tehlikelidir' düşüncesi insanları paranoyaya sürüklüyor
Paranoya, kişinin sürekli olarak kötülük görme, aldatılma korkusu ile yaşadığı bir hastalıktır. Bu korkuların yersiz olduğu söylense bile kişinin fikri asla değişmez. En sağlam veriler bile onun fikrini değiştirmez. En sık; içine kapanık, kuşkucu, alıngan, kıskanç ve aşırı gururlu insanlarda görülür.
Metropollerde paranoyak olmadan yaşamak giderek güçleşiyor. Artan suç olayları, her an yerde ortaya çıkabilecek olan kapkaççılar, kandırılan, aldatılan insanların basına yansıyan hikayeleri; normal insanı bile aşırı kuşkucu ve güvensiz hale getirmektedir. Paranoyak olmadan yaşamanın yolu, gerçek tehlikelerle gerçek olmayan tehlikeleri ayırt etmekten geçer. İnsanlara güvenmeli ama tedbir almalıyız. Mümkün olduğu kadar olayların olabileceği yer ve zamanlarda oralarda olmamalı, çok erken ya da geç saatlerde yalnız başımıza ıssız yerlerde olmaktan kaçınmalı ama bütün bunları çok da abartmamalıyız.
ŞİDDET ORTAYA ÇIKAR
Sosyal medya, yaydığı korku dolu haberlerle paranoyalarımızı tetikliyor. Özellikle 'metrolar, metrobüsler, alışveriş merkezleri tehlikeli' düşüncesi, ortak korkuları beslediği için insanları paranoyaya sürüklüyor.
Paranoya tek tek insanların hayatında etkili olduğu gibi giderek daha çok sayıda insanı etkisine alıp toplumsal olmaya başladığında ve insanların korku duydukları konuların sayısı arttığında, toplu yaşamı tehdit etmeye başladığında tehlikeli olmaya başlar. İnsanlar evlerinden çıkamaz olur, en ufak tehlikede çok büyük tepkiler verirler. Korku öfkeyi getirip toplumsal şiddeti de ortaya çıkarabilir. İnsanların birbirlerine olan güvenin yıkılışı 'Zaten kimse güvenilmez, ben niye onları kandırmayayım' düşüncelerini de getirir. Bunlar toplumsal yaşamı giderek zorlaştırıp insan ilişkilerini zedelemeye başlar.
BİR KRİZ ANI İLE TOPLUM OLARAK NASIL BAŞA ÇIKABİLİRİZ?
Herhangi bir kriz anında insanlarla ortak hareket etmek, sağduyuyu kaybetmemek, telaş ve panik yapmamak gerekir. Bilinçli yaratılan krizlerin amacı insanların panik olması, korku duyması ve bununla birlikte mantık sınırlarından çıkmalarını sağlamaktır. Bu tür provokatif durumlardan kaçınmak, sonradan pişman olunacak davranışlarda bulunmamak ve sakinleşme çağrılarına uymak gerekir. Kriz anında hareketi önce düşünmeli, ani kararlar vermemeli ve karar vermekte güçlük çektiğimizde sözlerine, kararlarına güvendiğimiz insanlara ulaşıp onlardan akıl alıp onu uygulamalıyız. Bu çoğunlukla eşimiz, annemiz, babamız, sevdiğimiz ve fikirlerine güvendiğimiz bir arkadaşımız olabilir. Onunla ilişki kurmak bizi panikle yanlış yapmaktan koruyacaktır.
EN SON HABERLER
- 1 Metabolizmayı ateşleyen beslenme yöntemi! İstediğinizi yiyerek 3 ayda 12 kilo verin...
- 2 Kemikleri adeta çelik gibi yapıyor! Günde 1 porsiyon tüketmeniz yeterli..
- 3 ‘Serum’ çılgınlığına karşı uyarı: Kuaförde serum taktırıp kalbi duranlar var
- 4 Greyfurtun 8 altın faydası
- 5 Beşinci hastalık korkutuyor
- 6 Hafızayı zehir gibi yapıyor! Bilim insanları beyin gücünü artırmak kaç dakika yürümeniz gerektiğini açıkladı
- 7 Kemikleri adeta çelik gibi yapıyor! Günde 1 porsiyon tüketmeniz yeterli..
- 8 Akciğerleri tüm toksinlerden arındırıyor! Doktorların kesinlikle tüketmelisiniz dediği o besin...
- 9 Göz hastalıklarında akıllı mercek dönemi
- 10 Akciğerleri tüm toksinlerden arındırıyor! Doktorların kesinlikle tüketmelisiniz dediği o besin...