Herkesin şişmanlık mevsimi farklı
Eskiden kış ayları şişmanlık, yaz ayları ise zayıflama mevsimi olarak kabul edilirdi. Ancak uzmanlar, herkesin kilo almaya eğilimli olduğu mevsimin farklı olduğunu belirtiyor
YAĞ OLARAK DEPOLANIR
Metabolizma; vücutta enerji döngüsünü kontrol eder ve tüketimin bir kısmından da sorumludur. Vücudun enerji ihtiyacı ve enerji üretme hızı çevresel faktörlerden etkilenir. Vücut istirahat halindeyken, hayati organların işlevini sağlamak için gerekli olan enerjiye bazal metabolizma hızı adı veriliyor. Bu, günlük enerji kullanımının yaklaşık yüzde 70'ini oluşturuyor. Günlük fiziksel aktivite ile enerjinin sadece ortalama yüzde 20'lik kısmı yakılıyor. Ayrıca metabolizmamız, vücut ısısının sağlanması için de enerji tüketir. Bu da, günlük enerji tüketiminin yüzde 10'una karşılık gelir. Soğuk mevsimlerde vücut ısısını korumak için daha fazla enerji yakılırken, yaz aylarında enerji ihtiyacı o kadar fazla değildir. Sıcak havalarda kullanılmayan enerji ise vücutta yağ olarak depolanır.
Tüm canlılar, kışın artan enerji ihtiyaçlarını gidermek için daha kalorili gıdalarla beslenir Yine bireylerin günlük aktivite ile harcadıkları enerji de mevsimden mevsime değişir. Örneğin, bir grup yazın tatilde sporla hareketini artırırken kışın daha hareketsiz bir yaşam sürer. Bir diğer grup ise kışın yoğun bir koşturmacadan çıkıp yazın tam bir dinlenme konumuna geçebilir. Yine beslenme alışkanlıklarının, mevsimlerden etkilenmesi de bireyden bireye değişir. Bu sebeple mevsimlere bağlı olarak vücut ısısı ile ilişkili olan enerji tüketimi değişikliği, alışkanlıklar ve yaşam tarzı ile şekillenen fiziksel aktivite ve beslenme yanında çok etkili bir unsur değildir.
Bu hastalar; hem hastalıklarının merkezinde olan insülin direnci ve metabolik değişikliklerle, hem de kullandıkları bazı ilaçlar nedeniyle zor kilo verirler. Mevsimsel değişiklikler için bahsettiğimiz kriterler, bu hastalar için de geçerlidir. Asıl belirleyici olan ise, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz yapmak ve ilaç tedavisidir. Termogenez yani vücut ısısıyla harcanan enerji miktarı mevsimlere göre değişir ama bu değişim kilo dengesinde belirleyici olmaktan uzaktır.
KİLO VERMEK ÖLÜM RİSKİNİ YÜZDE 25 DÜŞÜRÜYOR
Genellikle zayıflamanın iki hedefi vardır. Estetik yönden hedefler subjektif olarak değişebilirken çok önemli oranlarda kilo verme hedeflenebilir. Bu nedenle çoğu zaman başarı düşük oluyor. Sağlık kazanımı amacıyla kilo vermenin hedefleri ise daha rasyoneldir, yani ulaşılabilirdir. Örneğin aşırı obez olmayanlarda yüzde 10 oranında kilo verme ile ölüm oranı yüzde 25, diyabet riski yüzde 50, kanser ile ölüm riski yüzde 50 azalabiliyor. Ayrıca kan basıncı 10 mm Hg, kan şekeri ise yüzde 40 düşebiliyor.
SAĞLIKLI BESLENME TARZI KALICI OLARAK BENİMSENMELİ
Diyet yapıp düzenli bir egzersiz programı uygulayarak zayıfladıktan sonra tekrar kilo alıp veren sağlıklı bireylerde, her kilo alım dönemiyle beraber metabolik risk de artar. Çalışmalar da bunu gösteriyor. Bu sebeple sağlıklı beslenme ve egzersiz programının sürekli uygulanması ve kalıcı olarak benimsenmesi önemlidir. Bu yolla inilen kiloda kalma sağlanır ve tedavi başarılı olur. Glukoz metabolizması bozuk olan bireylerde her kilo artımı ile hastalık ilerler ve tedavi güçleşir.
EN SON HABERLER
- 1 Aşırı öfke 40 dakika içinde ölüme sürükleyebilir! Kan damarlarını genişletip...
- 2 Gaziantep Şehir Hastanesi Obezite Merkezi Bölgeyi tedavi edecek
- 3 Kanserin ilk belirtisi ellerde ortaya çıkıyor! Eğer böyle görünüyorsa...
- 4 Yaza incecik girmenizi sağlayacak tarif! Metabolizma hızını arşa çıkarıyor...
- 5 "En sağlıksız gıda" seçildi: Hepimiz bayılarak yiyoruz! Sağlıklı hücrelerde adeta bomba etkisi yapıyor
- 6 4 formül uzun yaşatıyor
- 7 Yaşlandıkça yalnızlaşıyoruz
- 8 Pankreas kanserinde yeni umut: Fosfor-32
- 9 "En sağlıksız gıda" seçildi: Hepimiz bayılarak yiyoruz! Sağlıklı hücrelerde adeta bomba etkisi yapıyor
- 10 Bağırsaklarınızın çürümeye başladığının ilk işareti! Yemekten sonra bunu hissediyorsanız...